Bu ara çok konuşulan bir mesele var.
Saadet Partisi ve geleceği...
**
Oy oranı az olmasına rağmen referandum sürecinde bile kilit, Saadet Partisi ve söylemleri oldu.
Saadetin bugün geleceğin şekillenmesinde söz sahibi olamaması bu noktada mümkün gözükmüyor.
**
Peki Saadet Partisi neden bugünlerde bu kadar çok gündeme geliyor?
Ya da oturup sohbet ettiğimiz insanlar, son seçimde Saadet Partisi'ne oy vermediği halde neden şimdi Saadet'e sempati duyuyor?
**
1) Şeker Fabrikaları'nın satılmasına şiddetle karşı çıktığı için mi?
2) Yürütülen dış politikayı tasvip etmediği için mi?
3) Ekonominin duvara tosladığını haykırdığı için mi?
4) Gizlenmek istenmesine rağmen ahlaki yozlaşmanın boy gösterdiğini ve arttığını her defasında göstermek istediği için mi?
5) Yoksa Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme konusunda diretmemesi gerektiğini ifade ettiği için mi?
6) Ya da buharı her tarafı kaplayan faizci sistemin başımıza ne gibi belalar açacağını söylediği için mi?
**
Sorduğum 6 sorunun cevabı, belkide Saadet'e duyulmaya başlanılan sempatinin sadece bir kısmı.
Saadet, kutuplaştırmayı değil de kucaklamayı esas aldığı,
Tüketmek yerine söylemlerinde hep üretimi teşvik ettiği için göze çok çarpıyor.
Çünkü refah ve ferahın yerli ve milli üretim ile sağlanacağını biliyor.
**
Tabi Rahmetli Erbakan'ın davasının devamı olduğu için de söylemleri hayli etkili.
Merhum Erbakan'ın söylediklerinin bugün yeni anlaşılıyor olması, söylemlerinin ve haklılığının yıllar geçse de her defasında tekrar gün yüzüne çıkması Saadet Partisi'ne olan ilgiyi artırdı.
**
Ayrıca belli bir ideoloji etrafında bütünleşen hareketlerin kalıcılığı, her zaman daha fazla olmuştur.
Oransal olarak az bir kesimin desteğini alsalar dahi, büyük gruplar ve partiler üzerinde kalıcı etkilere sahip olabilmişlerdir.
Tıpkı bugün olduğu gibi.
Hangi oluşum yapılan onca baskı ve yıldırtmalara rağmen ayakta kalabilmiştir?
4 defa partisi kapatılan bir hareket, bugün hala dimdik ayakta durabiliyorsa bazı şeyler iyi tartılmalı.
**
Zamanında küresel güçlerin büyük tehlike olarak gördüğü Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın davasının, bundan sonra Türkiye'de daha çok söz sahibi olacağını düşünenlerdenim.
Alay edildiği halde gözyaşları içinde fabrika temelleri atan, neredeyse her şehrin bir ilçesine zamanında yatırım götüren hareketi, azmin ve geleceğe olan inancın teminatı olarak görüyorum.
Sağlam ve onurlu bir duruş lazım.
**
Zaman, parti politikasını koltuk sevdasından ve oy devşirmekten öteye taşıyanların zamanı.
Zaman, ütopik zihniyetle Türkiye'yi yönetmek zamanı değil.
Zaman, gerçekçi politika üreten ve halka gerçekleri anlatanların zamanı.
Vatandaş, inananları bekliyor hakkı hakim kılmaya.