Sekizinci ilaç: Seçkinlerle ve güzel ahlak sahibi muttakilerle (sakınanlar ve arınmak isteyenlerle) sohbettir. Zira onların dostları, sohbet arkadaşları, yarenleri şaki (haydut ve bedbaht) değildir.
Allah Teâlâ Nebisi Muhammed (s.a.v.)’i muhatap alarak şöyle buyurur: “Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme” *(1).
İmam Ahmed Ebu Hureyre’den rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Nebi (s.a.v.) şöyle buyurur: “ Kişi dostunun dini üzeredir, bu sebeple sizden biri kimi dost edindiğine bir baksın” (2).
Malik İbn-i Dinar şöyle diyor: “Muhakkak senin güzel ahlak sahipleriyle taş taşıman günahkârlarla birlikte helva yemenden daha hayırlıdır.”
Güzel ahlak sahibi ve seçkin kimselerle sohbet etmeye istekli ol. Allah Teâlâ’nın zikrine / kelamına bağlı olan kimselerle sohbet etmeyi arzu et; çünkü onlarla sohbet kalpler için hayattır. Seleften biri şöyle dedi: “Şüphesiz ben kardeşlerimden biriyle karşılaşırsam onunla karşılaşmakla akıllıca hareket etmiş olurum. (yani basiret sahibi olurum.) Başka biri de şöyle dedi: “Kardeşlerimden birine baktığımda onun görümünü bir ay sürdürürüm (yani onun görünümüyle bir ay onun basiretinden, ilim ve irfanından, güzel ahlakından faydalanırım.)
Bu, kalbin ilacının usulü ve iyileşmesinin sebepleridir. Bu sebeple bu gerçeği anlamaya ve bu gerçekle amelin güzel olduğu konusunda hırslı ol. Zira hakiki saadet ancak kalbin selameti ve sıhhati ile mümkündür. Niyetleri temizlenen ve kalpleri iyileşen kimselerin hayatından daha büyük nimet ve daha büyük lezzet ve daha büyük arınma ve daha büyük saadet ve daha büyük olgunluk olmaz.
Büyük arşın sahibi kerim olan Allah’tan kendisine faydalı olanlardan olmamızı istiyorum. Celle ve âlâ temiz bir kalp hakkında şöyle buyurur: “O gün, ne mal fayda verir ne de evlat. Ancak Allah’a temiz bir kalp ile gelenler (o günde fayda bulur)” (3).
Yüce arşın sahibi kerim olan Allah’tan beni ve sizi şeriatı üzere istikamete ulaştırmasını ve korkan kalplere ve salih amellere nail etmesini ve nefislerimizi sakındırmasını istiyoruz. Onun nefislerimizi temizlemesi, başkasının temizlemesinden daha hayırlıdır.
Duamızın sonu muhakkak hamd, âlemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur.** Allah müjdeleyici ve uyarıcı Muhammed’e ailesine ve sahabesine rahmet etsin.
….
* “Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme.” Tefsirciler şöyle der: “ Rasululllah (s.av.), maiyetlerinin de imana gelmesi için, ileri gelenlerinin iman etmesini çok arzu ediyordu. Yoksa asla dünya ziynetini istemiyordu. Bundan dolayı, müşriklerin ileri gelenlerinden ve büyüklerinden yüz çevirip fakir müminlere yönelmesi emredildi.”
Tefsirciler şöyle der: Bu ayet, Uyeyne b. Hısn ve arkadaşları hakkında inmiştir. Uyeyne, Rasulullah (s.av.)in yanında Selaman-ı Farisi ve bir gurup fakir Müslüman varken ona geldi. Selamn’ın üzerinde yünden bir aba vardır. Abanın içinde terlemişti. Uyeyne peygamber (s.av.) Efendimize dedi ki: “ Bunların kokusu seni rahatsız etmiyor mu? ? biz Mudar kabilesinin ileri gelenleri liderleriyiz. Biz Müslüman olursak herkes Müslüman olur. Senin peşinden gitmekten bizi sadece bunlar alıkoyuyorlar. Onları yanından uzaklaştır ki sana uyalım. Ya da, bize başka onlara başka bir meclis ayır. Resulullah (s.a.v.) onların isteklerini yerine getirmeye yeltendi. Bu ayet inince çıkıp o fakirleri aramaya başladı. Onları görünce yanlarına oturdu ve şöyle dedi: Allah’a hamdolsun, O Allah ki ümmetinin içinde, bana, nefsimi kendileriyle beraber tutmamı emrettiği kimseler yarattı.” (Safvetüt–Tefasir Muhammed Ali Sâbûnî)
** Bu cümle şu ayeti kerimeden alınmıştır: “Onların oradaki (cennetteki) duası: Allah’ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz!” (sözleridir.) Orada birbirileriyle karşılaştıkça söyledikleri ise “ selam”dır. Onların dualarının sonu da şudur: “Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.” (Yunus: 10)
Kaynaklar
1. Kehf: 28
2. Müsned: (303 / 2) , (8015)
3. Şuara: 88–89
Kitabın Adı: Salahu’lkulûp, S: 43, 44, 45; Halid Bin Abdullah bin Muhammed Elmuslıh, Dâru’l vatan linneşr- Riyad. (Söz konusu eser Arapçadır.)
Allah Teâlâ Nebisi Muhammed (s.a.v.)’i muhatap alarak şöyle buyurur: “Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme” *(1).
İmam Ahmed Ebu Hureyre’den rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Nebi (s.a.v.) şöyle buyurur: “ Kişi dostunun dini üzeredir, bu sebeple sizden biri kimi dost edindiğine bir baksın” (2).
Malik İbn-i Dinar şöyle diyor: “Muhakkak senin güzel ahlak sahipleriyle taş taşıman günahkârlarla birlikte helva yemenden daha hayırlıdır.”
Güzel ahlak sahibi ve seçkin kimselerle sohbet etmeye istekli ol. Allah Teâlâ’nın zikrine / kelamına bağlı olan kimselerle sohbet etmeyi arzu et; çünkü onlarla sohbet kalpler için hayattır. Seleften biri şöyle dedi: “Şüphesiz ben kardeşlerimden biriyle karşılaşırsam onunla karşılaşmakla akıllıca hareket etmiş olurum. (yani basiret sahibi olurum.) Başka biri de şöyle dedi: “Kardeşlerimden birine baktığımda onun görümünü bir ay sürdürürüm (yani onun görünümüyle bir ay onun basiretinden, ilim ve irfanından, güzel ahlakından faydalanırım.)
Bu, kalbin ilacının usulü ve iyileşmesinin sebepleridir. Bu sebeple bu gerçeği anlamaya ve bu gerçekle amelin güzel olduğu konusunda hırslı ol. Zira hakiki saadet ancak kalbin selameti ve sıhhati ile mümkündür. Niyetleri temizlenen ve kalpleri iyileşen kimselerin hayatından daha büyük nimet ve daha büyük lezzet ve daha büyük arınma ve daha büyük saadet ve daha büyük olgunluk olmaz.
Büyük arşın sahibi kerim olan Allah’tan kendisine faydalı olanlardan olmamızı istiyorum. Celle ve âlâ temiz bir kalp hakkında şöyle buyurur: “O gün, ne mal fayda verir ne de evlat. Ancak Allah’a temiz bir kalp ile gelenler (o günde fayda bulur)” (3).
Yüce arşın sahibi kerim olan Allah’tan beni ve sizi şeriatı üzere istikamete ulaştırmasını ve korkan kalplere ve salih amellere nail etmesini ve nefislerimizi sakındırmasını istiyoruz. Onun nefislerimizi temizlemesi, başkasının temizlemesinden daha hayırlıdır.
Duamızın sonu muhakkak hamd, âlemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur.** Allah müjdeleyici ve uyarıcı Muhammed’e ailesine ve sahabesine rahmet etsin.
….
* “Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme.” Tefsirciler şöyle der: “ Rasululllah (s.av.), maiyetlerinin de imana gelmesi için, ileri gelenlerinin iman etmesini çok arzu ediyordu. Yoksa asla dünya ziynetini istemiyordu. Bundan dolayı, müşriklerin ileri gelenlerinden ve büyüklerinden yüz çevirip fakir müminlere yönelmesi emredildi.”
Tefsirciler şöyle der: Bu ayet, Uyeyne b. Hısn ve arkadaşları hakkında inmiştir. Uyeyne, Rasulullah (s.av.)in yanında Selaman-ı Farisi ve bir gurup fakir Müslüman varken ona geldi. Selamn’ın üzerinde yünden bir aba vardır. Abanın içinde terlemişti. Uyeyne peygamber (s.av.) Efendimize dedi ki: “ Bunların kokusu seni rahatsız etmiyor mu? ? biz Mudar kabilesinin ileri gelenleri liderleriyiz. Biz Müslüman olursak herkes Müslüman olur. Senin peşinden gitmekten bizi sadece bunlar alıkoyuyorlar. Onları yanından uzaklaştır ki sana uyalım. Ya da, bize başka onlara başka bir meclis ayır. Resulullah (s.a.v.) onların isteklerini yerine getirmeye yeltendi. Bu ayet inince çıkıp o fakirleri aramaya başladı. Onları görünce yanlarına oturdu ve şöyle dedi: Allah’a hamdolsun, O Allah ki ümmetinin içinde, bana, nefsimi kendileriyle beraber tutmamı emrettiği kimseler yarattı.” (Safvetüt–Tefasir Muhammed Ali Sâbûnî)
** Bu cümle şu ayeti kerimeden alınmıştır: “Onların oradaki (cennetteki) duası: Allah’ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz!” (sözleridir.) Orada birbirileriyle karşılaştıkça söyledikleri ise “ selam”dır. Onların dualarının sonu da şudur: “Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.” (Yunus: 10)
Kaynaklar
1. Kehf: 28
2. Müsned: (303 / 2) , (8015)
3. Şuara: 88–89
Kitabın Adı: Salahu’lkulûp, S: 43, 44, 45; Halid Bin Abdullah bin Muhammed Elmuslıh, Dâru’l vatan linneşr- Riyad. (Söz konusu eser Arapçadır.)