Dün Kanal 42 ailesi olarak kahvaltıda Selçuklu Belediye Başkanı Sayın Uğur İbrahim Altay'ın misafiri idik. Yıllarca beraber çalıştığımız tecrübe küpü Murat Can ve Ali Düz Beylerle, genç ve dinamik ekipten Şükrü Koyuncu ve Ahmet Bilgiç Beyler de orada idi.
Hani derler ya "yediğin içtiğin senin olsun anlat bakalım" diye.
Biz de yiyip içtiğimizi değil de başka şeyler anlatalım:
Başkan Altay -çoğu siyasinin yaptığı gibi- öyle hazır basın mensuplarını bulmuşken yoğun bir propaganda faaliyetine girişmedi. İnsanı bıktıran Belediye hizmetleri reklamı falan da yapmadı.
Vakur ve kendinden emin bir duruş sergiledi. Zaten yaptığı da yapmadığı da ortada gören görür, takdir eden eder, etmeyene de ağzınla kuş tutsan fayda etmez.
O kendisi konuşmaktan ziyade bizi dinledi, bizden fikir almaya çalıştı.
Ben de duramadım sordum:
Hani çocukluğumuzda bir reklam vardı:
Bir bilmecem var çocuklar, çayda kahvaltıda yenir, bisküvi deyince akla hep onun adı gelir... diye zihinlere bir marka yerleştirmeye çalışılırdı.
Hakikaten de yıllarca insanların zihnine bisküvi denince, margarin denince hep aynı markalar gelirdi.
Ben de dedim ki: "Sayın Başkanım, yıllar geçse, bir gün Başkanlık bitse, unu eleyip eleği assanız, neyle anılmak, neyle hatırlanmak istersiniz?"
Başkan enteresan bir cevap verdi. Ortada somut olmayan, elle tutulmayan, trilyonluk devasa binalar, yatırımlar olmayan bir cevap.
Ne mi dedi? Cevap SEDEP'ti. Yani Selçuklu Değerler Eğitimi Projesi.
Belediye bu projede Belediye, Üniversite ve Milli Eğitim'le birlikte öğrenci, veli, öğretmen ağırlıklı yüz binlerce kişiye, yeni nesillere inanç, kültür ve tarihi değerlerimizi anlatan, öğreten, uygulatmaya çalışan bir eğitim projesini yürütüyor ve Başkan en hayırlı yaptığı iş olarak yıllar sonra bununla anılmak istiyor.
Şunu da ekliyor:
Belediye olarak günübirlik ihtiyaçlar için bir şeyler yapıyoruz. Bazen bu yapılanlar dün de bugün de çok isabetli olmaya da bilir. Bazen Belediye kendi yaptığı binayı yıkar, kendi açtığı yolu da kapatabilir. Emekler boşa gidebilir. Amma hiç boşa gitmeyen, yıllarca, asırlarca etkisi, faydası görülen bir şey var ki o da insana yatırımdır.
İşte SEDEP böyle bir çalışma. Hani meşhur bir söz var ya:
"Bir yıl sonrasını düşünüyorsan buğday ek,
On yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç ek,
Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir."
SEDEP de böyle bir düşüncenin ürünü.
İnşaallah yıllar sonra semerelerini görürüz.