Ramazan’da Kur’an Okuduk mu?

Süleyman Küçük

Ramazanda Kur’an-ı Kerim’i okuduk mu? Pek çok kişinin cevabı elbette; Kuranı kerimi hatmetmek için hem okuduk, hem de mümkün olduğunca camilerdeki mukabeleleri takip etmeye gayret ettik.

Çoğu kişi de bu soruya şöyle bir cevap verir: "Kuran, dinimizin mukaddes kitabıdır. Ramazanda her zamankinden daha fazla okumaya gayret ettik."

Bu cevaplar elbette doğrudur.

Ancak Kur’an-ı Kerim asıl olarak Allah'ın(cc) tüm insanlara gönderdiği ve onları sorumlu tuttuğu bir kitaptır.

Bundan dolayı da Müslümanların Kuranı Kerimin içerdiği emirleri, yasakları, tavsiyeleri, hükümleri ile ilgili her şeyi bilmeleri gerekir.

Müslümanlar Kur’an-ı Kerim’i her fırsatta okudukları gibi Ramazan ayını Kur’an-ı Kerim ayı olarak bildikleri için bu ayada daha fazla okumaya gayret ederler.

Ama bu okumalarda önemli bir eksiklik karşımıza çıkar.

Pek çok Müslüman Kur’an-ı Kerim’i okur ama okuduğu ayeti kerimelerin içeriği hakkında pek bir fikir sahibi değildir. Üstelik bunun için özel bir gayret sarf etmesi gerekirken gayret de sarf etmez.

Hâlbuki Müslüman olduğunu söyleyen her insanın asli görevi, Kur’an-ı Kerim’i okumak, anlamak ve hükümlerine göre bir hayat yaşamaktır.

Fakat bizim memleketimizde bazılarının diline doladığı gibi pek çok evde Kur’an-ı Kerimler genellikle evlerin ya duvarlarında asılı veya dolapların üst rafında kapalı vaziyette durur.

Ve yine genellikle okunursa evin yaşlıları tarafından Cuma gecelerinde veya gündüzlerinde Kur’an-ı Kerim’in yalnızca Arapçası okunur.

Çünkü evin yaşlılarının büyüdükleri yıllarda genellikle seküler laik dayatmacı eğitim sisteminin uygulaması olduğundan Kur’an-ı Kerim’in Arapçası saklı gizli bir şekilde ancak öğrenilebilmiştir.

Peki, son 50 yılda demokrasinin nimetlerinden faydalanıp iktidar olan Müslümanlar Kur’an-ı Kerim eğitimini serbest bırakmadı mı diyeceklere de işin aslını bilmediklerinden dolayı da kızmamamız gerekiyor.

Her hangi bir şehirdeki İmam Hatip veya Kuran Kursu talebelerinden birisini çevirip okuduğu Kuran ayetinin hükümlerinin ve yasaklarının ne olduğunu sorduğunuzda alacağınız cevap şimdilerde içine düşürüldüğümüz durumu bütün açıklığıyla size gösterecektir.

Bu tespiti yatıktan sonra asıl konuya tekrar dönelim.

Kuran bizim için ne anlam ifade etmektedir, Kuranı Kerimin ayetlerinin hayatımızdaki varlığı ne kadardır?

Kuranı Kerimin ne olduğu, ayetlerinin mahiyetinin neler olduğunu öğrenmenin en kolay yolu bu soruların cevaplarını Kuranı Kerimin kendisinden öğrenmektir.

Ama bunun için Kur’an-ı Kerim’i okumak değil, öğrenmek gerekir.

Bu ifade okunması başlı başına bir ibadet olan Kuran Arapçasından okunmasın anlamına gelmemelidir.

Kur’an-ı Kerim Mushaf’ın hemen başı sayılan Bakara Suresinin 2. Ayetindeki “Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir kitaptır. “ ifadesiyle kendisinin ne olduğunu bize açıklar.

Dahası birilerinin iddia ettiği gibi Kur’an-ı Kerim’i okumak ve anlamanın zor olmadığını da yine Kamer Suresinin 32. ayetindeki “Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?” bize bildirir.

Ramazan ayının sonuna yaklaştığımız bu günler, kendimizi hesaba çekme zamandır.

Bu Ramazanın da boşa geçirilmemesi en büyük dileğimizdir.

FARKINDA MIYIZ?

Kur’an-ı Kerim’in bizim hayatındaki önemini fark eden Müslümanlardan isek, Cenabı Allah'a(cc) emrettiği ve Hz. Peygamberimizin (sav) örneklendirdiği gibi bir kulluk içinde olacaksak bütün hayatımızı Kuranı Kerime göre düzenlemek zorundayız.

Bunu yapabilmek için de öncelikle sahih bir Kur’an bilgisine sahip olmamız gerekir.

Sahih Kur’an bilgisine sahip olunmasının yolu da, televizyon hocaları ile onların para kazanmak için yazdıkları içinde modern hurafelerin olmadığı meallerdir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.