AKTİSAD’ın davetlisi olarak hafta sonunu Saraybosna’da geçirdik…
***
Muhteşem bir geziydi… Yüzlerce işadamı ile birlikte Avrupa’nın Kudüs’ü diye tabir edilen Saraybosna’yı hem gezme hem de insanları ile birlikte zaman geçirme fırsatı yakaladık…
***
Savaşın izleri hala sıcak Bosna-Hersek’te… Gelecek nesiller savaşı ya da neden katledildiğimizi unutmasınlar diye savaşın izlerini taşıyan binalar olduğu gibi bırakılmış…
***
Bir cadde üzerinde yan yana Boşnakların Camileri, Sırpların Ortodoks Kiliseleri, Hırvatların Katolik Kilisesi ve Yahudilerin Havra’larını görmek mümkün…
***
Binlerce insan katledilmiş… İki nesil Bosna’da yaşamıyor… Katiller ve mazlumlar hala aynı caddede aynı sokakta aynı apartmanda birlikte yaşıyor…
***
Düşünün sayıları on binlerle ifade edilen tecavüz vakaları yaşanmış savaşta… O kadınlar şimdi tecavüzcüleriyle aynı sokağı aynı köyü paylaşmaya devam ediyorlar… Ne büyük travma…
***
Bir çoğu tecavüz sonucu doğurdukları çocuklarını terk etmişler … Saraybosna sokakları savaşın çocuklarının perişanlığı ile hala savaşın kendilerine getirdiklerine ağlıyor…
***
Şehir mezarlıkları ortak… Beyaz mezar taşları Boşnakları, siyah taşlar Hırvat ve Sırplar’ın mezarlarını gösteriyor…
***
Sadece mezarlıklara baksanız bile, savaşın hangi tarafı kıydığını, gözünüzün alabildiğine bembeyaz şehit mezarlıklarıyla öğreniveriyorsunuz…
***
Avrupa’nın göbeğinde, hortlamış, kana susamış, haçlı zihniyetinin Osmanlı’ya kini yatıyor sokak başlarında…
***
Bosna-Hersek’te 3 Cumhurbaşkanı var… Üçte Başbakan… Biri Sırpların, diğeri Hırvatların üçüncüsü de Boşnakların…
***
Başbakan dağılımı da öyle… Yer yüzündeki en karmaşık sistem uygulanıyor burada… Savaştan sonra BoşnaklarMedrese ve Camileri doldurmuşlar… Muhteşem bir nesil yetiştiriyorlar…
***
Türk okullarını savaşın en çetin anında açama gayretleri, şimdilerde meyvesini vermiş… Üniversiteleri, kolejleri ve uluslararası okullarıyla Bosna’da prestijin adresi olmuşlar…
***
Mostar’ı, Sarajevo’yı Ildza’yı geniş bir yazı dizisinde sizlere aktarmaya çalışacağız… Nasıl gençlerimize Milli ruh vermek için Çanakkale’yi gezdiriyorsak, Bosna’yı ve Bosna’da savaşın çocuklarını onlara mutlaka göstermeliyiz…
***
Ancak böyle gençlerimizdeki eksen ve ufuk kaymasının önüne geçeriz…