RASÛLULLAH VE GENÇLER -1-

Nurten Selma Çevikoğlu

Efendim hep deriz sayılı günler bitiyor. Haftaya bugün Ramazanı Şerif ayına erişeceğiz nasip olursa. Yâni bu hafta Âlemlerin Efendisi Peygamber aleyhissalâtu Vesselâm’ın ayı olan Şaban ayının son haftasındayız. Son iki yazımız kaldı. Onu da Efendimiz aleyhisselâm’ın gençlerle olan münâsebetlerini işlemek arzusundayız.

Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğiz, hayır kapılarının açıldığı rahmet ve bereketin indiği bu mübârek ayda, insanların O en mükemmeline çokça salâtu selamlar getirmeyi ihmal etmeyelim. Yazılarımızın başında bu husûsu yazmıştık. Son hafta olduğu için -affınıza sığınarak- bir daha hatırlatmak istedik. Cenâbı Hak şerefli kitabında: “Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salavat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.”(Ahzab, 56) Buyruluyor. (Not: Allâh’ın salavatı, rahmet etmek ve kulunun şânını yüceltmektir. Meleklerin salavatı, Peygamber’in şânını yüceltmek, müminlere bağış dilemek anlamınadır. Müminlerin salatı ise, dua anlamına gelmektedir. Allah bütün müminlere, peygamberlerine salat ve selam getirmelerini emretmekte ve ona saygı göstermelerini istemektedir. ‘Allahümme salli ala Muhammedin’ demek salat, ‘Esselamü aleyke eyyühe’n-nebiyyü’ demek selamdır. Peygamberimizden rivâyet edilen çok sayıda salavat-ı şerife vardır. Bunları okumak, mümkün olduğu kadar çok salat ve selam getirmek, Peygamber’in sevgisini celbeder, şefaatine sebep olur.’Meal notudur.’)

Evet bu hatırlatmadan sonra, yazımıza girmek istiyoruz müsaadenizle. Bilindiği üzere gençler her beldenin önemli hayat dinamikleridir. Gelecek ve yaşanan değerler, gençlerin sorumluluklarının idrâkıyle şekillenir ve sonraki nesillere aktarılır. Bir memleketin gençleri o milletin akibetini belirler. Bu sebeple gençler çok ehemmiyetlidir. Bugünkü gibi eğlence ve spor, moda ve magazin, marka ve şöhret, bencillik ve enâniyet bataklığına saplanmış gençler o ülkelere gelecek vaad etmiyor. Biz hem kendi şahsiyetini hem âit olduğu toplumu ihya eden sorumluluk sâhibi gençlerden bahsetmek istiyoruz. Çünkü bu gençlik örneğini bizzat kendi yaşantısıyla ortaya koyan bir Peygamber aleyhisselam, önümüzde ‘en güzel model’ olarak duruyor. Genç ideal misal istiyorsa, önce kendi dîninin o güzel peygamberinin gençliğine bakmalıdır.

Şaban ayının Sultânı, İki Cihân’ın İncisi, Hz. Peygamber aleyhisselam, öylesine nezih bir gençlik hayâtı yaşamıştır ki, O her davranışıyla, ‘nasıl örnek bir genç olunur’ hâlini davranışlarıyla, yaşantısıyla gerçekleştirmiştir. O aleyhissalâtu vesselam, yaşadığı devirde gençlerin daldıkları eğlence, içki-kumar gibi kötü alışkanlıklar, ahlaksızlıklar, putlara tapınma, birbirleriyle kavgaya tutuşma, kabile üstünlüğüyle övünme, tefrika gibi bugün de vâr olan yanlış işlere hiç bulaşmamıştır. Peygamberimiz aleyhisselam, gençliğini özü-sözü bir güvenilir bir genç olarak devam ettirmiştir. Daha 20 yaşlarında, ‘Mekke’nin emniyetinin sağlanması’ için kurulmuş olan ‘Hilfu’l-Fudûl’ cemiyetine katılmıştır. 25 yaşında ‘El-Emin’ ‘güvenilir’ kişi vasfını kazanmıştır. O genç yaşlarda yaptığı ticârette dürüstlüğü ve doğruluğu ile ün yapmıştır. Bunlar az şeyler mi? Bilisin ki, her gence ‘en ideal genç modeli’ ‘Hz. Peygamber aleyhissalâtu vesselâm’ın gençlik modelidir’. Bu sebeple gençler, güzel peygamberimizin hayâtını en ince detaylarına kadar araştırmalı, okuyup öğrenmeli sonra da hayatlarına O’nun sünnetleri doğrultusunda bir çeki-düzen vermelidir. Zira en kâmil örnek O’dur aleyhisalâtu vesselam.

Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerim’de, gençlerden ve onlarda bulunması gereken örnek davranışlardan bahsedilir. Meselâ başta İbrâhim Peygamber genç yaşında, puta tapan kavmiyle mücâdele eder. Bu kıssa olarak da yüce kitâbımızda uzun uzun anlatılır. (Enbiya Sûresi, 58-63) Son derece yakışıklı bir genç olan Yusuf Peygamberin kıssasından da, Kur’an’da bahis vardır. O değerli genç, yanında çalıştığı Mısır Azîz’inin güzel hanımının taşkın istekleriyle karşılaşır ve O kıymetli genç iffetini koruyarak Allah korkusundan dolayı kadına yaklaşmaz. Bu da güzel bir misaldir. (Yusuf sûresi, 22-24) Yine şerefli kitâbımız Kur’ânu Azûmüşşan’da ‘Ashabı Kehf’ diye anılan, Allah yolundaki mücâdeleleri vesilesiyle mağaraya sığınan yiğit gençler anlatılır. (Kehf Sûresi, 9-10-22) Bilindiği üzere, Hz. Musa Peygambere ilk inananlar da gençler idi. (Yunus Sûresi, 83) Gençler yüce Kur’an’da böylece yiğitlikleri, cesurlukları ve iffetli oluşlarındaki asil duruşlarıyla kendi yerini bulur.

Peygamberimiz aleyhisselâm’ın gençlere yönelik hem uyarıları hem de müjdeli hadisleri vardır. Buyururlar ki; ‘Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin: Ölüm gelmeden önce hayâtın, hastalık gelmeden ince sağlığın, meşguliyet gelmeden önce boş vaktin, ihtiyarlık gelmeden önce gençliğin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin.’ (Buhârî, Rikak 3/ Tirmîzî, Zuhd 25) Şimdi de, o meşhur müjdeli hadislerini alalım; ‘Yedi sınıf insan vardır ki, Yüce Allah kendi gölgesinden başka hiçbir gölge bulunmayan kıyâmet gününde, bunları kendi arşının gölgesinde gölgelendirir: Adâletli devlet başkanı, Allâh’a ibâdet ederek temiz bir hayat içinde büyüyen genç, gönlü mescidlere sevgiyle bağlı namazlı kimse, Allah için birbirini sevenler, Güzel bir kadın tarafından çağrılıp da Allah’tan korkarım diyen, sağ elin verdiğini sol el duymayacak kadar gizli sadaka veren, tenhalarda Allâh’ı anıp gözyaşı döken kimse.’ (Buhârî, Ezan 36) Gerçekten idrak edene bunlar ne sevindirici müjdelerdir!

Diğer yazıda devam edelim inşaALLAH. Kâinâtın yüce selâmı, Peygamber Efendimiz aleyhisselâm’ın şefaati üzerimize olsun inşaALLAH.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.