Safran ve pilav imtihanımız!

Merhaba Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kerem İşkan, İran izlenimlerine devam ediyor.

Tahran’ın Ferazad Bölgesi, sokakları karşılıklı lokanta ve nargilecilerden oluşan turistik bir bölge. İran’ın elit kesimi de yemek yemeye buraya geliyor. Her yemekte pilav var. Sabah kahvaltısında bile… Ayrıca yemeklerine bol miktarda safran kullanıyorlar.

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN

Bugün siz İran'ın dünyanın tüm dikkatini üzerine topladığı füzelerini yazacağımızı söylemiştik. Ama günlerde pazar olması nedeniyle pazar gününün ruhuna yakışır gezi ve İran yemeklerini yazmanın daha mantıklı olduğuna karar verdik. İran'ın füzelerini Pazartesi günkü bölüme aldık. İran'ın 34. Devrim kutlamaları mitingini takip ettikten sonra rehberlerimiz Tahran'ın Ferazad Bölgesine götürüyorlar. Burası sokakları karşılıklı lokanta ve nargilecilerden oluşan tursitik bir bölge. Havanın hayli güzel olması ve miting yüzünden tatilde olan İranlıların elit kesimi yemek için bu bölgeye akın ediyorlar. Şelale isimli 2 katlı bahçesi ve kapalı mekanları havuzlu bir restoranta giriyoruz. Önce lokantanın mescidinde öğle namazlarımızı kılıyoruz. Ardından günün tüm yorgunluğu ile üst katta havuzun karşısına kurulan sedirlere çöküyoruz. Yemekten önce çay ikramı yaygın. Çaylar porselen demliklerde geliyor.

İran çayı unutamayacağımız bir tad ve lezzette. Çayın yanınan bitkisel şekerlerden yapılmış kaşığı andıran çubuklar veriliyor. Çayınızı bunla karıştırıyorsunuz. Tabiki tabak tabak taze hurmalarda çaya eşlik ediyor. Etrafımızdaki masalarda Tahran'ın elit kesimi öğle yemeği telaşında. Kadınların nargile tutkusu görülmeye değer. Tebriz köftesi sipariş ediyorum. Görüntüsü Güneydoğu mutfağındaki içli köfteyi andırıyor. Ama sulu bir sos içinde ikram ediliyor. Mustafa Arslan Bey İran'ın en özel tadlarından biri olduğunu öğrendiğimiz DİZİ yemeğini sipariş ediyor. Bakır bir çömlek içinde nohut, fasulye, patates ve kuzu etinden yapılıyor. Önce suyu bir tasa süzülüyor tastaki suyuna lavaş doğranarak yeniliyor. Bakır çömlekte kalan kısım ise bir tokmakla iyice püre haline getirip yenen bir yemek. İran'da her yemeğe safranlı pilav eşlik ediyor. Yemeklerin görüntüsü hayli güzel ama tadları konusunda damağımıza uymuyor.

Nedeni bolca tüketilen safran ve damağımızın alışık olmadığı diğer baharatlar. Tavuk şiş yaygın, buradaki adı CÜCE KEBAB. Oda safranlı bir sosta bekletildikten sonra ızgarada pişiriliyor. İran mutfağında tatlı en zayıf fiğür. Sadece jöleli tatlılar tüketiyorlar. Bizim çağ kebabına benzer, zırhla dövülmüş etten yapılan ızgara damak olarak bize en yakın yemek gibi geliyor. Menüde resimler arasında Adana Kebabı'nı görüp heyecanlanıyoruz, sipariş veriyoruz ama yine tadıyla ilgili derin bir hayal kırıklığı yaşıyoruz oda safranlı sosta bekletilmiş. Lokantadaki İranlıları gözlemliyoruz. Burası İran sosyetesinin de sıkça geldiği bir mekan. Lokantada ki hanımların neredeyse yüzde sekseni estetik burun ameliyatlı. Nedeni soruyoruz, rehberimiz estetik burun ameliyatının burada güzelliğin bir göstergesi ve sınıf farkının bir nişanesi olduğunu söylüyorlar. Tahran'daki her genç kızın rüyasını estetik burun ameliyatı süslermiş, şaşırıyoruz. İran en çok estetik ameliyat sıralamasında dünyada 1. sırada yeralıyor. İRAN Plastik Cerrahlar Derneği Başkanı Dr. Kelentar Hurmüzi, istatistiklere göre, estetik ameliyat talebinin en çok 17-26 yaş grubundan geldiğini ama bu kişilerin yüzde 50’sinin durumunun cerrahi bir müdahaleyi gerektirmediğini söylüyor. Estetik yaptırmanın daha çok orta ve üst sınıflar arasında yaygın olduğunu ifade eden Hürmüzi, ‘Gençler güzel görünmek ve estetik yaptırma modasına uymak için cerrahi müdahalede ısrar ediyor’ diyor.

Hürmüzi, İran’da üç bin estetik doktor bulunduğunu ifade ederek, bunlardan sadece 125’nin Sağlık Bakanlığı’ndan izinli olduğunu, estetik ameliyatların çoğunun, uzman olmayan kişilerce uygunsuz koşullarda yapıldığını söyleniyor.

Yemekler battal boy. Porsiyonlar bizimle kıyaslandığında nerdeyse 2,5 katı. Ama şişman bir İranlı görmek neredeyse imkansız. Nedeni buharda pişen yağsız pilav ve ekmek tüketiminin neredeyse yok denecek kadar az olması. Genel bir izlenimde İranlıların gündelik hayatlarındaki rahat ve vurdumduymazlığı. Acele iş yapılmıyor. Kimse acele etmiyor, herkes relaks bazen bu rahat tavırları programa da yansıyor, bizim telaşlı aceleciliğimiz onların bu haliyle birleşince komik sahneler ortaya çıkıyor. Biz yemeklerimizi bitirdiğimize onların hala çorbaya limon sıktığını görüyoruz. Oturup yemeklerini bitirmelerini bekliyoruz. Tahran'da götürüldüğümüz restorantlar hayli seçkin. Günler öncesinden rezervasyonlu çalışıyorlar. Restoranta yemek yemek bir İranlı aile için uzun ritüellerle dolu. Saatler süren yemek faslı onlar için hayli önemli.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Medya Haberleri