Pazar günü Rebiyülevvel ayına girdik. Bilindiği gibi bu güzel ay, Kutlu Nebi Peygamberi Zişân Efendimizin doğduğu bir mübârek ay. Hoş geldi gönlümüze safâlar getirdi bu şanlı ay. Zira Rebiyülevvel ayının 12. gecesi, günlerden Pazartesi sabaha karşı bir nur aktı arz semâlarından dünya âlemine… Ne mutlu bize ki O’na ümmetiz. Gururluyuz, onurluyuz iyi ki O’nun ümmetine dâhiliz, elhamdülillah.
Efendim müsâdenizle hep âdetimiz olduğu üzere bu güzel ay boyu O Kâinâtın En Güzel İnsanını satırlarımıza konuk edelim istiyoruz Rabb’im ömür verir ise, inşaALLAH. Çünkü O hayatlara tek kılavuzdur, şaştık gidiyoruz, âkıbetimiz meçhul. O’nu hatırda tutma adına illa O’nu yazacağız, kalemimiz, kelâmımız elverdiğince O’nu insanlara tanıtmaya, sevdirmeye gayret edeceğiz. Gayret bizden Tevfik Cenâb-ı Hakk’tan olsun. Satırlara bereket, ruhlarınıza inşirah, sadırlarınıza nur dolsun inşaALLAH.
Bugün bu güzel aydaki ilkyazımızda O’nun dualarıyla yakarışlarda bereketlenelim arzusundayız. Zira dua, gönül incisi, dua dertlere derman, dua kurtuluş iksiri, dua bağışlanma fermânı, dua iman göstergesi, dua korku ve ümit arasında bir ince çizgi, dua kulluk işâreti, dua rahmet vesilesi…
Peygamberi aleyhissalâtu vesselam’da en latif, en zarif, en samimi haller ile dua ederdi Rabb’isine… O’nun duaları hep mânâ dolu içli yakarışlardı.
Biz de; ‘Allâh’ın indinde duâdan daha kıymetli bir şey yoktur. Dua ibâdetin kendisidir.’ (1) ‘Allah kendisinden istemeyene gazab eder.’ (2) Buyuran Sevgili Peygamberimizin dualarıyla sizleri baş başa bırakalım efendim.
“Allâh’ım! Sana hamdolsun; Sen semâvâtı, arzı ve içindekileri ayakta tutan ‘Kayyum’sun… Allâh’ım! Sana hamdolsun; Sen semâvâtın, arzın ve içindekilerin hakiki sâhibi olan ‘Melik’sin… Allâh’ım! Sana hamdolsun; Sen semâvâtın, arzın ve içindekilerin ‘Nûr’usun…
Allâh’ım! Sana hamdolsun; Sen ‘Hak’sın, va’din haktır. Sana kavuşmak haktır. Senin sözün haktır. Cennet ve cehennem haktır. Nebiler ve Muhammed Aleyhisselam haktır. Kıyâmet günü haktır.
Allah’tan başka ilah yoktur… Allah birdir ve Allah en büyüktür. Âlemlerin Rabbi olan Allah’tan başka gerçek kuvvet, kudret, gâlibiyet ve hikmet sâhibi yoktur.’ (3)
“Allâh’ım! Ben, Seni lâyık olduğun şekilde medhü senâ etmekten âcizim! Ben Sana lâyık olduğun senâyı yapamam. Allâh’ım! Sen kendini nasıl senâ etmişsen öylesin!” (4)
“Allâh’ım Sen’den Sen’in sevgini, Seni sevenlerin sevgisini ve beni Sen’in sevgine ulaştıracak amelleri talep ediyorum. Allâh’ım! Sen’in sevgini bana nefsimden, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli kılmanı niyaz ediyorum.” (5)
“Allâh’ım! Sen’den rahmetini celbedecek, bağışlamamı temin edecek şeyleri niyaz ederim. Allâh’ım! Sen’den, bütün günahlardan esenlik talep eder ve bütün iyiliklerden ganimet diler, Cenneti kazandıracak ve cehennem azâbından kurtuluşa vesile olacak ameller isterim.” (6)
“Allâh’ım! Faydası olmayan ilimden, doymak bilmeyen nefisten, titremeyen kalpten ve kabul edilmeyen duadan Sana sığınırım.” (7)
Amin amin amin.
-----------
[1]- Ebû Dâvud, Salat 358
2- Tirmîzî, Da’vât 3
3- Müslim, Zikir ve Dua 2696
4- Müslim, Salât 222
5- Tirmîzî, Da’avât 74
6 Hâkim, Müstedrek1, 525
7- Nesâî, İstiâze 2