Hikaye bu ya…
Daltonlar ve büyük abi Avarel’den bıkan, Red Kid’i, Düldül’ü, Rintintin’i özleyen halk, Kasaba’nın yargıcına şikayet dilekçesi veriyor…
Dilekçede diyorlar ki:
“Daltonlar ve büyük abi Avarel’i görmekten, başkalarını görmeye fırsatımız olmuyor… ‘Görmezden gelelim’ diyoruz, ama ne mümkün…
Daltonlar ve Avarel bizi rahat bırakmıyor…
Hergün başka bir meseleyle evlerimizi ve işyerlerimizi işgal ediyorlar …
Kasabamızı ve mahallemizi işgal ettikleri gibi.”
Yargıç umutlu…
“İnşallah bir gün “Red Kid” atı “Düldül” ve köpeği “Rintintin”le gelecek, hem kasabamız hem de mahallemiz Dalton kardeşler ve büyük abi Avarel’den kurtulacak…
Az kaldı…
Posta treni Kasaba’ya geldiğine göre, Red Kid ve arkadaşları da yoldadır…
Biraz sabır” diyerek, halkı sakinleştiriyor ve evlerine yolluyor…
Kıssadan hisse…
Konyaspor sevdalıları biraz sabır…
Red Kid yolda!
xxx
ŞEKERSPOR
Konya Şekerspor’un Tarsus’a yenilmesi içimize zehir gibi oturdu… Konyaspor’un aylar sonra aldığı galibiyet bile sevinemedik…Halbuki çok umutluyduk Şekerspor’dan… Ama kendi ayağına kurşun sıktı yeşil-beyazlı temsilcimiz…
Sadece bir galibiyeti kaçırmadı Torku Şekerspor… Galibiyetten çok daha fazlasını… Maalesef geçmişini inkar etmedi yine… Kocaelispor gibi, Ofspor gibi, Pursaklarspor gibi, en son ise Tarsus idmanyurdu gibi lige tutunma mücadelesi veren takımlara bonkör davrandı kendi evinde…
Toplam 12 puan kaybetti…
61+12=73 puan yapıyor…
Ligin boyu kısaldığı bu dönemde Elazığspor’un Şekerspor’u yakalaması mümkün olmayacaktı… Bir kırılma maçında daha hayal kırıklığı yaşattı sevenlerine… Makus talihinden değil, kendi ayağına kurşun sıkmaktan…
Bu şartlarda aldıkları 61 puanı öpüp de başlarına koymalı Torku Şekersporlu futbolcular…
Sonra da başlarını yastığı koyarak, kendileri ile yüzleşmeliler…
Rakiplerin meteliğe kurşun attığı bir ortamda, “gak” dedikçe su, “guk” dedikçe et önlerine geliyorsa, biraz da olsa utanmalılar…
xxx
GÖNLÜ ALINMALI
Ömer Altay…
Bilenler bilir…
Usta bir spor gazetecisidir…
Araştırmacı spor gazeteciliği konusunda “ödül avcısı” bir meslektaşımızdır… Uluslararası organizasyonlardan, özellikle olimpiyat oyunlarından iyi iş çıkaran bir arkadaşımızdır kendisi…
Konyalıdır Ömer…
Öncekigün şehrimizde başlayan “1. Uluslararası Rumi Çocuk Spor Oyunları”nın da proje ve isim babasıdır… Konya’da böyle bir organize gerçekleştirmek, onun hayallerini süslediği bir kalp atışıydı…
Hayalleri gerçek oldu…
Ömer Altay’ın hayallerinin gerçek olmasında Gençlik ve Spor İl Müdürü Muhittin Yıldız’ın katkısı çok büyük oldu…
İnkar eden çarpılır…
Muhittin Yıldız’ın bu anlamda verdiği gayreti bilenlerdenim… Sıkıntılı bir 100 metre koştu bu süreçte Gençlik ve Spor İl Müdürü… Sağolsun Vali Sayın Nezih Aydın Doğan’da meseleye sahiplendi ve bir ilke imza atıldı…
Buraya kadar her şey güzel…
Güzel olmayan ise sevgili Ömer Altay’ın biranda taca atılmasıydı… Sanki, Ömer kardeşimize bir vefasızlık yapıldı gibi…
Ömer Altay bunu hak etti mi?
Bence hak etmedi…
En azından gönlü alınabilir, kendisine bir plaket verilebilir ve açılıştaki o tatsızlık yaşanmazdı… Bana göre şık düşmedi…
Sanırım sevgili Ömer Altay’da, isminin bu şekilde anılmasından dolayı üzüntü duymuştur… Önemli bir günde bu çıkışının yanlış olduğunun geçte olsa farkına varmıştır…
Ömer Altay’ı tanırım…
Duygusaldır ve yüreğinin Konya için çırpındığından da adım gibi eminim…
Her şeye rağmen, bu marifetli adam iltifatlandırılabilir, gönlü alınabilir… Oyunların sonunda mutlaka bir banket veya eğlence programı düzenlenecektir… Bu programda hem Ömer Altay’a hem de sponsor firmalara birer plaket verilebilir…
Yetkililere yakışan da budur…
Ömer Altay, hesabı kitabı olmayan, ayağının tırnağından saçının teline kadar Konya düşkünü, Konya sevdalısı bir arkadaşımızdır… Konyaspor’un hayal bile edemediği dünya’nın en büyük spor organizasyonlarında yeşil-beyazlı formayla bu şehrin kulübünü temsil eden adamdır…
Hoşgörünün başkentinde, Ömer’e de hoşgörülü bakmakta fayda var…