Anayasa değişiklik teklifi görüşmeleri iktidar partisinin beklediğinden daha kolay aşıldı.
Akparti ile Milliyetçi Hareket Partisi arasındaki görüşmeler beklendiğinden daha olumlu geçti ve birkaç görüşmeden sonra teklif meclise geldi.
Meclis çalışmalarında komisyon toplantılarında ve genel kurul görüşmelerinin birinci turunda birkaç gün engel çıktı ise bu sorun her zamanki gibi iktidar partisinin çoğunluğu ile aşıldı.
Teklif Akpartinin tüm milletvekillerinin imzası ile meclise gelmesine rağmen Milliyetçi Hareket Partisinin oyları ile referandum sayısının üstünde kanunlaştı.
Şimdi sıra Cumhurbaşkanının onayına geldi
Onayın gecikeceğini zannetmiyoruz.
Çünkü bu anayasa değişikliğinin mimarı bizatihi Cumhurbaşkanıdır..
Pek tabiidir ki Anamuhalefet Partisinin de Anayasa Mahkemesine Başvurmasında.
Anayasa Mahkemesinden bir şey çıkacağını zannetmiyoruz.
İstikamet göründü: Sandık.
Şu ara sandıktan daha önemli olan siyasi partilerin ve mensuplarının birbirleri hakkındaki suçlamaları.
Daha açıkçası Meclis dışındaki bir partinin aldığı tavır nedeniyle orantısız bir şekilde suçlanmaya başlanması.
Söz konusu parti Saadet Partisi.
İhanetle suçlanan da Saadet Partisi mensupları.
Suçlayanlar da Ak Parti mensupları ve kendilerini Ak Partiye yakın görenler.
Öylesine vahim bir durum oluşmaya başladı ki sonu açık bir zulüm olacağa benzer.
Bu fitne de Erbakan Hoca(Rha) tarafından yazdırılmış Milli Selamet Partisinin 1970 yıllardaki seçim beyannamesini gündeme getirerek Saadet Partisinin Merhum Erbakan’a ihanet ettiğini ileri sürenleri mi ararsınız?
Saadet Partisinin başta CHP ve HADEP olmak üzere sol muhalefetle işbirliği yaptığını iddia edenleri mi?
Hatta daha ileri giderek Anayasa oylamasında HAYIR oyu kullanacak olan Saadet Partililerin İsrail ile, ABD ve AB ile birlikte Türkiye’yi yıkmaya çalışanlarla bir olduğunu söyleyenlere kadar.,
Hele sosyal medyada kendilerini kraldan fazla kralcı gören yeni yetme siyaset mühendislerinin yalan yanlış yorumlarına alet ettikleri ayeti kerimeleri yazarak Saadet Partilileri tekfir etmelerine kadar pek çok fitne ve fitneci göreceksiniz.
Yerelde yapılan tartışmalar yetmiyormuş gibi iktidar yanlısı olan İstanbul basınının da devreye girmesi ile bu fitne ateşi daha da körükleneceğe benzer.
Aslında bu ateşi söndürecek hamle daha en baştan iktidar partisi tarafından yapılabilir ve gerilimin tırmandırılması önlenebilirdi.
Ama olmadı ve olacağa da benzemiyor.
"Haberler ile gerçekler aynı şey değildir." Diye meşhur bir söz vardır.
% 1 lik oy oranı var diye küçümsenen ve yok sayılan bir partinin suçlamalarda ilk muhatap olarak alınması çok ilginç değil mi?
Sanki yeterince fitne ve fitne odağı yokmuş gibi yeni bir fitne daha oluşmasına sebep olanlara uyarı olarak deriz ki;
Suçlamaların arkasında gerçeklerin ne olacağını yine milletçe acı tecrübeler yaşayarak göreceğiz gibi geliyor.