Ramazan Ayı ilahî bir rahmet ve mağfiret vesilesi olarak Müslümanların hayatında kendi gündemini oluşturur.
Bu gündem bir ay süreyle sadece Müslümanları değil, bütün varlık âlemini etkisi altına alır. Bu etki anlamında Müslümanlar Ramazan iklimini özler, bekler, hazırlık yapar ve en güzel şekilde karşılayarak ilahi bir zaman dilimi olarak yaşar.
Hasretle beklenen on bir ayın sultanının her anını hoş etmeye, hoş geçirmeye gayret eder ve sonunda buruk bir vaziyette de olsa hoşça uğurlamaya çalışır.
Bir de insanlar arasında Ramazan iklimini istemeyen arzulamayan hatta hiçbir zaman gelmesini istemeyen nasipsizler vardır.
Ramazan Ayının bir an önce bitmesini istedikleri halde bunu açıkça söylemeseler de davranışları ile bu hallerini ortaya koyarlar.
Hz. Peygamberimizin(sav) hutbe vermek için minbere çıktığında 3 kez “Âmin” dediğini işiten Sahabelerinin(ra) sormaları üzerine Cibril’in(as) gelerek 3. basamakta kendisine “Ramazan ayına varmış, ama bu ayı hakkıyla idrak edememiş, mağfiret ve tövbe edememiş adamın Allah(cc) burnunu yere sürtsün.” dedi, Ben de bu temenniye de âmin dedim diyerek verdiği cevap, Ramazan ikliminden faydalanmanın önemini belirtir.
Bu hadisi Şerif bize insan hayatının veya Ramazan ayının baştan sona günahsız bir şekilde yaşanması yerine Kuran Ayı olan Ramazan Ayında tövbe ve mağfiret imkânlarını kaçırmadan Cenabı Allah’ın(cc) af kapısını çalarak yaratıcımız ile olan bağımızın her zamankinden daha güçlü bir hale getirilmesini hatırlatmaktadır.
Selefi Salihinimiz(ra) bizlere çok sık bir şekilde Rabbimiz’ in(cc) günah ve isyanlara dalmış kullarını af etmek ve bağışlamak için adeta vesileler oluşturmak için farklı kıymette zamanlar oluşturmuş olduğunu öğretmişlerdir.
Her fırsatta Müslümanları affeden Cenabı Allah(cc) kullarına hatta tüm insanlığa Ramazan ayını bir fırsat olarak ihsan etmiştir.
Akıl sahibi Müslümanlara düşen görev Ramazan ayını yeni bir fırsat olarak görüp yapacağı her tür ibadet ve infak yanında Ramazan Ayının en önemli özelliği olan Kuranı Kerim ile olan ilişkisini tazelemek olmalıdır.
Ramazan Gecelerinin neşesi Sahur vakitleri için Hz. Peygamber’in(sav), “Sahur yemeği yiyiniz. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır” emirleri doğrultusunda Ramazan gündüzlerindeki faaliyetlerin fiziki ihtiyaçlarına yetecek ölçüde yeme ve içme ihtiyaçları giderilirken ruhun ihtiyaçları da gözetilmelidir.
Bu anlamda duaların en çok kabul edildiği vakit olan seher vakitlerinde uyanık olmak adına, vaktin kıymetini anlatma adına sahur kelimesiyle seher kelimesinin aynı kökten gelmiş olduğu unutulmamalıdır.
Sahura kalkmış bir Müslüman olarak sofra başında birtakım dünyevi işlerle ilgilenirken Teheccüd Namazı vaktinin asla kaçırılmaması gereken bir vakit olduğu tüm aile fertlerine tekrar hatırlatılmalıdır.
Ramazan Ayında iftar ve sahur zamanlarının ve sofralarının planlamalarının yanında Hz. Rasulullah’ın(sav) ifadesiyle “iki rekâtı dünya ve içindekilerden daha hayırlı olan sabah namazı” için de bir planlamamız olmalıdır?
Ramazan Ayında işe gidiş geliş zamanları için “akşam erken yatar, sabah erkenden kalkarım” planlamalarını yaparken Hz. Peygamberimizin, “Kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan namazını (Teravih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır” sözleriyle teşvik ettiği erkek ve kadınlar için sünneti müekkede olan teravih namazına zaman ayırabilmelidir.
Sadece Cenabı Allah(cc) emrettiği için ve sadece O’nun rızasını kazanmak ümidiyle tutulan oruç için iftar vaktinde Hz. Peygamberimizin(sav) “İnsanlar, vakti gelince iftar etmekte acele ettikleri müddetçe, hayırlı olmakta devam ederler” buyruğu doğrultusunda acele etmek yanında iftar sofralarında fakir fukara ve akrabalarla birlikte yer alabilme planlamaları da yapılabilmelidir.
FARKINDA MIYIZ?
Hz. Rasulullah’ın(sav) Sahabelerine(ra): “Ramazan ayı bütün bereketi ile size geliyor. Cenabı Allah(cc) o ayda sizi zengin kılar, bundan dolayı size rahmet indirir. Hataları yok eder, o ayda duaları çokça kabul eder. Allah Teâlâ(cc) sizin Ramazan ayında hayırlarla yarış etmenize bakar ve meleklerine karşı sizinle övünür. O halde iyilik ve hayırdan yana Allah Teâlâ’ya(cc) kendinizi gösterin. Ramazan ayında Cenabı Allah’ın(cc) rahmetinden kendisini mahrum eden bedbaht kimselerden olmayın.” dediği mübarek günlerin bir haftası geçti.