15 Temmuz FETÖ kalkışmasının yıldönümüne şunun şurasında 2 gün kaldı.
Siyasilerin hazırlıklarına bakarsanız demokrasi nöbeti için hazırlar.
Belediyeler geçen seneki geri kalmışlıklarını ortadan kaldırma gayreti ile 5 gün önceden vatandaşları kısa mesaj yağmuruna tuttular bile.
Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşları da mutlaka ellerinden geleni yapacaklardır.
Sivil Toplum Örgütleri de açıklamalarına bakılırsa canhıraş bir biçimde kendilerini meydana atmaya hazır gözükmekteler.
Normal vatandaş geçen seneki kadar olmasa da bu sene de çayını çorbasını hazırlayıp meydandaki yerini alacak elbette.
Gerçi geçen seneki kadar olmasa da kapılarına bayrak asan yiyecek içecek satan esnaf ta başta soğuk su olmak üzere satacağı her nevi meşrubat için ufaktan ufaktan zam hazırlığını yapmıştır.
En çok ta kamu çalışanları üzülmüştür 15 Temmuz’un bayram ve resmi tatil ilan edilmediğine.
Bütün bunları FETÖ’yü ve 15 Temmuz darbesini hafife almak veya meydan nöbetlerini sulandırmak için yazmadık.
Tam aksine 15 Temmuz kalkışmasının ciddiyetini ortadan kaldıran eylemler olarak niteliyoruz bu yazdıklarımızı.
Bu millet 15 Temmuz’da bir kahramanlık ortaya koydu ise bunun en asıl sebebinin “SAHİH İSLAM”ı hayat tarzı olarak seçmiş olduğundandır.
Bu aziz Millet 15 Temmuz gibi bir ihaneti yaşamış ise bunun en temel sebebi devlet katındaki idareciler başta olmak üzere adına sivil toplum örgütü denilen yapıların zamanında bu ihanet şebekesine karşı çıkmaması ve çıkanları desteklememesidir.
15 Temmuz 2016’dan bu yana geçen bir yıllık süre de tekrar görülmüştür ki FETÖ ihanet şebekesine karşı milletin beklediği dik duruş tam anlamı ile gösterilememiştir.
Her ay yapılan standart açıklamalar ve her geçen duruşmada biraz daha uzama temayülü gösteren yargılamalar milletin idarecilerden beklediği davranış biçimi değildir.
Esasen bu günlerde herkesten daha fazla FETÖ aleyhtarı gözükenlere özellikle dikkat etmek gerektiğine inanıyoruz.
Bunların bir kısmının kendilerini gizlemek isteyenler olduğuna inandığımız gibi çoğunluğunun ise FETÖ’den boşalan mevzileri doldurmak isteyen STK(!) lar olduğuna inandığımızı burada belirtmek istiyoruz.
“Tabiat boşluk kabul etmez” kuralı gereğince boşalan/boşaltılan her alan bir başkası tarafından doldurulacağı için gerek fert olarak, gerekse toplum olarak yeni FETÖ’ler oluşumuna imkân vermemek için Hz. Peygamber’den (sav) bu yana gelen eğitim ve öğretim sisteminin eksiksiz bir şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Bunun içinde şimdilerde 15 Temmuz için yapılan hazırlığın çok daha fazlası zaman kaybetmeden yapılmalı yeni FETÖ’ler oluşumunu önlemek için her türlü sızıntı ilk andan itibaren engellenmelidir.
Bu gayreti güdenler elbette var Milletimiz içinde.
Ama geriye dönüp baktığımızda Hz. Rasulullah’ın (sav) Sahih Sünneti ve Hadislerine karşı özellikle son bir yıldır yapılan açıktan yapılan saldırılara karşı yükseltilmeye çalışılan birkaç cılız ses ten başka bir şey duymadı bu millet.
Gönül meydanlarda toplanan on binlerden hatta yüz binlerden SAHİH İSLAM NÖBETİ konusunda da güçlü bir ses duymak istiyor.