Üretmeye ihtiyacımız var. Özelleştirmeye veya satmaya değil...
Tüketmeye ihtiyacımız var. Kendi ürünlerimizi ama başkalarınınkini değil...
**
Gözümüz aydın! Şeker Fabrikaları da satılıyor.
Söyleyecek söz kalmadı. "AK Parti hükümeti yapmışsa doğrudur!"
Maalesef anlayış da bu.
**
Bu karar ile kim kazanacak kim kaybedecek?
Satışın ardından kim gülecek kim dizlerini dövecek?
Şeker Fabrikaları'nın satışa çıkarılması sanıldığı kadar basit, "Aman canım satılırsa satılsın, beni ne ilgilendirir" denilecek kadar da önemsiz bir konu değil.
**
Satış kararları ile ilgili geçmişte çok acı tecrübelerimiz var.
Bunların birçoğuna yazımda yer vermem mümkün değil.
Gel gelelim "Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer" sözünü de boşa söylememiş atalarımız.
İnsan hata yapar. Önemli olan hatada diretmemektir.
Yaşanılan acı tecrübelerden ders çıkarmak gerekir.
Yine üzülerek ve 'maalesef' diyerek söylüyorum ki "Siyasiler ve toplumun belli bir kesimi hatada diretiyor, yanlışlardan da ders almıyor."
**
Şeker Fabrikaları, birileri istediği için mi satılıyor?
Halla halla! Birileri kim?
Bu birileri mesela Cargill isimli nişasta bazlı şeker üretimi yapan bir firma olabilir. Üstelik yabancı menşeli bir firma. Şüpheler güçleniyor.
Yoksa biz mi çok kuşkucuyuz?
**
İngiltere, Hollanda ve Fransa'da bir ara yasaklanan, asıl merkezi olduğu halde ABD'de kotası düşürülen nişasta bazlı şeker tüketimi, benim ülkemde neden son 10 yıldır çok yaygınlaştı?
ABD'nin eski Başkanı Obama'nın eşi kalktı halkını NBŞ'ye karşı uyardı.
Ülke olarak biz de 2010 yılından sonra ha bire mısır ithal ettik ha bire mışır şurubu ile yapılan ürünleri tezgâhlara yerleştirildi.
**
Diyetisyenler açıklama yaptı. Şiddetle '3 beyazdan uzak durun' dedi. Bu beyazlardan biri de malumunuz şeker.
Kimin aklına gelecekti şeker pancarından yapılan toz şekere bir gün hasret kalacağımız.
Kötü senaryolar yazmak istemiyorum. Fakat zararlı görülen o toz şekeri bile yeri gelecek önümüzdeki yıllarda arıyor olacağız.
Biz, "Keşke fabrikaları satmasaydık" deyip hayıflanırken NBŞ'li ürünleri tüketeceğiz.
**
Daha önceki "Kanser oluyoruz" başlıklı bir köşe yazımda da bahsetmiştim.
Adını sanını duymadığımız hastalıklara yakalandığımızı belirtmiştim.
Çoğumuz, bu satış kararından sonra daha da hasta olacağız. Vücudumuza bilinçli bir şekilde insan sağlığı ile bağdaşmayan ürünler aşılanacak.
Şeker Fabrikaları, Türk halkını hasta etmek için satılıyor.
Hasta olan insan ne yapar. Ya doktora gider ya da ilaç kullanır.
Bizi, NBŞ ile ağır hastalıklara mahkum edecekler. "Bakın bu hastalıklarınızın tüm ilacı da biz de diyecekler." Belki şimdiden bu ilaçları küresel güçler üretmeye bile başlamıştır.
Böyle düşünülünce fabrikaların satışı kumpas değil de nedir?
**
KONYA ŞEKER ALMAZSA NE OLACAK?
Satış kararının ardından şimdi de bu söylemler çıktı.
"Fabrikaları belki Konya Şeker alır" deniliyor.
İnşallah, bu tek temennimiz. Yoksa halimiz yaman.
Ama belkilerle de geleceğimiz riske atılamaz.
Konya Şeker'in başarısını kimse inkâr edemez.
İşini hakkıyla yapıyor.
Düşünerek soruyorum: "Ya fabrikaları Konya Şeker almazsa?"
Hele bir de yabancı bir kuruluşa fabrikalar satılırsa?
**
SAYIN VEKİL SORUMA CEVAP BEKLİYORUM
Son olarak bir konuya daha değinmek istiyorum.
Başlıkta söyledim. "Sayın vekil, soruma cevap bekliyorum" dedim. O vekil, AK Parti Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir.
Önceki gün yaptığı bir basın toplantısında Şeker Fabrikaları'nın zarar ettiğini söylemiş vekil.
Ve eklemiş, "Tüm Türkiye’de şeker fabrikaları zarar ediyor. Devletin bu fabrikalardan zararı 1 Milyar TL. Bunun 600 Milyon’u Özelleştirme İdaresi’nden karşılanıyor. 400 Milyon’u bütçeden karşılanıyor. Devlet bu fabrikalardan her yıl 1 Milyar TL zarar ediyor. Dünya 1 ton şekeri 120 dolara mal ediyor. Biz ise 400 dolara mal ediyoruz. Devlet neden zarar etsin. Fabrikalar 6 ay çalışıyor, 6 ay boş duruyor. Satılmasın diyenlere siz alın diyoruz almıyorlar. Devletin zarar etmesini istiyorlar."
Vekilin 152 gün önce bir konuşmasına şahit olmuştum.
Bu konuşmayı Ilgın Şeker Fabrikası'nın kampanya açılışında yapmıştı.
Vekil Özdemir, şunları kaydetmişti: "Konya ilçeleri arasında Ilgın, önümüzdeki yıllarda daha farklı bir konuma taşınacak. Fabrikanın Ilgın'a yapılması bize gerçekten çok mutluluk verdi. 5 bin 600 olan Ilgın nüfusu o günden itibaren 53 binlere ulaştı. Fabrika, Ilgın için büyük bir değer."
Şimdi soruyorum: Sayın Vekilim, ne oldu da son 152 günde söylemleriniz bir anda böyle değişti?
Açıklayın da biz de bilelim.