Üç Ayların şu mânâ yüklü güzel ikliminden yararlanmak için Üç Ayları ve içinde bulunduğumuz Receb Ayı’nı gündemimizden düşürmeyelim istiyoruz sevgili okurlar. Tabi ülke gündemi yoğun ve acı hâdiseler hiç eksik olmuyor. Güncele dalarak kendimizi, mükellefiyetlerimizi ve gönül dünyâmızı ihmal etmeyelim fikrindeyiz. Ruhlarımızı uyanık tutalım, şu güzel günlerle ömrümüzü şereflendirelim. Bugün Mübârek Receb Ayı ile ilgili farklı bilgiler sunacağım sizlere.
Biliyor musunuz Receb Ayı’na ‘Şehru Recm’ denmiştir. Bunun sebebi şudur; Bu ayda mü’minlere eziyet vermemesi için şeytanlar kovulduğundan dolayı bu isim verilmiştir.
Receb Ayı’nda R, C, B üç sessiz harf vardır. Bunlardan R, Hak Teâlâ’nın rahmetini, C, Cenâb-ı Hakk’ın cömertliğini, B ise Allah Teâlâ’nın Birr ve ihsanına işâret edilir. Receb Ayı’nın başından sonuna kadar Rab Teâlâ’nın kullarına üç ikrâmı vardır: Bunlar; azapsız ve zahmetsiz rahmet, bol bol verme hasleti, eziyetsiz birr ve ihsan. Ne mutlu bize!
Receb Ayı’na ‘Şehrul Esam’ denmiştir. Bunun sebepleri şöyle zikredilir; Hz. Osman (r.a) Recebi şerifin başlangıcına rastlayan bir Cuma gününde minbere çıkarak hutbe okur. Hutbesinin sonunda: ‘Ey insanlar! Uyanınız ve biliniz ki bu ay Şehrullâhil Esamdır. Sizin zekat ayınız, günahlardan pâk ve temiz olma ayınızdır. Birinizin borcu varsa, önce borcunu ödesin, kalanının zekatını versin.’ Buyurmuştur.
İbni Enbârî’ye göre bu aya ‘Şehru Esam’ (yâni sağır, duymayan) denmesinin sebebi şu idi; Araplar her zaman birbirleriyle vuruşur, dövüşürlerdi. Ancak Receb Ayı’nın hilâli görülünce silahları bırakır, mızrakları kaldırırlardı. Receb Ayı’nda silah sesi asla duyulmazdı. Bir kimse babasını öldüreni bulsa, onu öldürmesi gerekirken onu görmemiş gibi hareket ederdi. Onun için bu isim verilmiştir denir.
Bâzıları da Receb Ayı’na Esam denilmesinin sebebi; bu ayda Cenâb-ı Hakk’ın gadabı, öfke ve şiddeti bir kavim üzerine zuhur etmemiştir. Halbuki Allah Teâlâ geçmiş ümmetlere diğer aylarda gadap, azâbı ilâhiyi tecelli ettirmiştir ancak Recep Ayı’nda hiçbir azab zuhur etmemiştir, derler.
Hak Teâlâ Nuh (A.S)’a Receb Ayı’nda gemiye binmelerini emretmiş, Nuh (A.S) ve berâberindekiler tam altı ay su üzerinde kalmıştır. İbrâhim en Nehâi; Cenâb-ı Hak Recep Ayı’nda Nuh (A.S) ile berâberindekilere Recep Ayı’nda oruç tutmayı kendilerine emrettiğinden bu şekilde yüce Yaratıcı onlara tufandan emân ve kurtuluş bahşetmiştir. Yeryüzünü de şirk ve düşmanlıktan temizlemiştir.
Recebi Şerife ‘Şehrul Esam’ denmesinin sebebi; Ey Mümin, mübârek Receb Ayı senin ondaki cefâ ve rezâletinden esâm olman yâni sağır olmandır ve Hak Teâlâ senin şeref ve faziletini işiticidir. Mevla Teâlâ’nın Recebi senin cefa ve zilletinden sağır etmesi, kıyâmet gününde kendisinde işlediğin cefa ve zilleti haber vermesin ancak iyilik ve güzel amellerin senin lehine şâhidlik etsin, diyedir.
Cenâb-ı Hakk’ın sevap ve kerâmetinden insanlara o kadar çok gözler görmedik ve kulakların işitmediği kadar iyilik ve yardımlarda bulunmasından dolayı Receb Ayı’na ‘Şehrul Esab’ da denmiştir.
Recebi Şerif ayında oruç tutanların günah ve hatâlarından temizlenmelerinden ve bu ayda oruç tutmalarından ötürü kavuşacakları büyük sevaplar ve yüksek derecelerden dolayı bu aya ‘Şehrul Mutahhir’ de denilmiştir. (1)
Bu kadar güzellikleri içinde barındıran âdeta içinde inciler saçılan şu mübârek Receb Ayı’ndan faydalanarak sönük dünyâmızı aydınlatabiliriz değil mi? İnşaALLAH.
Hayırlı, bereketli cumâlar efendim.
---------
1) Buradaki bilgilerin tümü Osman Karabulut’un Mübârek Aylar, Günler ve Gecelerin Fazileti kitâbındandır. Arı Yayınevi-Konya, târihsiz)