Dönüp geriye baktığımızda, daha doğrusu İsmail Kartallı Şekerspor’u masaya yatırdığımızda, biraz şanssızlık, çokça da kenar yönetiminin beceriksizliği sonucunda büyük travma geçirmişti yeşil-beyazlılar… Maçların kabusa dönüşmesine, Konya Şekerspor’un daha büyük ve derin bir kaosun içerisine girmesine neden oldu İsmail Kartal…
Mükemmel oynamadılar, sadece kaybetmemek için ter döktü oyuncular… Sahaya kazanmak için değil, kaybetmemek için çıkan bu oyuncu topluluğu, kendilerine olan özgüveni de “zayi” ettiler onun döneminde…
Geçte olsa anlamıştı Şekerspor’u yönetenler, eğri ağacın doğru gölgesi olmayacağına da, yol vermişlerdi Fenerbahçe’nin Arap İsmail’ine…
Neyse…
Takımda bir kıpırdanış hissedilmiş ve görülmüştü Adanasporla oynanan kupa maçında… Yeni bir teknik adamın getirdiği rutin bir durumun olup olmadığıydı asıl merak edilen… Sonra Turgutluspor galibiyeti ile Alanyaspor deplasmanından getirilen bir puan, gördük ki, Mehmet Altıparmak geçmişe nazaran bir “his” uyandırmış futbolcuların, toplamda da takım üzerinde…
Sadece “his” mi? Özgüven de aynı zamanda… Dolayısıyla Mehmet Altıparmaklı Şekerspor, Adanaspor, Turgutluspor ve Alanyaspor maçlarında hem “sabır futbolu” hem de “haddini” bilerek oynadı… Organize olarak gittikleri rakip kalelerden sonuç alarak dönmeleri ise “at sahibine göre kişner”in sonucundan başka bir şey değildi…
Gelelim dün oynanan Denizli Belediyespor maçına…
Maçın ilk yarısında takım gibi oynamanın ve sahada takım gibi durmanın ödülünü üç golle aldı Şekerspor… Yukarıda da belirttiğim gibi takımdaki kıpırdanış dün oynanan Denizli Belediyespor maçının ilk bölümünde de belirgin bir şekilde hissettirdi kendini…
Kadrodaki değişimde iyi skorun bir parçası oldu.
İsmail Kartal döneminde unutulmaya yüz tutmuş Murat Gürbüzerol’u gördük mesela… Sanırım Altıparmak Hoca, Murat’ın dinamizminden ve ofansif becerisinden faydalanıyor ki, bu oyuncu hiçbir maçında boş geçmiyor… Sadece gol atmıyor, gol paslarının çıktığı ayak da oluyor Murat oynadığı maçlarda…
Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, bir santraforun yapması gereken hiçbir şeyi yapamayan Şinasi’ye gol için bel bağlamak, sonuçları hayal kırıklığı üzerine kurulu bir macera olmaktan öteye geçmiyordu… Dolayısıyla Altıparmak Hoca’nın Murat tercihi hem puan hem de moral olarak dönüyor yeşil-beyazlı temsilcimize…
Şekerspor, dün maça gollü başladı… Şansları da yaver gidince, ilk gittikleri rakip kalede golü de buldu yeşil-beyazlılar…
Sonrası çorap söküğü gibi geldi…
İlk 45 dakikada takım gibi duran ve organize gelişen ataklarla da 27 dakikaya üçüncü golü sığdıran Şekerspor, ne acıdır ki, Türk futbolcusunun üzerinden bir türlü atamadığı “rehavet” hastalığı, konuk takıma bir gol kazandırdı…
İkinci 45 ise konuk takımın salvoları ile başladı… İlk 5-6 dakikada 3 net pozisyon bulmaları bile uyandırmadı Şekersporlu oyuncuları… Tipik bir sezon sonu mücadelesine havasına bürününce maç, basın tribünde bulunanların bir kısmı, önümüzdeki kurban bayramının, bir diğer kısmı, emekli maaşlarının, bir kısmı da balık pazarındaki hamsilerin derdine düştü…
Bu yarıda Şekerspor oynuyor rolü yaparken, konuk takım özellikle Ali Helvacı ile Samet’in savunduğu bölgede “köpeksiz köyde değneksiz dolaşma” rahatlığı içerisindeydi… Biraz şanslı, daha çok becerili olabilseydi Denizli Belediyeliler, “rehavet” denilen rahatlık, Şekersporlu oyuncuların başına çorap örecekti…
Neyse ki, Mehmet Altıparmak’ın, 67’de Samet-Serkan, 72’de Cafercan-İsak hamleleri işe yaradı da hem sahadakiler hem tribündekiler hem de basın tribündeki bizler maça döndük…80’de Muhammed Reis’in, 84’de İsak’ın direkte patlayan şutları ve 87’de Serkan’ın golü ile oturduğumuz yerden ayağa fırladık…
Özetle; Şekerspor, Mehmet Altıparmakla kimlik değiştirmeye devam ediyor… Darısı gelecek haftaların başına…
Ama ikinci yarıdaki oyunun değil!
Geçte olsa anlamıştı Şekerspor’u yönetenler, eğri ağacın doğru gölgesi olmayacağına da, yol vermişlerdi Fenerbahçe’nin Arap İsmail’ine…
Neyse…
Takımda bir kıpırdanış hissedilmiş ve görülmüştü Adanasporla oynanan kupa maçında… Yeni bir teknik adamın getirdiği rutin bir durumun olup olmadığıydı asıl merak edilen… Sonra Turgutluspor galibiyeti ile Alanyaspor deplasmanından getirilen bir puan, gördük ki, Mehmet Altıparmak geçmişe nazaran bir “his” uyandırmış futbolcuların, toplamda da takım üzerinde…
Sadece “his” mi? Özgüven de aynı zamanda… Dolayısıyla Mehmet Altıparmaklı Şekerspor, Adanaspor, Turgutluspor ve Alanyaspor maçlarında hem “sabır futbolu” hem de “haddini” bilerek oynadı… Organize olarak gittikleri rakip kalelerden sonuç alarak dönmeleri ise “at sahibine göre kişner”in sonucundan başka bir şey değildi…
Gelelim dün oynanan Denizli Belediyespor maçına…
Maçın ilk yarısında takım gibi oynamanın ve sahada takım gibi durmanın ödülünü üç golle aldı Şekerspor… Yukarıda da belirttiğim gibi takımdaki kıpırdanış dün oynanan Denizli Belediyespor maçının ilk bölümünde de belirgin bir şekilde hissettirdi kendini…
Kadrodaki değişimde iyi skorun bir parçası oldu.
İsmail Kartal döneminde unutulmaya yüz tutmuş Murat Gürbüzerol’u gördük mesela… Sanırım Altıparmak Hoca, Murat’ın dinamizminden ve ofansif becerisinden faydalanıyor ki, bu oyuncu hiçbir maçında boş geçmiyor… Sadece gol atmıyor, gol paslarının çıktığı ayak da oluyor Murat oynadığı maçlarda…
Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, bir santraforun yapması gereken hiçbir şeyi yapamayan Şinasi’ye gol için bel bağlamak, sonuçları hayal kırıklığı üzerine kurulu bir macera olmaktan öteye geçmiyordu… Dolayısıyla Altıparmak Hoca’nın Murat tercihi hem puan hem de moral olarak dönüyor yeşil-beyazlı temsilcimize…
Şekerspor, dün maça gollü başladı… Şansları da yaver gidince, ilk gittikleri rakip kalede golü de buldu yeşil-beyazlılar…
Sonrası çorap söküğü gibi geldi…
İlk 45 dakikada takım gibi duran ve organize gelişen ataklarla da 27 dakikaya üçüncü golü sığdıran Şekerspor, ne acıdır ki, Türk futbolcusunun üzerinden bir türlü atamadığı “rehavet” hastalığı, konuk takıma bir gol kazandırdı…
İkinci 45 ise konuk takımın salvoları ile başladı… İlk 5-6 dakikada 3 net pozisyon bulmaları bile uyandırmadı Şekersporlu oyuncuları… Tipik bir sezon sonu mücadelesine havasına bürününce maç, basın tribünde bulunanların bir kısmı, önümüzdeki kurban bayramının, bir diğer kısmı, emekli maaşlarının, bir kısmı da balık pazarındaki hamsilerin derdine düştü…
Bu yarıda Şekerspor oynuyor rolü yaparken, konuk takım özellikle Ali Helvacı ile Samet’in savunduğu bölgede “köpeksiz köyde değneksiz dolaşma” rahatlığı içerisindeydi… Biraz şanslı, daha çok becerili olabilseydi Denizli Belediyeliler, “rehavet” denilen rahatlık, Şekersporlu oyuncuların başına çorap örecekti…
Neyse ki, Mehmet Altıparmak’ın, 67’de Samet-Serkan, 72’de Cafercan-İsak hamleleri işe yaradı da hem sahadakiler hem tribündekiler hem de basın tribündeki bizler maça döndük…80’de Muhammed Reis’in, 84’de İsak’ın direkte patlayan şutları ve 87’de Serkan’ın golü ile oturduğumuz yerden ayağa fırladık…
Özetle; Şekerspor, Mehmet Altıparmakla kimlik değiştirmeye devam ediyor… Darısı gelecek haftaların başına…
Ama ikinci yarıdaki oyunun değil!