Ölmek üzere olan yaşlı bir baba, yatağının başına üç oğlunu çağırarak, onlara vasiyette bulunur…
***
"Oğullarım, ben ölünce, birbirinize düşmemeniz için, size sahibi olduğum 17 deveyi paylaştırmak istiyorum. Miras olarak develerin yarısını büyük oğluma, üçte birini ortancaya, dokuzda birini ise küçük oğluma bırakıyorum."
***
Babalarının ölümünden sonra, mirası babalarının vasiyeti uyarınca paylaşmak üzere kardeşler bir araya gelirler…
***
Fakat bir türlü işin içinden çıkamazlar…
***
Mirası babalarının istediği gibi pay edemezler…
***
Çünkü, 17 sayısı ne 2' ye, ne 3' e, ne de 9' a bölünebilir…
***
"Bu işin üstesinden ancak köyün tecrübeli yaşlısı gelir!" diye düşünüp, ona giderek, danışırlar…
***
Yaşlı Adam; "Benim bir devem var onu da size veriyorum… Devemi alıp yeniden hesap yapın!" der…
***
Bu cömertliğe çok şaşıran oğullar, 18 deveyi pay etmeye girişirler…
***
Önce ikiye bölerler, büyük oğul 9 develik payını alır. Sonra üçe bölerler, çıkan 6 deveyi de ortanca oğul alır...
***
Daha sonra dokuza böldüklerinde 2 deveyi de küçük oğul alır. Ama, bütün develeri paylaştıktan sonra ortada fazladan bir deve kalır yine…
***
Oğullar bu duruma da bir çözüm getirmesi için yaşlı adama başvururlar…
***
Yaşlı adam güler…
***
"İyi öyleyse!" der. "Sorununuz çözümlendiğine göre, ben de devemi geri alayım."
***
Niye anlattık bu hikayeyi?
***
Şehrin büyükleri, sorunlarla karşılaşınca, kendinden bir şey gideceği korkusuyla hareketsiz kalıyorlar…
***
Oysa sorun ne kadar büyük olursa olsun, çözüme niyetlenenden hiç bir şey eksilmiyor…
***
Sevgi ve bilgi verdikçe azalmayan, aksine daha da çok artan, tükenmez bir özelliğe ve güzelliğe sahip erdemler…
***
Ey büyüklerimiz, sorunları çözmek için ortaya lütfen bir deve koyun… Gelin bu şehirde sevgiyi ve bilgiyi hâkim kılalım…