Yıllardır Hz. Mevlana’ya hürmeten düzenlenen Şeb-i Arûs programları olağan bir şekilde bu sene yine düzenlenecek. Yine siyasiler Konya’da çeşitli evrensel mesajlar verecek, yine yan yana oturdu-oturmadı muhabbetleri olacak. Alışılagelmiş davranışlar her zaman olduğu gibi bu senede tekrar edilecek.
Dikkatleri çekmek istediğim konu ise hoşgörü ve muhabbet diyarı Konya’da misafirperverliğimizin ne kadar iyi olduğudur. Konya’daki otellerimizin hizmetleri memleketimize yakışır derecede olduğunu duyuyoruz ve görüyoruz. Ancak asıl mesele bizim esnaflarımızın misafirlerimize ne kadar ilgili olduğudur.
Ne kadar kabul etmeseler de esnafımız gelen misafirlerimizi bıktırdıklarını görüyoruz ve duyuyoruz. Fiyatların turistlere dört-beş kat artırılarak satıldığı fırsatçılığın en üst seviyede olduğunu göz ardı edilmeyecek derecede çok fazla.
Namaz, niyazda, yaptıkları ticarette kendilerine toz kondurmayan en iyisini biz biliriz diyen esnaf ağabeylerimiz kusura bakmasında İslam Hukukuna göre de kâr oranları da belli. Kaldı ki fiyatı da geçtik ürünü zorla satma ahlakı içerisindeler.
Elbette ki hükümetimizin devleti temsil etmesi önemli ancak halkımız; Konya için konuşuyorum! Ne kadar temsil ediyor ?
Turistlere sevdirmemiz gereken bu nadide memleketi karamaya hiç gerek yok. Ülke politikaları ve Ortadoğu da yanan ateş ülkemizi ciddi anlamda etkiliyor. Dolayısıyla şu şartlarda turistleri bıktırmaya hiç gerek yok. Yüksek fiyatlı satışı bir kere yapabiliriz ve o turist bu davranışlardan dolayı bir daha ülkemize bile gelemeyebilir. Ama biz her zaman insan odaklı olmalıyız. Her kim olursa olsun gelen misafirlerimizi bu ülkeye bu memlekete hayran bırakmalıyız.
Vatanımızın ve memleketimizin eskiden beri ön planda tuttuğu misafirperverlik kavramını layıkıyla yerine getirmek zorundayız. Rızkı Allah verir başka kimse vermez.