Samanyolu Yazarlık Okulu, Abdullah Tosun’u Ağırladı

Her hafta bir yazar ya da şairi ağırlayan Samanyolu Yazarlık Okulu öğrencileri, bu hafta yazar Abdullah Tosun'u dinledi. Yazarlık Okulu öğrencileri ile 'İnsan olmak için okumak zorundayız konulu' bir söyleşi gerçekleştiren Tosun, tavsiyelerde...

Her hafta bir yazar ya da şairi ağırlayan Samanyolu Yazarlık Okulu öğrencileri, bu hafta yazar Abdullah Tosun'u dinledi.

Yazarlık Okulu öğrencileri ile 'İnsan olmak için okumak zorundayız konulu' bir söyleşi gerçekleştiren Tosun, tavsiyelerde bulundu. Tosun, yazmak için okumanın gerekliliğinden söz ederken "Var olduğumuzu hissetmek için okumak zorundayız. Ondan sonradır yazmak ve paylaşmak. İnsanca paylaşmak da insanca bir davranıştır." dedi.

'OKUMAK YAZMA İSTEĞİNİ DOĞURUR'

Özel Samanyolu Anadolu ve Fen Lisesi öğrencilerinin kurduğu ‘Samanyolu Yazarlık Okulu’ yazar ve şairleri ağırlamayı sürdürüyor. Bir önceki haftanın konuğu ise usta şair Bahattin Karakoç olmuştu.

İkinci konuk olan Yazar Abdullah Tosun, "Biz okumak zorundayız ama yazmak zorunda değiliz fakat okuyan insan bir süre sonra yazmak zorunda kalır. Yazarken ben, okurken ne anladığımı anlarım. Okuduktan sonra bizde kalanları ancak yazabiliriz. Dünyadaki tüketim sisteminin değirmenine su taşıyan kişilerin kitaplarından okursanız sorun yoktur. Öyle biri olursanız da öyle. Sistemin dışına çıkıyorsanız baş kaldırmış olursunuz ve mutlaka dışlanırsınız." şeklinde konuştu.

'AMACINI BELİRLEMEDEN YAPILAN OKUMA BİR UYUŞTURUCUDUR'

"Ama dışarıda olmanın da ayrı bir hazzı vardır. Okumak kendi tercihini yapabilmektir" diyen Tosun, sözlerine şöyle devam etti: "Okumanın da bir şehveti vardır. Bir süre sonra hep okumak, düşünmeden okumaya dönüşebilir. Amacını belirlemeden yapılan okuma bir uyuşturucudur. Günümüzde de bakın bu var."

‘Nitelikli kitaplar mı satıyor yoksa bir sektör oluşup da insanlar bir tarafa mı sürükleniyor’ konusuna da değinen Tosun, "Günümüzde arenalarda aslanlarla savaş yok, arenada top oynanıyor. Günümüzde bizi yönlendirmeye çalışan bir sistem var. Adeta bütün dünyada da gizli bir el tarafından yönetiliyoruz. Paris’teki kişi ne giyiyorsa Ankara’da da aynısı. Bakıyorsun durduk yere sarı moda olmuş. Sarıyı sevdiğimizi bu sene mi fark ettik. Okumak ve yazmak bu düzene başkaldırmaktır. Sisteme çomak sokmaktır. Şimdi ne yediğimizi ve ne giydiğimizi belirleyen sistem, ne düşünmemiz gerektiğine de karar vermeye çalışır. İnsanı pasifleştiren sıradanlaştıran ürünlerle karşı karşıyayız." şeklinde konuştu.

GENÇ YAZARA TAVSİYELER

Genç yazar adaylarına ne okunması konusunda tavsiyelerde bulunan Abdullah Tosun şunları söyledi: "Neyi okuyacağımıza da karar vermeliyiz. Okuduğunuz her kitap sizi kendi serisinden başka bir kitaba götürür. Hayata dokunan, insanı insan olmaya davet eden kitapları okumalıyız. Maalesef ki köleleştirilmiş insanlar olarak özgür olduğumuzu sanıyoruz. Okumak özgürlüğü seçmektir. Akvaryumdan okyanusa açılmaktır. Kafesten çıkmaktır. Kafesin kapısı kitabın kapağıdır." CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri