Safer ayı, Kameri ayların ikincisidir. Hicri takvimde bazı ayların ve günlerin, gerek içinde farz kılınan ibadetler, gerekse bir kutsi tarihin unvanı olmaları hasebiyle mukaddes olduğu biliniyor. Muhtelif nafile ibadetler için münbit birer zemin teşkil ettiği sahih hadislerde beyan edilen Safer ayında yapılması tavsiye edilen dualar.
Safer, sözlükte “boş kalmak, boşluk; sararmak, sarılık; karında yaşayan kurtçuk” anlamlarına gelmektedir. Safer ayında yeryüzüne nazil olacak belâlardan Allah’ın izniyle muhafaza olmak için ilk çarşamba gecesi sabah namazından evvel dört rekat nafile namaz kılıp birinci rekat da, Fatiha’dan sonra on yedi Kevser suresi, İkinci rekat da Fatiha’dan sonra beş İhlas-ı şerif üçüncüde Fatiha’dan sonra bir Felak Suresi, dördüncüde bir Nas Suresi okuyup selam verilip dua edilecektir.
Keza Safer ayının son çarşambasının gecesi veya gündüzü iki rekat namaz kılıp birinci ve ikinci rekatta Fâtiha’dan sonra on bir İhlâs-ı şerif okunacak, namazdan sonra yedi defa istiğfar edip el kaldırıp on bir defa Salat-ı Münciye ve sonlarında 3. dua okunacaktır.
Bu dualarda, “Beni ve efrad-ı ailemi ve bilcümle müminleri yer ve gök afatlarından ve cemi’ belalardan muhafaza buyur ya Rabbi!” diye dua edilecektir.
Duâ insanın korunacak silâhı, dinin temeli, yerlerin ve göklerin ziyasıdır. ”Dua müminin atom kadar tesirli bir silahıdır.” Nasıl insan silâhla kendisinde bir kuvvet hissediyorsa, dua ile de insan kedisinde bir manevi dayanak bulmuş ve ona güvenmiş oluyor. Dua yapıp yatmak yoktur. Dua ile beraber hareket etmek ve gereken görevleri yapmak şarttır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.), “Safer (ayının) uğursuzluğu diye bir şey yoktur.” (Buhari, Tıb, 19). Buyurarak cahiliye dönemi halkının bu bâtıl inancını ve aynı şekilde hac aylarında umre yapmayı dünyadaki en çirkin işlerden gören halk inancını reddetmiş, umrenin herhangi bir vakti olamayacağını ve hac ile bir arada yapılmasının helal kılındığını bildirerek bu yanlış uygulamayı ortadan kaldırmıştı.
Bunun yanında, cahiliye dönemi halkının, Saferin, insanların ve hayvanların karnında bulunan bir ağrı olduğuna ve bunun başkalarına da bulaştığına inandıkları nakledilmektedir. Ancak Rasulullah bu batıl inancı da reddetmiştir.
İslami dönemde uğursuzluk anlamının silinmesi için bu aya “saferü’l-hayr” ya da “saferü’l-muzaffer” denilmiştir.
Sağlıklı huzurlu günler dileği ile cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.