'Meydan' bölgesindeki saldırıda polis otobüsü hedef alındı. 23 Aralık'ta da yine bir polis merkezine iki farklı saldırı düzenlenmiş, 44 kişi ölmüştü. Suriye yönetimi, olaydan El Kaide'yi sorumlu tutmuştu. Muhalifler ise eylemin rejim taraftarlarınca yapıldığını, amacın Arap gözlemcileri yönlendirmek olduğunu iddia etmişti. Son saldırının da, gözlemcilerin ülkeden ayrılmayı görüşeceği toplantı öncesinde gerçekleşmesi dikkat çekti.
Ülkede uluslararası gazetecilere izin verilememesinden dolayı gerçekleşen saldırılarla ilgili sağlıklı bilgi alınamıyor. Ancak uzmanlar, siyasi istikrarsızlıklarla boğuşan Suriye'ye komşu iki ülke Irak ve Lübnan'daki gelişmelerin sıçrayabileceğini, bu iki ülkede faaliyet gösteren bazı terörist grupların Suriye'de de eylem gerçekleştirebileceğinin altını çiziyor. Geçtiğimiz ay Suriye rejiminin, Rusya'nın da baskısıyla kabul ettiği Arap Birliği barış planı çerçevesinde bu ülkede denetimlerde bulunan gözlemcilerin ülkeye varması da katliamları durdurmamış, iki haftalık sürede ölenlerin sayısı 200'e yaklaşmıştı. BM kaynakları 10 aydır gösteri ve çatışmalara sahne olan Suriye'de ölenlerin sayısının 5 bini geçtiğini ifade ediyor. Yarın toplanması beklenen Arap Birliği temsilcilerinin, Suriye'deki gözlemcilerin durumunu görüşmesi bekleniyor. Ülkede kan durmamasına rağmen hem Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el Arabi hem de gözlemci heyetine başkanlık eden Sudanlı General Mustafa Dabi'nin Suriye rejiminin anlaşma çerçevesinde hareket ettiklerini açıklamaları uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti.
MÜSLÜMAN KARDEŞLER'E BAKANLIK TEKLİFi
Ancak El Arabi, Suriye askerî birliklerinin kentlerden çekilmesine rağmen keskin nişancıların halkın üzerine ateş etmeyi sürdürdüğünü belirtmişti. Suriye'ye uluslararası bir baskı oluşturulması için çaba gösteren ülkelerin başında gelen Katar'ın Dışişleri Bakanı Şeyh Hamad bin Casim el Sani, çarşamba günü BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile görüşmüş ve örgütten teknik yardım talep etmişti. El Sani, örgütün tarihinde ilk kez bir ülkeye gözlemci gönderdiğini, bundan dolayı bazı hatalar yaptığını da söylemiş, ancak bu hataların neler olduğunu belirtmemişti.
Bu arada Suriye Müslüman Kardeşler Örgütü, 4 bakanlık karşılığında Beşşar Esed yönetimiyle uzlaşma teklifi aldıklarını iddia etti. Suriye Müslüman Kardeşler Örgütü Siyasi Büro Şefi ve Suriye Ulusal Konseyi İcra Kurulu üyesi Muhammed Faruk Tayfur, ekim ayı sonunda Suriye hükümeti ile Müslüman Kardeşler arasında arabuluculuk için İran dinî lideri Ayetullah Ali Hamaney'in üç yetkili gönderdiğini belirtti. Tahran'ın Esed rejimine destek vermesi sebebiyle İranlı yetkililerle görüşmeyi reddettiklerini, bunun üzerine İstanbul'da bir Türk arabulucu vasıtasıyla dolaylı görüşme yaptıklarını anlattı. Türk arabulucunun bir hükümet yetkilisi değil, yakın dostları olduğunu ifade eden Tayfur, Ankara'nın bu görüşmede bir rolünün olmadığını söyledi. İstanbul'da bir otelde kalan İranlı yetkililerin, Türk arabulucu aracılığıyla üç kez görüşmeye çalıştıklarını kaydetti. "İranlı yetkililer Suriye ile uzlaşmamız ve Beşşar Esed'in devlet başkanı olarak kalmasına itiraz etmememiz halinde Müslüman Kardeşler'e 4 bakanlık vereceklerini vaat etti.'' diyen Tayfur, rejimin çok zor durumda olduğunu ve bundan kurtulmak için İran'ı devreye soktuğunu belirtti. İran rejiminin Lübnan'daki ve Irak'taki müttefikleri aracılığıyla Suriye rejimini desteklemek için keskin nişancılar ve işbirlikçilerini gönderdiğini ileri sürdü.