Sessiz dünyalarında mutlular

Konya'da Akif ve Gülsen Altun çifti, kendileri gibi işitme ve konuşma engelli iki çocuğuyla hayatlarını zorunlu olarak sessiz bir şekilde sürdürseler de bu durumu hiç sorun etmiyorlar

Anne, baba ve iki çocuktan oluşan Altun ailesini diğer ailelerden ayıran işitme engelli olmaları... 
Ancak bu durumu hiç sorun etmiyorlar, çünkü bu şekilde mutlu olmayı başarmışlar. 
Memur olan baba Akif Gülsen'in eve gelmesiyle ailenin mutluluğu ikiye katlanıyor. 
Akif Gülsen zile bastığında evdeki lambaların yanıp sönmesiyle eşinin geldiğini fark eden Gülsen Altun, güler yüzle kapıya koşuyor. 
Kapının açılmasıyla işaret diliyle yapılan kısa sohbetin ardından 12 yaşındaki Hatice Nur ve 8 yaşındaki Ahmet babalarının kucağına atlıyor. Sonrasında birbirleriyle şakalaşan, yaptıkları esprilere hep birlikte gülen Altun ailesi, en çok sohbet etmeyi seviyor. 
Mutlu bir aile tablosu çizen Altun ailesi, ne kadar gürültü olursa olsun bu durumdan rahatsız olmuyor.
ÇOCUKLARI ENGELLİ OLUNCA ÇOK ÜZÜLMÜŞLER

İşaret dili bilen Naim Süleyman Arnas aracılığıyla sorularını yanıtlayan Akif Altun, hayatında kendisini en çok üzen şeyin, işitme ve konuşma engelli olduğu için çocukluğunda arkadaşlarının kendisini oyunlarına almaması olduğunu söyledi. 
Hayata hep pozitif bakmayı bildiğini belirten Altun, ilkokul aşkı Gülsen ile 14 yıl önce hayatını birleştirdiğini bu evlilikten yine işitme ve konuşma engelli iki çocuğunun dünyaya geldiğini bildirdi. 
Çocukları engelli olduğu için çok üzüldüğünü, hatta çocukları küçükken anlaşmakta çok zorlandıkları için kendi aralarında çeşitli hareketlere farklı anlamlar yüklediklerini dile getiren Altun, ''Daha sonra da çocuklar işaret dilini öğrendi. Biz de diğer aileler gibiyiz. Hatta onlardan farklıyız. İnsanlar emekli olduklarında dinlenmek için şehrin ve insanların gürültüsünden uzak bir yerlerde yaşamak isterler ya biz hep bu gürültüden uzak yaşıyoruz. Futbol maçlarına gittiğimizde sesten hiç rahatsız olmuyoruz. Ya da çevrenin gürültüsünden...'' dedi. 
Engellerini hiç sorun etmediklerini, sorunlarını ya yazarak ya da işaret diliyle anlattıklarına dikkati çeken Altun, ailece günlük yaşananları tartıştıklarını, sohbet ettiklerini, adeta dillerinin pasını evlerinde sildiklerini kaydetti.
DİZİLERİ HİÇ KAÇIRMIYOR

Anne Gülsen Altun ise, çocukları engelli olduğu için üzülseler de bu duruma da şükretmeyi bildiklerini vurguladı. 
Çocuklarını büyütürken zorlansa da onların bakımının kendisini çok mutlu ettiğini ifade eden Altun, ''Çocukların yastıklarının altına titreşim sağlayan cihaz bırakıyordum. Beşiğe bağladığım ipi koluma bağlıyordum. Çocuk ağladığında beşik sallanıyor ben de bebeğimin uyandığının farkına varıyordum. Günümü onların uyku saatine göre ayarlıyordum. Çok şükür büyüdüler. Mutlu bir yaşantımız var. Kadınlar arasındaki günlere katılıyorum. Onların sohbet etmesi, gülmesi hoşuma gidiyor. Günlük dizileri bile hiç kaçırmıyorum. Duymasam da mimiklerden bazı şeyli anlıyorum'' diye konuştu. 
Altun, çocuklara biyonik kulak taktırmayı düşündüklerini ancak cihaz takıldıktan sonra sesleri çocuğun tanıması için sürekli konuşulması gerektiğini, evlerinde de kimse konuşmadığından vazgeçtiklerini sözlerine ekledi.
AA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri