Mübârek Ramazan ayında ifâ edilen, her biri ayrı bir değer taşıyan ibâdetlerin, hepsi sabır ile iç içe girmiş vaziyettedir. Ramazan ayı, günümüzde tamâmen haz ve hız eksenli yaşayan insanların ve dahi Müslümanların ruhlarına, zihinlerine, yüreklerine, bedenlerine âdeta sabır zerk ediyor Zira Ramazan ayındaki ibâdetler sabırsız olmaz. Evet, ey güzel kardeşim… Sabır, Peygamber mesleğidir. Peygamberler önce imanlarını muhafaza etmek için sabrettiler. Sen de sabret…
Zekeriya Peygamber, kavmi tarafından testereyle biçildi, Kâinâtın Efendisi, İki Cihânın Sultânı, Peygamber aleyhisselâm’ın namaz kılarken, sırtına kilolarca deve işkembesi kondu. Senelerce geçtiği yollara dikenler serildi. Sahabe efendilerimiz, ne işkencelere mâruz kaldılar da, Hak yoldan dönmediler. Peki, bize ne oldu da, başımıza her gelene, büyük bir tahammülsüzlük içinde devamlı ah-vah ediyoruz. Hastalıktan, az rızıktan, ıstırap ve elemden, kaza ve kaderin olumsuz cilvelerinden, devamlı yakınıp, duruyoruz. Ey güzel kardeşim, karşılaştığın olumsuzlukları, cennete gidecek merdivenler, saysan, ne var? Malını-mülkünü-makâmını-itibârını kaybedebilirsin. Olabilir, kaza ve kader çerçevesinde olabilen her şey biz insanlar için. Şikâyet ve sızlanmalarını içine göm, sabret. Hiçbir şekilde imânından tâviz verme, başına gelene, tahammül göster. ‘Sabır ver ya Rabbi’, de. ‘Rabb’imiz üzerimize sabır yağdır. Ayağımızı sabitle’ Âyetini tefekkür et.
Ey güzel Müslüman! Mübârek Ramazan ayının ibâdetlerini büyük bir sabırla edâ et. Beş vakit namazını huşu ve hudû ile sabırla kıl, hatta nafilelerle besle ki, gönlün zenginleşsin, mübârek Ramazan ile mübârekleşesin. Hakk’ı anıcı tesbihlerle dilini ballandır, tevbe-i istiğfarlarla kalbini arındır, zihnini temizle, sabırla yeniden doğ, imanda coş. Böylesi haller, on bir ay hasretle beklenen şu güzel ayda, ne güzel olur! 30 gün, beş vakit namazı kılmaya sabırla devam et, 30’u 40’a çıkar, sonra 40 aya çıkarsan ne var? Müthiş bir kazanım var burada! Haydi davran! Neyin eksik? Yoksa sabır mı? O zaman de ki: “Rabbimiz üzerimize sabır yağdır, bizi Müslüman olarak yaşat ve canımızı Müslüman olarak al.”
Duâlarda da, sabır gerekli. Hemen, çabucak olsun diye beklersin istediğin şeyleri, ancak belki senin için o vakitler, hayırlı değildir, daha sonra ki, zamanlarda isteğinin olması daha hayırlı olacaktır. Bunu sen bilemezsin, bu husûsu, sâdece Yüce ve Celîl olan Hak Teâlâ senden daha iyi bilir. Sen sana düşeni yap. Israrla ve devamla duânâ devam et, sonucu sabırla bekle. Bilesin ki, Cenâbı Hak senin için istediğinden daha hayırlısını, senin istediğin vakitte değil kendisinin senin adına en uygun vakitte olduracağını bil. Sabret ama asla pes etme, yılma, duânda kararlı ol. Ancak tabi, hayırlı ve helal dualarda, durum böyledir. Haram ve kötü işler zâten Müslümana yaraşmaz. Helallere râzı ol, haramlara düşmemeye, onlara yönelmemeye sabret. Gözün kaymasın, dilin şaşmasın. Aman sabret!
Yaşadığın hâdiseler karşısında bilhassa şu mübârek Ramazan ayında, sinirlerine hâkim ol, öfkelenme, sabırlı ol. Her kişi gibi değil, er kişi gibi ol. Seni hoşnut etmeyen şeylere karşı tahammül et, çünkü sen oruçlusun, yen öfkeni, etrafına hoş görüyle muamele et. Biliyorum çok zor, ama iş zoru başarmak değil mi? Çünkü kolayı herkes yapıyor. Oruçlusun diye çevrendekilere kızarak, insanların da sana öfkelenmesine sebep olma. Oruç sabır imtihanıdır, denir. Sabır kardeşim.
Her insan, şu aziz-mübârek ayda, akşama kadar muhatap olduklarına sabretmeli. Ana-babalar evlatlarının oluşturduğu olumsuzluklara sabretsin, sorularına sabırla cevap versin. Her soruya kızmasın, Eşler birbirlerini gereksiz yere üzmesin, bilhassa yemeklerin tadına-tuzuna laf-söz etmesin. O yemekleri bulamayanlar, yemek yapan eşi olmayanlar olduğunu tefekkür edip, hoşlanmadıklarına sabretmeli Müslüman. Âmir isen emrinde çalışanların yanlışlarına hemen kızmadan daha anlayışla davransan, kalp kırmadan uyarsan, işe geç gelen elemanına sabırla tahammül etsen. Unutma ki, hayat, sabırla güzelleşir. Yoksa insâniyet olmasa, insan hayâtının bir değeri olur mu? Hayat, doğru ve faziletli davranışlarla kıymet kazanır. O kıymeti sağlayan şey ise yine sabırdır. Her güzel iş, sabırla gelir.
Ama bunları gerçekleştirmek için öncelikle şikâyeti, yakınmayı, sızlanmayı bırakmalısın. Sabır silâhını kuşanmalısın. Dikkat edersen hayatta insan hâricindeki canlılarda da, sabır yaşanıyor. Sabırla onları da tefekkür et. Bak nasıl koca bir kış, karın-toprağın altında sabreden buğday, aylar sonra çeşitli işlemlerden geçerek, önümüze ekmek olarak geliyor. Sabırla gelen, bir yaman hâdisedir bu. Asırlık çınarlar nasıl o hâle geliyor, değil mi? O da sabır sonucudur. İpek böceği, nasıl kozasını sabırla örüyor, bir düşünelim. Bir tırtıl, sabır sonucunda kelebek oluyor. Böylece, sabrı tefekkür ettiğimizde, onun ne kadar değerli bir haslet olduğunu fark ediyoruz.
Velhasıl şu güzel Ramazan ayında Müslümanlar olarak sabrı, hayâtımıza ciddi anlamda koymalıyız. Zira Ramazan ayında yapılan tüm ibâdetler sabırla olur, gelişir ve Rabb katında değer bulur. Yüce ve Aziz olan Allah Teâlâ sabredenleri sever ve mükâfatlarını da hadsiz-hudutsuz verir.
Hayırlı Cumâlar, bol sabırlı günler dilerim efendim.