Ben dünyaya gelmeden 8 yıl önce hizmete açılmış...
68 yıllık bir stad...
70'i göremedi...
Maalesef göremedi...
Sıradan bir futbol sahası değildi...
Çok amaçlıydı...
Balıkesir stadıyla birlikte ülkemizde bisiklet pisti olan iki stadyumdan bisiydi...
Artık bisiklet pisti de yok...
Hoş, uzun zamandır pist yarışları da yapılmıyordu!
Bisiklet pisti, yaşlandı diye mi, yoksa başka bir nedenle mi kaderine terkedildi?
Bilemiyorum...
Ama, o pistte kimler pedal çevirmedi ki, kimler saate karşı yarışmadı ki, kimler sürat yarışlarında rakiplerini geçmek için ter dökmedi ki...
Bugünün Federasyon Başkanı Erol Küçükbakırcı ile Türk bisikletinin gelmiş geçmiş en baba pedallarından Ali Hüryılmaz'ın iki kişilik yarışı bugün bile gözlerimin önünde...
Erol Küçükbakırcı, Ali Hüryılmaz'ın bir anlık dalgınlığından yararlanmış, güçlü rakibinin takibinden kurtulmuş ve çizgiyi geçmişti...
Yani, finiş çizgisini önde geçmişti...
Çizgiyi geçtikten sonra, nasıl olduysa o süratle düşmüş, kolu ve bacakları kan revan içinde kalmıştı...
Kapalı tribünün tamamı doluydu ve insanlar alkışlarıyla, sevgileriyle Erol Küçükbakırcı'nın acısını unutturmuşlardı.
xxx
Yukarıda da belirttiğim gibi, sadece bir futbol sahası değildi, eskilerin tabiriyle top sahası...
Filiz sporcuların çiçek açıp, meyve verdiği bereketli topraklardı...
Hele salonlar...
Boks salonu, cimnastik salonu, halter salonu, güreş salonu, tekvando salonu, judo salonu...
Kimler yetişmedi ki, kimler bu ülkeyi uluslar arası arenalarde temsil etmedi ki..
1965'li yıllardı...
Konyalı boksörler ile Alman boksörler arasında özel bir karşılaşma tertip edilmişti...
Hamdi Yiğit askerdi ve özel izin alınarak, bu müsabakalarda ringe çıkması sağlanmıştı...
Salonun küçük kapısında göründüğünde tribünler adeta yıkılmıştı...
Alman boksör, Hamdi Yiğit'ten 25-30 santim uzun, Adolf Hitler kılıklı, suratsız herifin biriydi...
Salonda bir uğultu koptu...
Almanı görünce tırsmıştı millet...
Ama, Hamdi abiye de desteklerini esirgememişlerdi...
Gong sesiyle birlikte, Alman boksör sağlı sollu direk yumruklarla Hamdi abinin üstüne gelmeye başladı, ancak bilenler bilir, Hamdi abinin eskivleri ünlüdür...
Savuşturdu Almanın bu direklerini...
Sonra mı?
Hiç unutmuyorum, sol kroşesini Alman'ın önce karaciğerine bıçak gibi soktu, Alman iki büklüm olunca, bir de çeneye balyoz gibi indi, o dev gibi boksörle birlikte salonda yıkıldı...
Almanlar hüsrana uğramıştı.
xxx
Amatör maçlar ile okul maçlarında 2 ve 3 nolu sahalar, boks, güreş, halter, tekvando müsabakalarında ise salonlar tıklım tıklım dolardı...
Top sahası, Konyalının buluştuğu tek adresti...
Özellikle cumartesi ve pazar günleri cıvıl cıvıl bir yerdi...
Bizim jenerasyonun çocukluğunun, gençliğinin ve belki de ömrünün geçtiği “top sahası” ile birlikte anılarımız ve yaşanmışlıklarımız da, kepçe ve balyoz marifeti ile kafamıza vura vura yıkılıyor...
Futbolda Sarı Mehmetler, Renklibay kardeşler, Ali Büyükbayramlar, Çetin Taşpınarlar, Muhtar Pekmirzalar, Ünal Karamanlar, Boksta Ali Kılıçoğlular, İsmail Odunkıranlar, Hamdi Yiğitler, Nuri Eroğlular, Mehmet Kumovalar, Hasan Oğuzlar, Turan Çumralıgiller, Soner Karaözler, Bisiklette Nusret Ergüller, Rıfat Çalışkanlar, Mevlüt Boralar, Erol Küçükbakırcılar, Güreşte Koçak kardeşler, Tekvandoda Şahin kardeşler yetişecek mi?
Kimbilir!
Unuttuklarım da cabası...
Ve...
Kepçelerle, kazmalarla, balyozlarla, harala gürele ile bir devir daha kapanıyor...
“Millet Bahçesi” olacak...
Hayırlı olsun...
İtirazımız yok...
Ama, yetkililerden bir ricamız var...
O, “Millet Bahçesi”nin bir kenarına, stadın unutulmaması adına, bir “minyatür”ünü iliştirirseniz, ömrü orada geçmiş insanlar olarak sizlere minnet duyarız...
Hiç değilse, tarihimizi unutturmamış olursunuz...
Ferman sizin...
Yıkılıyor...
Eyvallah...
En azından “minyatür”ünü yaparak, gönül alabilirsiniz...
Ya da stadla alakalı küçük bir müze...
İstediğimiz çok bişey değil...
Sporun içerisinden gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay'ın, bu ricamızı dikkate alacağını umuyoruz...
Evet...
Ebru Gündeş şarkısında, “bir devir bitti kabul edelim” dediği gibi, kabullenmekten başka çaremiz yok.