Daha genç yaşlarımda, özellikle Rusya'da yaşananlar bizi çok etkilemişti...
***
1985'ten 1991'e kadar Sovyetler Birliği'ni yöneten lider, Gorbaçov'un PERESTROİKA (yeniden yapılanma) ve GLASNOST (açıklık) adını verdiği reform çalışmaları Soğuk Savaşı bitirdi...
***
Ancak bu reformlar, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin ülkede politik üstünlüğünü kaybetmesine ve sonrasında da Sovyetler Birliği'nin dağılmasına neden oldu...
***
Ardından Rusya'da sokaklarda evsizler ve sefiller çoğaldı... Soğuk Savaş'ın bittiği günlerin devamında, Rusların SOĞUK ile SAVAŞI başladı...
***
Takip eden kışlarda, gazetelerde manşetlerden, soğukta donarak ölen evsizlerle ilgili çok sayıda haber okuduk...
***
Aklımız bir türlü almıyordu, özellikle evsizleri...
***
“Nasıl olur bu?” diyorduk... Hiç mi konu-komşu yok?
***
Ya da o şehirlerin idarecileri bunlara nasıl müsaade eder...
***
Neden insanlar sokakta, açlıktan ya da sefillikten ölürken, yanlarından diğer insanlar hiçbir şey olmamış gibi gelip geçebiliyor?
***
1985'de, İmam-Hatip Lisesi'nde, içinde bulunduğumuz toplumun değer yargılarıyla olanlara bir türlü inanamıyorduk... Kendi aramızda yorumlar yapıyorduk...
***
“Gavur işte! Vicdan, merhamet bunlarda ne arar?”
***
“İnsanların, köpek gibi sokaklarda ölmesi, hangi vicdana sığar? İyi ki Müslümansız, Elhamdülillah” diye konuşuyorduk...
***
Daha sonra bir çok şey yaşadık...
***
Son Suriye krizi, adeta yaşadıklarımızın üstüne tüy dikti...
***
Koskoca bir milleti, ayaklarımızın dibinde zelil ettik... Evsizler, barksızlar, hastalar, çocuklar, körpe gelinler, yoksullar, sefiller sokaklarımızı bir sel vahşetiyle bastı...
***
Şimdi umarsızız...
***
Sinirlerimizi, İslami hassasiyetlerimizi, Başbakan Erdoğan'ın da tam dediği gibi ; “Son 10 senede aşırılıklarımız törpülendi, gazımız alındı”
***
O zaman bir türlü anlayamadığımız, Gonya tabiriyle;“Gavur ne olacak işte” diye kestirip attığımız, “Rus ayılarından(!)” bir farkımız kaldı mı şimdi?
***
Dinimizi, siyaset bardağında bir buz misali eritiyoruz... Siyasetimiz, vicdanlarımızı daha serin ve ferahlatıcı kılsın diye...
***
Dün Otogar'da evsiz bir kadın hayatını kaybetti...
***
Türk Vatandaşı... Cesedi yere uzatılıvermiş, üzerine gazete örtülmüş, etrafa birkaç eşyası dağılmış, insanlar cesede, aldırmadan işlerine güçlerine devam ediyor...
***
Bu görüntü beni taa, 1985 yılındaki Moskova sokaklarında soğuktan ya da açlıktan ölen, üzerine gazete örtülen Rus fukaralarını aklıma getiriverdi…
***
Nasıl savrulduk biz böyle?
***
Ne ara GAVURLAŞTIK?
***
Bizi hizada tutmak, üstümüze basarak, ikbal yakalamak isteyenlerin, asırlardır dayattığı, Peygamber sünnetinden, sahabe ahlakından uzak bu EMEVİ dinini ne zaman terk edip MÜSLÜMANLAŞACAĞIZ?