Şekilciliği bırakın!

Mısırlı Araştırmacı-Yazar Khaled Mhd. Abdo, “Mevlevilik, çarpıtılıyor. Sema törenlerini izlerken iki kişinin işi usulüne göre yaptığını gördüm. Ne yazık ki şekilcilik, hakkın önüne geçmiş” dedi.

Yüksek Lisansını Müslüman ve Hristiyan değerleri, doktorasını da tasavvufun derinlikleri üzerine yapan; yazdığı 15 kitabın 7'sinde tasavvuf ve özellikle Mevleviliği ele alan Mısırlı Yazar Abdo, Kur'an-ı Kerim ve peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S)'den ayrı bir tasavvuf anlayışının olamayacağını belirtti. Hz. Mevlana'nın bütün tecrübelerden faydalandığını ve Mesnevi’nin temelinde Kur'an ve sünnetin yattığını ifade eden Abdo, “Tasavvuf, manevi yolculukta sufiyi doyuma ulaştıran bir yoldur. Bütün dinlerde tasavvuf vardır. İslam dinindeki tasavvufta sufiler, önemli bir yer tutar. Sufiler, efendimizin hayatındaki detaylara çok önem vermişlerdir” dedi.

MEVLANA’YI YETERİNCE TANIMIYORLAR

Mutasavvıf konularda yazı yazan yazarları okuduktan sonra araştırma yapma merakının uyandığını ve araştırmaya yöneldiğini kaydeden Abdo, Arapların Mevleviliği yeterince anlamlandıramadığını dile getirdi. “İslam düşmanları, bizlerin mutasavvıftan uzak olduğunu söylerler. Bazı noktalarda anlatılmak istenenler, hakikatın dışına taştı” diyen Abdo, “15 kitap yazdım. 7 tanesi tasavvufun derinlikleri üzerine inşa ettim. Ben gerçek tasavvufun doğru anlaşılması için çabalıyorum. Hz. Mevlana'nın müzesinde 4 halifenin ismi vardır. O tüm peygamberleri ayrım yapmadan ele aldı ve onları öyle sevdi. O; kendi için değil, sürekli çevresindeki insanlar için çabaladı” şeklinde konuştu.

MESNEVİ’DE ÖNEMLİ DELİLLER VAR

Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO)'nun 2007 yılını Hz. Mevlana'nın doğumunun 800'üncü yılı nedeniyle ‘Dünya Mevlana Yılı’ ilan ettiğini belirten Abdo, Hz. Mevlana'yı yakından tanımak isteği ile çalışmalarına başladığını ifade etti. Zamanla Mevlana hakkında yazı yazan yazarları da tanımaya başladığını belirten Abdo, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mesnevi, çok derin anlamlar içerir. İçinde önemli deliller var. Tövbe, şükür gibi birçok mertebe makamları var. Belirttiğim gibi Kur'an ve sünnetin Farsça yazılmış halidir. Tasavvuf içerisinde Hz. Mevlana'nın önemli bir yeri var. İngiliz, Fransız, Alman çoğu araştırmacı; Hz. Mevlana ve Mesnevi üzerine çalışmalar yapmıştır. İngiliz bir yazar 35, Alman kadın bir yazar ise 11 yıl Hz. Mevlana'yı araşmıştır. Alman yazar, 11 yıl içinde konu ile ilgili 11 kitap yazmıştır. Hz. Mevlana'dan etkilenseler bile Hıristiyan olarak yaşamlarını idame ettirmişlerdir. Yani burada çıkarılması gereken bir sonuç var. Tasavvuf ile din birbirine sıkıcı bağlı fakat ayrı tanımlı kavramlardır.”

MEVLANA TASAVVUF İLE BÜTÜNLEŞMİŞTİ

Hz. Mevlana'yı Kur'an-ı Kerim'in hizmetçisi ve Hz. Peygamber (S.A.S)'in yolunun takipçisi olarak ifade eden Abdo, Mevlana'nın yetişmesinde İslam ahlakının ve tasavvuf değerlerinin öneminin çok olduğunu vurguladı. Abdo, şunları kaydetti: “Ahlak ve maneviyat Hz. Mevlana'nın ve tasavvufun olmazsa olmazıdır. Hz. Mevlana, insanların İslami değerlere uygun yaşamasını istemiştir. O, engin bir deryadır. Dünya genelinde artık herkes Hz. Mevlana'yı duyuyor. Onu tanımak için kapsamlı bir araştırmaya ihtiyaç var.  Mevlana, nefsin terbiye edilmesi gerektiğine inanan bir düşünür olmuştur. Kötülüklerin nefs ve şeytandan kaynaklandığını belirtmiştir.  Mevlana, insanın hasetlikten, gururdan, şehvetten, mevki ve makam sahibi olmaktan uzak durması konusunda uyarır.”

EMRE ÖZGÜL

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri