Türkiye, tarihinin en zor, en sıkıntılı, en gerilimli, tansiyonu hiç düşmeyen bir seçimini daha geride bıraktı...
Sonuçları inşallah ülkemize ve insanlarımıza olumlu bir şekilde yansır...
Peki yansır mı?
Beklentilerimiz yansımasından yana...
Yönetim yapısı değişen Türkiye'de neler olup bitecek, Allah ömür verdiği sürece görüp yaşayacağız...
Başkanlık sistemi ne getirecek, ne götürecek hep birlikte göreceğiz...
Tabi ki Allah emanetini almazsa.
xxx
Türkiye'de herşey seçime endekslenmişti...
Aklınıza ne gelirse, herşey seçim sonrasına bırakıldı...
-Benim oğlana iş...
-Hele şu seçim bir bitsin...
-Benim kıza bir aş...
-Dur hele şu seçimi bir atlatalım...
-Başkanım bizim köyün yolu...
-Şimdi yol sırası değil, önce seçimi yapalım...
Örnekleri çoğaltabiliriz...
Seçim bitti, buyrun bakalım...
“Az da olsa bazı belirsizlikler ortadan kalktı, önce insanlar, sonra da piyasalar biraz olsun rahatladı” diyorlar...
Ben demiyorum, konu komşu öyle diyor...
Çünkü, et, süt, yağ, yoğurt, yani temel gıda maddeleri, seçim öncesi neyse, seçim sonrası da aynı...
Fiyatları yani...
Ülkeyi yöneten ve yönetecek abiler, piyasanın gazını mı alırlar, tuzunu mu alırlar bilemem, ama ceplerimize dokunmasınlar artık...
Yetti gari...
Gavur parasıyla on kuruş etmeyen TL'nin durumu malum!
Yerlerde sürünüyor...
Bir türlü ayağa kalkıp koşamıyor...
Bırakın koşmayı, biz yürümesine bile razıyız...
TL'nin yükselişi, ülkenin ekonomisinin düzeldiği anlamına geliyormuş...
Ekonomist abiler öyle diyor...
Abiler öyle diyorsa inanmamak olmaz...
İnşallah öyledir...
Çünkü, seçim öncesi TL'mizin sırtı yerden hiç kalkmadı da...
Bilin istedim.
xxx
Seçim derdi bitti, geçim derdi başladı...
Gerçekten de öyle...
İnsanlar, özellikle emekliler, asgari ücretliler ve gelir düzeyleri yerlerde gezen insanlarımız, seçimi unutup, geçim derdine düştüler!
Bütün herşeye zam gelecek söylentileri, insanları kara kara düşündürüyor...
Asgari ücretli bir işçi eline geçen gelirle sadece 22 gün geçinebiliyormuş!
Geri kalan 8 gün mü?
Aç!
Valla ben demiyorum, TÜRK-İŞ yapmış bu açıklamayı...
Onlar söylüyor...
Dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 1,67 oranında artmış...
Sözün özü; karnımızı doyuran ne varsa ya da aklınıza ne gelirse, hepsine bindirmişler...
Dometes, salatalık, biber, patlıcan koro halinde, “suya sabuna dokundunuz, bizi bari doku-nmayın, gariban vatandaşla bizi karşı karşıya getirmeyin” diye itiraz edecek olmuşlar, ama nafile...
Tayyip ağa gibi, “dürbünüm var da sizi mi seçecem ülen” diyerek, kendi avarlarımızda yetiştirdiğimiz salatalık, dometes, bibere bile bindirmişler...
Yetkili bir ağız, “Önümüzdeki iki ay içerisinde domates fiyatları soğan ve patates fiyatlarını geçecek. Böyle giderse üreticinin de tüketicinin de cebini çok yakacak” demiş...
Buyrun burdan yakın...
Anlayacağınız, temel gıda maddelerine yüklenen bu zamlarla birlikte, emeklilerin, asgari ücretlilerin tencerelerini vurmaya devam edecekler gibi...
Seçim-meçim hikaye, aslolan geçim.