31 Mart’ta yapılacak seçimlerin birinci aşaması olan aday belirleme süreçleri nerede ise tamamlanıp saha çalışmalarının başladığı günlere geldik sayılır artık.
Partiler seçmenlerinin karşısına yeni yeni vaatler ve propaganda araçları ile çıkmaya hazırlanıyorlar.
Tabi partiler ne gibi bir söz ve vaatler dizisi hazırlarsa hazırlasın yine de vatandaşlar tarafından kendilerine çalışmadıkları yerden soruların sorulacağını hesap etmek zorundalar.
Bizim milletimiz partilerin ifade ettiğinden daha fazla irfan ve kültür sahibi kadirşinas bir millet olduğunu biliyoruz.
Siyasi partilerden iktidar olanlar öncelikle yaptıklarını ifade etmeye çalışırken muhalefet partileri de iş başına geldiklerinde yerel ölçekte neler yapacaklarını söylemeye çalışacaklardır.
İşte bu aşamada milletimizin o eşsiz irfanı devreye girecek ve iktidar ile muhalefet partilerinin temsilcilerine yerine göre sözlerini kesercesine sorular soracaklardır.
Mesele 16 yıldır yerel yönetimlerde iktidar olan parti temsilcilerine süreleri dolmadan görevden ayrılmaları istenen başta Ankara ve İstanbul belediye başkanlarının neden ve hangi suçlama ile görevden el çektirildiklerini soracaktır.
Veya Konya Büyükşehir Belediye Başkanı başta olmak üzere milletvekili yapılanlar olmak üzere hangi başarılarından dolayı milletvekilliğine terfi ettirildiklerini soracaktır.
Ya da milletvekilliğine terfi ettirilen belediye başkanlarından bu güne kadar nasıl bir başarılı çalışmalar görüldüğünün açıklanmasını isteyeceklerdir.
Yine iktidar partisi temsilcilerine 16 yıldır iktidar oldukları belediyelerde özellikle de büyükşehirlere ihanet ettiklerini ifade ettikten sonra bu seçimde seçildikleri takdirde ihaneti ortadan kaldırabilecek ne gibi bir şehir tasavvuru içinde olacakları sorulacaktır.
Bu arada kısmi de olsa belediye başkanlarının yeniden aday gösterilmediği yerlerde aday gösterilmeyen belediye başkanlarının hatalarının neler olduğu ve görevde kaldığı süredeki yetersizliklerinin neler olduğu sıkça sorulup mesela Meram Belediyesi örneğinde olduğu gibi bu defa da seçilecek olan belediye başkanının bir dönemlik olup olmayacağı sorulacaktır.
Sayıştay’ca açıklandığı günlerde yaşanan gündem değişiklikleri nedeniyle üzerinde fazlaca durulmayan belediye harcamalarındaki hukuksuzluk veya kanuna aykırılıklar ile yüksek miktarlardaki harcamaların neden adam kayırırcasına aynı kişi ve hususlarda yapıldığı sorulacaktır.
Elbette iktidar partisi mensuplarına şehrin çıkmaza giren trafiği ve ulaşım sorununun nasıl çözümleneceği de en başta gelen sorulardan olacaktır.
İktidar partisi ile ittifak yapan parti mensuplarından seçim çalışmalarına birlikte veya ayrı olarak katılan kişilere de yukarıdaki sorularla birlikte parti farklılığı nedeniyle başta belediye meclisine seçilecek üye sayısı ile seçilecek kişilerle ilgili diğer sorular sorulacaktır.
Bu anlamda ittifak adına seçilecek belediye başkanının ittifakın diğer ortağı olan partinin ilkeleri aleyhine kararlar aldığında belediye meclisindeki tavırlarının ne olacağından tutun da geçmiş dönemdeki gibi yüksek faizle yüksek miktarlardaki borçlanmalar gündeme geldiğinde kullanacakları oyun renginin ne olacağı sorulacaktır.
Hem iktidar partisine hem de müttefiki olan parti temsilcilerine her seçimde hemşerilerine verdikleri vaatlerin seçimlerden sonra neden unutuluverdiği hatırlatılarak bu konuda başta metro olmak üzere diğer yatırımların neden yapılmadığı sorulacaktır.
Muhalefette olup ta seçimde belediyelere talip olan partileri ile temsilcilerine gelince;
Geçmişteki yaptıkları hizmetlerden farklı olarak bu dönemde hangi proje ve vaatlerle vatandaşların karşına çıktıkları sorulacak ve iktidar partisi yerine kendilerini seçmenin hemşerilerine ne gibi avantajlar sağlayacağı değerlendirilecektir.
Seçmen olarak hemşeriler son 16 yıllık tek parti iktidarında hep geçmişte yaptıkları ve yapamadıkları ile suçlanan muhalefet partilerinin temsilcileri konuşmalarında eskiden olduğu gibi gırtlaktan çıkan yüksek sesli ve tipik muhalefet mantığı ile söylenen nostaljik cümleler duymak istemeyecekleri için de muhalefet parti temsilcilerinin sözleri iktidar partisi temsilcilerinin sözlerinden daha dikkatli dinlenecektir.
Hal böyle olunca 31 Mart seçimlerinde tabir caiz ise aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık hesabı bir durum yaşanacak ve yine bir ABD ve Avrupa kaynaklı algı yönetimi oluşturacak olay veya Suriye konusunda yaşanacak bir politika değişikliği olmazsa oldukça renkli olaylara sahne olabilecektir.
Algı yönetimi yeni bir versiyonu ile sahneye konulursa buna karşı nasıl bir tepki olur derseniz yaşayarak göreceğiz deriz.