Batılı ülkelerde nişasta bazlı şekerlerin üretimi, halkın bilinçlenmesi ve devletin duyarlılığıyla beraber sınırlandırılarak kullanımı engellenirken, Türkiye’de her sene artan kotanın ve tüketim artışının oluşturduğu sorunlar nihayet gündeme girdi. ABD başta olmak üzere Fransa, Hollanda ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde nişasta bazlı şekerlerin üretimi, halkın bilinçlenmesi ve devletin duyarlılığıyla beraber sınırlandırılarak kullanımı engellenirken, Türkiye’de her sene artan kotanın ve beraberinde gelen tüketim artışının yarattığı sorunlar nihayet gündeme girdi. Son günlerde tartışma konusu haline gelen nişasta bazlı şekerlerin insan sağlığını olumsuz yönde etkilediği bilim adamları tarafından ortaya konulurken, doktorlar önceki senelere oranla günlük tüketimi hızla artan nişasta bazlı şeker, diğer bir adıyla mısır şurubunun insan sağlığını tehdit ettiği yönünde uyarıda bulunuyorlar.
İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Yavuz Dizdar, "Fruktoz insulin salgısını uyarmıyor, kanda yüksek seviyelere çıkıyor ve arkasından yağa dönüşerek depolanıyor. Bu yağa dönüşerek depolanma özellikle iç organlarda meydana geliyor” dedi.
Sonuç olarak aşırı fruktoz insülin direnci, kilo problemi, karaciğer yağlanması, trigliserid yüksekliği ve neticede diyabet, kalp-damar hastalıkları, obezite ve hipertansiyonu tetikleyebiliyor. Nişasta bazlı şekerin (NBŞ) kişi başına düşen tüketimi Avrupa'da 1-1.5 kilo arasında seyrederken bu rakam ülkemizde 6 kilo civarında. ABD'de gerçekleştirilen araştırmalar, NBŞ'nin obezite ile obeziteye bağlı hastalıklara neden olduğunu, kronik hastalıkları salgına dönüştürdüğünü ortaya koyduktan sonra ve insanların bu konudaki bilinç düzeyinin artıp tüketimin düşmesiyle birlikte üretimde de yüzde 14 oranında azalma görüldü.
Şeker-İş Sendikası Başkanı Isa Gök de NBŞ üretim kotasının düşürülmesi için sendika olarak her sene dava açtıklarını, mahkemenin sendikayı haklı bulduğunu, fakat Bakanlar Kurulu'nun kararı uygulamadığını söylüyor.
İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Yavuz Dizdar, "Fruktoz insulin salgısını uyarmıyor, kanda yüksek seviyelere çıkıyor ve arkasından yağa dönüşerek depolanıyor. Bu yağa dönüşerek depolanma özellikle iç organlarda meydana geliyor” dedi.
Sonuç olarak aşırı fruktoz insülin direnci, kilo problemi, karaciğer yağlanması, trigliserid yüksekliği ve neticede diyabet, kalp-damar hastalıkları, obezite ve hipertansiyonu tetikleyebiliyor. Nişasta bazlı şekerin (NBŞ) kişi başına düşen tüketimi Avrupa'da 1-1.5 kilo arasında seyrederken bu rakam ülkemizde 6 kilo civarında. ABD'de gerçekleştirilen araştırmalar, NBŞ'nin obezite ile obeziteye bağlı hastalıklara neden olduğunu, kronik hastalıkları salgına dönüştürdüğünü ortaya koyduktan sonra ve insanların bu konudaki bilinç düzeyinin artıp tüketimin düşmesiyle birlikte üretimde de yüzde 14 oranında azalma görüldü.
Şeker-İş Sendikası Başkanı Isa Gök de NBŞ üretim kotasının düşürülmesi için sendika olarak her sene dava açtıklarını, mahkemenin sendikayı haklı bulduğunu, fakat Bakanlar Kurulu'nun kararı uygulamadığını söylüyor.