Sahada takım gibi durduk

Recep Çınar

İlginin ve gergin ortamın yüksek olduğu bir maçtı. Seyir zevkinin de. Belki futbol kalitesi yüksek değildi, ama başlama düdüğünden bitiş düdüğüne kadar heyecan ve tempo hep zirvedeydi. Oyun her iki takıma da gidip geldi. Ama daha çok Konyaspor’du galibiyeti kaçıran ve de üzülen taraf.  Hakemin son düdüğü ile sevinen Beşiktaş, üzülen ise Konyaspor oldu. Oysaki beraberliği hakeden bir görüntü sergilememişti yeşil-beyazlılar. Hem de maçın her bölümünde

Ankaragücü maçından sonra “Konyaspor’un geri dönüşü” diye yazmıştım. Dünkü fotoğraftan sonra “Konya’nın dönüşü” demekten başka bir şey düşünemedim.
Maçın en güzel tarafı, geldiği günden bugüne kadar “şaşı” baktıkları Giray hocayı tribünlere çağırıp, “marifetli” adamı “iltifat”landırmasıydı taraftarın. Bana göre maçın en güzel fotoğraflarından birisi buydu.
“Konya’nın  dönüşü” dememin sebebi ondan.
Haftalardır olması gereken buydu işte. Tribünler ile kulübedekilerin bir bütün olma özlemi düne nasip oldu. Umarım bu birlikteliğe “nazar” değmez.
Değmemeli de.
***
Maça gelince…
Konyaspor dün  şampiyonluk adayı Beşiktaş önünde takım gibi durdu. Topa sahip olma yüzdesi yüksek bir takım amaçlamış Giray Bulak. Yenilerle bunu gösterdi dosta düşmana. Konyaspor’da uzun zamandır görmeye alışık olmadığımız bir durumdur, kendinden emin oynamak ve bolca pozisyon üretmek.
Oyunun nerede ise tamamında gördük bunu. Hem de sabırla ve keyifle. Sadece oyuncular değil, tribünlerde eşlik ettiler bu keyfe keder veren mücadele şekline ve de üretilen pozisyonlara. Ve de haftaların hasreti ile.
Skor bir yana güzel tarafı şuydu Konyaspor için.
Rakibi ne gözlerinde büyüttüler ne de hafife aldılar. Öyle ciddi, öyle konsantreydiler ki, kolay lokma olmadıklarını gösterdiler Beşiktaş’a. Hele 11. dakikada Veysel’in getirip Serhat’ın dokunamadığı bir top vardı ki, Beşiktaşlılar işte o anda anladılar pabucun pahalı olduğunu. 
Takdir gösterilmesi gereken bir durum sözünü ettiğim. Rakibin içerisinde bulunduğu ortam ne kadar ürkütücü olsa da.
Eksiklerimiz yok muydu?
Elbette vardı. Miloş, Da Silva ve Poljac, dün takım gibi duran Konyaspor’un zaman zaman yumuşak karnı oldular. Birbirleri ile uyum içinde olmamaları sıkıntı oldu, Beşiktaş önünde takım gibi duran Konyaspor’a.  
Her şey bir yana, yukarıda da altını çizdim, takım gibi durdu Konyaspor futbolcuları sahada. Ne istediklerini ve bunu nasıl yapacaklarını bilen bir görüntüdeydiler yeşil-beyazlılar. Ama, kim ne derse desin savunmada Kratochvil-İsmail Güldüren, ortada Ayman-Cihan, hücumda ise Serhat Akın ve Veysel Cihan bir adım öne çıkan isimlerdi. Özellikle savunmada Kratochvil doğru yerde duruşu ve toplara ilk müdahalesi ile Konyaspor’un yumuşak karnı olan savunmasına bir canlılık, yanındaki arkadaşlarına da bir güven getirmiş.
Konya’nın ve Konyaspor’un geri döndüğü bir günde alınacak bir galibiyet anlamını bir kat daha artırırdı bu geri dönüşün. Ama, olmadı. Biraz şans, biraz beceri noksanlığı. Özellikle şans bizden yana değildi, üretilen pozisyonlarda. 
Giray hocanın da söylediği gibi, yeni gelen oyuncuların tam kapasite ile oynamaları, daha doğrusu hazır olmaları, Konyaspor’un sahada takım gibi durma, takım gibi oynama oranını daha da yükseltecektir.
Özetlersem; Konyaspor ilerleyen haftalarda daha iyi olacak. Bundan adım gibi eminim. Hele de tribünlerin ve şehrin dönüşü ile yeşil-beyazlıları güzel günlerin beklediğini söyleyebilirim.
***
Maçın hakemi ile ilgili söz etmek gerekirse, zaman zaman Konyaspor aleyhine ince ince düdükler çaldı. İyi ki sahada takım gibi duran bir Konyaspor vardı da, Manisa bölgesi hakemi Koray Gençler’in eyyamcı yönetimine prim tanımadı. Bir Beşiktaş’a bir de Konyaspor’a çaldığı düdükleri gözünüzün önüne getirin, nasıl bir eyyam yaptığını daha iyi anlamış olursunuz.