Salı günü izinliydim...
Salı'nın boş geçmesin istemedik, (BAL) Bölgesel Amatör Lig'deki Konya derbisi, yani Sarayönü Belediyespor-Ereğlispor maçını izlemek için Sarayönü'nün yolunu tuttuk...
Sarayönü'ne girdiğimiz anda ilçenin sokaklarında tek tük insan olmasına şaşırdık, ancak
stada girince anladık Sarayönü sokaklarının neden boş olduğunu...
Sarayönü insanı stada gelmiş, takımlarına destek vermek için “yeşil-siyah”a bürünmüşlerdi resmen...
Oradaki bir görevli, “Karamanspor maçında daha doluydu stad” dedi...
Anladım ki, Sarayönülüler bu işe gönül vermişler, sadece gönül vermekle kalmamışlar, takımlarını 3. lige taşımak için birbirlerine söz de vermişler...
Belediye Başkanları Nafiz Solak ile kadın yöneticileri Oya Kocaoğlan ve Zeliha Ceylan, Gençlik Hizmetleri Spor İlçe Müdürleri Hasan Ertugan ve tabi ki, şehrin ileri gelenleri, olmazsa olmazı erkek ve bayan taraftarları ile “Sarayönü Belediyespor 3. lige koşar adımlarla ilerliyor” dersek abartmamış oluruz...
Ve tabi ki Sarayönü Belediyespor’un “bir şeyi değil her şeyi” olan Muammer Akhançer onun da gelen misafirlerle yakından ilgilenmesi bir başka güzellikti. Bu arada Sarayönü Belediyespor’un başarısını duyurmada engel tanımayan Mustafa Solak kardeşimize de bir teşekkür borcumuzun olduğunu düşünüyorum.
Stadın ve zeminin dışında herşeyin iyi olduğu maçta, oynanan futbolu çok konuşmanın bir anlamı olmasa gerek...
Futbolun tribün gösterilerinin gölgesinde kaldığı bir gün geçirdik...
Tribünlerin seyri daha keyifli, görüntüsü daha güzeldi!
Minikte olsa karografi, takımı ateşlemeye yönelik coşku ve koro halindeki tezahuratları oyuncuları da hareketlendirdi...
Taraftarların vatan sevgisine olan aidiyetlerine yönelik coşkularını da es geçmemek lazım...
Pazar günü tüm ülkemizi yasa boğan Ankara'daki terör saldısı nedeniyle Türkiye'nin her yerindeki tepki Sarayönüspor-Ereğlispor maçında da tribünlere yansıdı...
Sarayönü ve Ereğlili taraftarlar maçın ikinci yarısını birlikte izleyerek, hem büyük kulüp taraftarlarına hem de terör yanlılarına önemli bir mesaj göndermiş oldular...
“Şehitler ölmez, Vatan bölünmez” diye...
Helal olsun onlara...
Yukarıda da söyledim ya, sahadaki futbol tribünlerin önüne geçemedi...
Gollerin dışında...
Maçın ilk 45 dakikasında Rus ruleti oynandı neredeyse...
Ya hep ya hiç anlayışıyla rakip kalelerde tehdit oluşturdu iki takım da...
Sarayönü Belediyespor biraz daha gemileri yakmıştı bu yarıda...
Orta sahasız bir oyundu, kötü zeminde sahaya yansıyan oyun...
Topu alanın elini kolunu sallayarak rakip ceza sahasına girdiği bir maç oldu...
Sinan, Hakkı, Abdurrahman ve Abaka'nın tehditleri de olmasa maç çekilmez bir hale gelirdi...
Hele de o bozuk zeminde...
“Bozuk zemin” demişken, hızla bir futbol şehri olmaya koşturarak ilerleyen Sarayönü'ne o stad ve o zemin hiç, ama hiç yakışmıyor...
Güzel adam Nafiz Solak...
Çalışkan...
Hürmetkar...
Sarayönülüler kendisini çok seviyor...
Takımın başarısı için bütün olumsuzlukların karşısında durarak, üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor ve sadece Sarayönü halkının değil, bölge insanlarının da gönlündeki değerini bir kart daha artıyor...
Tabi ki saygıyı da...
Başkan da sanırım stadın yetersiz olduğundan şikayetçi...
Sarayönü takımı profesyenel lige yelken açarken, yeni stadın bir an önce hayata geçmesi lazım diye düşünüyorum...
Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı Faruk Özçelik ile Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan'ın önemli bir hizmetlerinden birisi de Sarayönü'nde bitme aşamasında...
Sağolsunlar...
200 kişilik tribünü, 70'e 100 metrelik sentetik çim sahası ile yeni sahanın 1 ay içeresinde hizmete gireceğini de hesaba katarsak, sanırım futbol daha keyifli hale gelecek Sarayönü'nde...
xxx
Bütün güzel işlerden sözetmişken, tabi ki, Niyazi Hoca'dan ve oyuncularından söz etmeden geçmek haksızlık olur...
Kenetlenmişler...
İnanmışlar...
Ve kararlılar...
Sanki, 3. Lig'de gibiler.