“En kısa sürede, referanduma gideceğiz, sonra seçim falan yok…
2019'a kadar seçim falan yok…
Durmadan seçim…
Yeter artık biraz işimize gücümüze bakalım…”
***
Kim diyor bunu?
Başbakan Binali Yıldırım söylüyor…
Durmadan seçimi isteyen sanki vatandaşmış gibi söylüyor Yıldırım… Son bir yılda Türkiye iki kez sandığa gitti… Nisan’da yeniden referandum için sandığa gidiyoruz…
***
AK Parti Milletvekilleri 7 Haziran, 1 Kasım tarihlerinde bir yıl arayla iki kez seçim için sahaya indiler… Sahada durdukları kadar daha TBMM’de duramadılar…
Milletvekilleri seçim istemiyor…
AK Parti Genel Başkanı seçim istemiyor…
Vatandaşın ise tek istediği istikrar…
İşine, gücüne bakamaz oldu… Ekonomi bir ayılıyor bir bayılıyor…
Dolar bir günde 19 kez yükselişe geçerek rekor üstüne rekorlar kırıyor… Halkta seçim değil artık verdiği güçlü destekle sadece geçim istiyor…
***
Peki, o zaman zırt, pırt önümüze sandığı kim getiriyor?
Binali Yıldırım kimi azarlıyor?
Kime;
“Yeter artık 2019’a kadar seçim falan yok işimize bakalım...” diyor.
***
“Referandum ile birlikte Cumhurbaşkanı’nın mevcut anayasa içinde, hali hazırda yürüttüğü fiili BAŞKANLIK sistemini CUMHURBAŞKANLIĞI ismiyle tamamen resmiyete dökecek…”
“Seçimleri beklemeden yeni yetkilerini kullanacak… 2019’a kadar seçimsiz sistemi böyle yönetecek…” görüşü AK Parti kulislerinde hakim…
En yetkili ağızlar dillendiriyor bunu…
Cumhurbaşkanı referandumdan sonra istediği yetkileri alacak gibi gözüküyor ama Milletvekilliği seçimleri yenilenmeden mevcut yapıyla, YENİ SİSTEMİ yeteri kadar şekillendirebilecek mi?
Asıl soru;
Sabırla, 2019 mu bekleyebilecek mi?
***
Ama tam tersini düşünenlerde var elbette;
“2019’a kadar Milletvekilliği seçimi yok” cümlesi tamamen bir şaşırtmaca diyende çok…
Neden?
Derin kulislerde dillendirilen yaygın kanaat;
“Milletvekili seçimleri yenilenirse, TBMM’nin neredeyse yüzde 65’i değişebilir”
Bu oran ortadayken, değiştirileceği şüphesinin yoğun olduğu bir ortamda hangi milletvekili 2 yılda, üçüncü seçime gitme kararı alabilir?
Bir yılda iki seçim atlatmış milletvekillerini vaktinden önce uyandırıp, TBMM’de performanslarını olumsuz etkileyerek, geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanlığı Komisyon görüşmelerinde parti tüzüğüne aykırı hareket eden davranışların yaygınlaşma endişesinin önüne geçilmeye çalışılıyor da olabilir…
***
15 Temmuz öncesi Devlet Bahçeli’ye, yapılacak kongre ile “MHP’nin başından kesin gidiyor...” gözüyle bakılıyordu… O süreçte MHP’nin neredeyse yüzde 75’i muhalif adayların etrafında toplanmıştı…
Hatırlayın…
MHP Liderinin etrafından bir avuç milletvekili kalmıştı…
Kendisine “rest çeken” bu kadar milletvekili ile 2019’a kadar Bahçeli nasıl gidecek?
***
AK Parti içindeki bugün en büyük rahatsızlık ekran önünde sık sık övdükleri MHP’nin durumu… 15 Temmuz sonrası Bahçeli’nin halk nezdinde yakaladığı dalga her geçen gün biraz daha büyüyor…
AK Parti’nin kurt politikacıları MHP’ye güvenmiyor…
Tüm bunların ışığında HALK İSTEMESE DE, farklı(!) gerekçelerle referandumdan sonra, 2019’dan önce, SANDIK ile imtihanımız sürecek gibi gözüküyor…
Yazın bir tarafa…
***
Bu durumda soru şu;
Seçimi gerçekte kim istiyor?