Sanat üzerine

Ayşe Boztaş

“Yüzünü görmek için bir cam ayna kullanıyorsun; ruhunu görmek için sanat eserlerini

kullanabilirsin.” diyor yazar Bernard Shaw. Sanat eserlerini insanın ruhunu yansıtan bir

aynaya benzetiyor. Gerçekten de öyle değil midir?

**

Estetiğin ruhumuza doğrulttuğu bu ayna yalnızca insanın ruhunu yansıtmakla kalmayıp aynı zamanda insanın kendisini tanımasına da ışık tutmaz mı? Sanatı insanla, insanı sanatla tanımak bu olsa gerek. Her yansıma sanata dair bir cevheri ortaya çıkartır. Çıkartır ama tüm aynalar bizi aynı soruya götürmez mi? Hani o bildiğimiz soruya... “Sanat nedir?” sorusuna.

**

Sanat beş kelime ile adlandırılan fakat anlamlandırılması o kadar kolay olmayan, her zihin de

kendi tanımını arayan bir sözcük. Sanat güzeli arayan, estetiği arzulayan kavramlar ötesi,

bulundu mu bırakılmayan, arada bir felsefeye kaçan ama hayatın içinde bir yerlerde daima

var olan başka bir şey bambaşka bir şey. İnsan kalbindeki en güzel odadır sanat, ne zaman

canı sıkılsa oraya kaçıp dinlenmek ister insan.

**

Kökleri ilgi ve yetenek olan bir ağaca benzer sanat. Herkes bu ağacın farklı bir dalına tutunur.

Kimisi bir şiire, kimisi bir resme, kimisi bir müziğe … İnsan zaten başka neye tutunabilir ki?

Kolay kolay da kırılmaz sanatın dalları ancak hatırlanmamak kırar onu. Misal yazmayı

unutursun kelimelerin küser ya da ebruyu unutursun teknende çiçeklerin solar, çizmeyi

unutursun renklerin yeni bir sayfaya kaçar. Sanat en çok vazgeçilmekten korkar.

**

Sanatseverinde endişesi budur zaten büyük bir tutku ile bağlandığı şeyle arasında olan ipin

bir gün kopması. Mühim olan o ipi koparmadan gelecek nesillere aktarabilmek. Varlığın özü

sanatla vücut bulmaz fakat varlığın özü sanatla değer bulur. İnsanoğlunun sanatla kazanacağı

bu değere ihtiyacı var. Zaten bükerse insanın belini sanatsızlık büker.

**

Dünyadaki yaşam ve geçim derdi, sosyal düzendeki ideale erişmek için verilen mücadele zamanla kamburumuz çıkaracak, yaşlanacağız. En doğal şey değil midir zaten yaşlanmak? Fakat sanatseverin derdi sanatla yaşlanmak, sırtını kabartan kamburun yalnızca sırtında bulunması ruhuna asla sıçramaması. Çünkü ruhta oluşan kambur bedende oluşan kamburdan daha çok bükecektir

insanın belini. Bu yüzden ve bu satırlara sığdıramayacağız pek çok sebepten dolayı sanat iyi

ki var.

**

Bugün evimizin duvarlarından birine yeni bir resim asalım, o hep tanışmak istediğimiz

enstrüman için bir adım atalım. Hep ertelediğimiz tiyatroya bugün gidelim. Yarım kalan o

filmi bugün bitirelim, sesini kıstığımız o şarkıyı bugün dinleyelim. Sanatı ertelemeyelim.

Sanat adına ne yapmak istiyorsak bugün yapalım. En kıymetli zamanlarımızı sanatla

taçlandıralım. İşte o zaman kirli bir pencerenden gördüğümüz yaşam yerini sanatla

renklendirilmiş güzel bir bahçeye dönüştürecek.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.