Sahurlardaki Sıcaklık

Nurten Selma Çevikoğlu

Ramazan ayının kucaklayıcılığı her şeye yansıdığı gibi sahurlara da yansıyor. “sahurda bereket vardır” ilahi düsturuyla hareket eden müminler, O iki cihan incisinin çağrısına uyarak on dört asırdır Ramazan ayında sahurlara kalkıp bir şeyler yiyerek o güzel sünneti yürekten ihya etmekteler. Sahura kalkmak sünnete ittibanın en açık göstergesidir. Bu ise idrak edene büyük bir bahtiyarlıktır.

Yazımızın başında sahurlardaki sıcaklıktan bahsetmek istediğimiz anlaşılmış oluyor değil mi? “İyi ama gecenin bir vaktinde uykunun en tatlı yerinde kalk ve yemek ye. Şimdi nerde bunda sıcaklık?” diyebilirsiniz. Serbestsiniz böyle düşünenler olabilir ancak ben küçüklüğümden beri sahurları hep sıcacık bulurum ve sıcacık düşünürüm. İftarların o lezzetli, iç açıcı sofra ve sohbetlerinden daha sıcak gelir bana sahurlar. Sanki gece sırf Allah(c.c) için kalkma duygusu içimi kapladığından mıdır nedir bilemiyorum. Ayrı bir sıcaklık hissederim. Hakikaten de öyle değil mi? İftar yaparken yenen yemek akşam yemeği gibi oluyor fakat sahurda yalnızca Allah(c.c) rızası için oruç tutmak niyetiyle bir şeyler yemeye kalkılıyor. Bu bambaşka bir duygu. Aslına bakarsanız kim kalkmak ister normal zamanda tatlı uykusunu bölerek Allah(c.c) için yemek yemeye? Bizce ne büyük bir sevgi tezahürüdür bu sünnetin ihyâsı!

Eskiler derler ya: “Aman! Eskiden Ramazanlar ne güzeldi!” Bizde diyoruz ki; görmesini bilenlere şimdide güzel Ramazanlar. Hele sahurlar. Bugün sahurdan bahsediyoruz ya. Sahurlarda radyolar bir güzel oluyor. Görevli kardeşlerimiz ne hoş programlar yapıyorlar. Biz evlerin anneleri ev halkına sofrayı hazırlarken ilk işimiz hemen radyoyu açmak oluyor. Hem oradaki faydalı sohbetleri dinliyor hem de yemek hazırlıyoruz. Sofralar hazır olunca ev halkını ayrı bir ses tonuyla sesli sesli kaldırıyoruz. Mesela ben diyorum ki: “Güme de güm güm, sahura kalkın.” Çocukların her birinin yüzünde farklı bir hal! “Aman Allah’ım ne oluyor böyle yahu.” deyince kahkahalar, sevinçler, şaşırmalar, heyecanlanmalar, arada bir kızgınlıklar! Soruyorum size bunlar başka zaman yaşanabilir mi?

Sonra ya gecenin bir yarısında davul, zurna çalan Ramazan davulcuları! Ya bunlara ne demeli. Aman davulcular davullarını bir canlı canlı çalıyorlar ki sormayın. Koşa koşa, seke seke, sokak sokak gezerek tüm mahalleyi arşınlıyorlar. Bu ne güzel bir adet! Dışarıdan bakan için güzel bir nostalji. Hele çocuklar için büyük bir eğlence. Her gün davulcunun geçmesini bekleyen çocuklar sahurun ayrı bir güzelliği. Davulcuyu görünce çığlıklar atarak sevincinden bağıran çocuklar eve ayrı bir neşe katarlar. (Korkanlar da yok değil hani)

Ne diyelim güzeldir Ramazan sahurları. Eskiden güzelmiş Ramazanlar sahurlar iftarlar, teravihler. İnanın şimdi de güzel.

Sahurlarını seviyoruz. Hele seni ne çok seviyoruz ya Rasulallah. Sana ittiba ediyoruz. Getirdiğin hükümlere sıkı sıkıya bağlıyız.

Rabbimiz en çok seni seviyoruz. Şüphesiz sana karşı kusurlarımız var. Ramazan hürmetine onları bağışla ve Ramazan’ı bizden razı kıl.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.