İran'da çeşitli lokantalarda yemek yiyoruz. Ama menü hemen hemen her tarafta aynı. Çok zengin bir mutfakla karşılaşamıyoruz. Tatlı menüde yok.
Tavuk şişler önce ağır bir safranlı sosta bekletiliyor. Tavuk şişin buradak adı CÜCE KEBAB
Çağ kebabının benzeri olan zırhla dövülmüş kuzu etinden yapılan bu şişler İran'da damağımıza en yatkın tad olarak kazınıyor.
Önce resim çekmemize izin vermiyorlar daha sonra ikan ediyoruz.. Bu kez de herkes sırayla resim çektirmek istiyor. Ahçımız safranlı pilavı ile poz veriyor
Lokantaların içinde bulunan tandırlarda pişiriliveriyor o nefis lavaşlar.
İran'da porsiyonlar battal boy. Türkiye'nin neredeyse 2.5 katı. 4 kişi Tahran'ın en lüks lokantasında 24 dolar'a karnını doyurabilir.
Aşçıların çoğunluğu Azeri. Yemeklerin genel görüntüsü hayli iştah açıcı ancak tadları safran nedeniyle damağa hitap etmiyor
İran'da yemekler bu ikili ile başlıyor. İran çayı ve bitkisel şekerlerden yapılmış bu çubukla çayınızı karıştırıyorsunuz. Bu ikiliye hurmada zaman zaman eşlik ediyor.
İran'da estetik burun ameliyatı tavan yapmış durumda, bunun nedeni ise estetik ameliyat zenginliğin ve güzelliğin simgesi olarak alğılanıyor.