Prof. Dr. Saim Sakaoğlu bağışladığı eserlerin babası Hattat Hafız Mehmet Sakaoğlu’nun 1920’li yılların başından itibaren yapmış olduğu çalışmaların kalıpları olduğunu belirterek, “Çaybaşı’ndaki evimizin ardiyesinden alınmış, bugüne kadar nerede saklarım düşüncesi ile gizli tutulmuştu. Sonunda en uygun olan yerin burası olduğuna kanaat getirdim. Sembolik olarak 1-2 tanesini de ailemize geri verilecek” dedi. Kalıplar hakkında bilgi veren Sakaoğlu, şöyle konuştu: “Bunların bir kısmı camilerde kullanılan hatların kalıplarıdır. Bir bölümü ise düğünlerde kullanılan gelin hanımın ihtiyaçlarını olduğu şeylerdi. Bunlar tellal pazarında iki dükkanda satılırdı. Biz kendimiz yapardık. Bunların yapımında benim de emeğim fazladır. Babam ustalığının yanında yetiştirdiği çırakları da vardı. Koleksiyonda Mekke-Medine ile ilgili çizimler de var. Daha sonraki yıllarda Mevlana’nın gündeme gelmesi ile Mevlana türbesinin çizimini yapmıştı. Ayrıca sikke dediğimiz başlığın çizimi ve kalıplarını çıkarmıştır. Bunlar turistik eşya yapanlara ilham olmuştur. Biz bunları aile olarak bugüne kadar sakladık. Bekir Şahin Bey’in de oluru ile Yazma eserler Müdürlüğü’ne bağışlıyoruz. Bunlar cam altı sanatı temsilcilerine örnek olacak.”
Konya Yazma Eserler Bölge Müdürü Bekir Şahin de konuşmasında bağışlanan eserlerin önemine dikkat çekerek, “Camaltı resim sanatı bugün kaybolmaya yüz tutmuştur. Camaltı resimleri taş baskı duvar resimleri gibi başta evler olmak üzere cami, tekke, türbe gibi dini mekanların, kahvehanelerin ve çeşitli dükkanların duvarlarına asılıyordu. Bağışlanan bu kalıplar tasnif edilecek ve dosyalanacak” şeklinde konuştu.
HÂLİD ŞEN