Ayet ve hadisler ışığında yazı serisi
Havaların kavurucu ve yakıcı sıcaklığını bütün benliğimizde hissettiğimiz bu günlerde bir anda kendimizi büyük bir denizin serin sularında yıkanırken bulsak, ne düşünür ne yaparız? Bu hâli tahayyül edebiliyor musunuz? Ne büyük mutluluktur bu…
İşte idrak ettiğimiz Ramazan ayı da yukarıda sözünü ettiğim mutluluğun belki yüz, belki de bin katıdır. Çünkü Ramazan, sadece dünyada bize geçici bir mutluluk sağlamaz, aynı zamanda ebedi dünyamız olan ahirette de bizlere mutluluk sağlar.
Hiçbir insan dünya gözü ile “Ben Ramazan’ın bana sağladığı bereket ve mutluluğu kavrıyorum” derse, bunu idrak etmesi mümkün değildir.
Ramazan, bizlerin önünde akıp giden üzeri mücevher yüklü bir hareketli banttır. Bu ayda bizlere bu mücevherlerden istediğimiz kadar almamız ve torbamıza doldurmamıza izin verilmiştir. Bu bant ancak bir ay kadar akacak ve biz bu bir ayda torbamıza ne kadar mücevher koyabilmişsek o kadarla yetinmiş olacağız.
Eski insanlar uzun ömürlü insanlar ve 300 sene, 500 sene yaşarlarmış. Kur’an-ı Kerim’de açıklandığına göre Nuh aleyhisselamın sadece peygamberliği 950 sene sürmüş. Nuh tufanından ve peygamberliğinden önceki seneleri de ekleyecek olursak Nuh (a.s) ın 1000 seneden fazla yaşadığı tahmin edilmektedir.
Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v) hazretleri; “Benim ümmetimin ömrü kısadır. Eski insanların uzun ömürlerinde Allah yaptıkları ibadet ve kulluklarından dolayı büyük ecir ve sevap kazanırlarken, benim ümmetimin ömrünün kısalığı dolayısıyla bu kadar büyük ecir (sevap) kazanamayacaklardır” diye üzülürken Cenab-ı Hak ona “Kadir Suresini” indirmiş ve “Ey Habibim. Ben de senin ümmetlerine; “Kadir Gecesi'ni verdim” buyurarak onu ve biz Ümmetlerini desteklemiştir.
Bu surede yapılan açıklama ile “Kadir Gecesi'nin 1000 aydan daha hayırlı” olduğu bildirilerek, sadece bu geceyi hakkıyla yaşayanların bir anda 84 veya 85 sene ibadet etmiş bir insanın sevabına erişeceği müjdesi verilmiştir.
Peygamberimiz, sadece Müslümanların değil bütün insanların istifade etmesi için onlar için verdiği bir Ramazan hutbesinde, “Ey Nas (İnsanlar)” buyurarak bütün insanları konuşmasının kapsamına dâhil etmiş ve şunları bildirmiştir.
RAMAZAN HÜTBESİ
“Bismillahirrahmanirrahim (Rahim ve Rahman olan Allahın adıyla…)”
Ey Nas… İlah'ın rahmet, mağfiret ve bereket ayı size gelip çattı. O öyle bir aydır ki, Allah (c.c) nezdinde ayların en faziletlisi; geceleri, gecelerin en faziletlisi ve saatleri, saatlerin en faziletlisidir.
O, bir ay ki siz onda Allah (c.c) ın keramet ehlinden oldunuz. Nefesleriniz o ayda tespih, uyumanız ibadet mertebesindedir. O ayda amelleriniz makbul ve dualarınız müstecab (kabul edilmektedir) olmaktadır.
Öyle ise kendi Rabbinizden dürüst niyetler ile ve günahlardan, beğenilmez sıfatlardan arınmış kalplerle dileyin de, Allah, o ayı oruç tutmaya ve onda Kur'an okumaya sizleri muvaffak kılsın.
Zira şaki (kötülük yapanlar) ve bedbaht kişiler, bu büyük ayda Allah (c.c) bağışlamasından mahrum kalanlardır.
Bu ayda açlıkla, susuzlukla kıyamet günün açlığını, susuzluğunu hatırlayın. Fakirlerinize ve düşkünlerinize sadaka verin.
Büyüklerinize saygı, küçüklerinize sevgi gösteriniz. Yakınlarınızı şefkatle okşayın. Söylenmemesi gereken şeylerden dilinizi sakındırın.
Size helal olmayan şeylere bakmaktan sakının ve gözlerinizi yumun. Duymanız helal olmayan şeyler kulaklarınızı tıkayın. Halkın yetimlerine şefkat gösterin ki, sizden sonra sizin de yetimlerinize şefkat göstersinler.
Günahlarınızdan tövbe edip Allah (c.c) ya dönün. Ellerinizi namaz vakitlerinde dua için kaldırın; zira namaz vakitleri saatlerin en hayırlısıdır. Bu vakitlerde hak teala kendi kullarına rahmet nazarıyla bakar. O'na münacat edenlere cevap verir. O'nu çağıranlara (lebbeyk)der. Dua edenlerin duasını kabul eder.
Ey Nas… Sizin canlarınız, yaptığınız amellerin rehinidir. O halde Allah (c.c) den bağışlanma dileyerek canınızı rehinden kurtarın. Omuzlarınız, günahlarınızın ağır yükü altındadır; secdelerinizi uzatarak onları hafifletin. Bilin ki hak teala bu ayda namaz kılanlara, secde edenlere azap etmeyeceğine ve kıyamet günü onları cehennem ateşiyle korkutmayacağına izzet ve celaline yemin etmiştir.
Ey Nas… İçinizden kim bu ayda oruçlu bir mü'mine iftar verirse, Allah (c.c) katında köle azat etmiş kadar sevap alacak ve geçmiş günahları bağışlanmış olacaktır.
(O sırada ashabtan bazıları dediler ki; “Ya Resulüllah, bizim hepimiz buna kadir değiliz. Yani çok fakiriz)
Peygamber sav buyurdular ki, “Bir hurmanın yarısıyla yahut bir içim suyla da olsa, oruç tutanlara iftar vererek cehennem ateşinden sakının. Gerçekten bundan fazlasına kadir olmayıp böyle yapana Hak Teala bu sevabı verir.
Ey Nas… Bu ayda kim, huyunu güzelleştirirse, ayaklarının titrediği o günde Sırat'tan kolay geçer. Kim bu ayda şerrini insanlardan uzak tutarsa (insanlara zulmetmezse), Allah (c.c) kıyamette azabını ondan uzak tutar. Kim, bu ayda babasız öksüzlere şefkat gösterirse, Allah (c.c) kıyamette ona merhamet gösterir. Kim, bu ayda kendi yakınlarına olan bağını sağlamlaştırır, onlara iyilikte bulunursa, Allah (c.c) kıyamette onu kendi rahmetine kavuşturur. Kim, bu ayda yakınlarına iyiliği keserse, Allah (c.c) kıyamette ondan rahmetini keser. Kim, bu ayda sünnet namazı çok kılarsa Allah (c.c) ona diğer aylarda kılınan namazın sevabını verir. Kim, bu ayda bana çok salâvat gönderirse, amel terazilerinin hafif geldiği günde Allah (c.c) onun amel terazisini ağırlaştırır. Kim, bu ayda Kur'an'dan bir ayet okursa, diğer aylarda Kur'an-ı hadim edenlerin sevabına erişir.
Ey Nas… Bu ayda cennet kapıları açıktır. Rabbinizden dileyin, dileyin yüzünüze kapanmasın. Ve cehennem kapıları bu ayda kapalıdır. Rabbimizden dileyin yüzünüze açmasın. Şeytanları bu ayda bağlamıştır; Allah (c.c) isteyin sizlere musallat etmesin.
Âmin (duamızı kabul et, Ya Rabbi)
Havaların kavurucu ve yakıcı sıcaklığını bütün benliğimizde hissettiğimiz bu günlerde bir anda kendimizi büyük bir denizin serin sularında yıkanırken bulsak, ne düşünür ne yaparız? Bu hâli tahayyül edebiliyor musunuz? Ne büyük mutluluktur bu…
İşte idrak ettiğimiz Ramazan ayı da yukarıda sözünü ettiğim mutluluğun belki yüz, belki de bin katıdır. Çünkü Ramazan, sadece dünyada bize geçici bir mutluluk sağlamaz, aynı zamanda ebedi dünyamız olan ahirette de bizlere mutluluk sağlar.
Hiçbir insan dünya gözü ile “Ben Ramazan’ın bana sağladığı bereket ve mutluluğu kavrıyorum” derse, bunu idrak etmesi mümkün değildir.
Ramazan, bizlerin önünde akıp giden üzeri mücevher yüklü bir hareketli banttır. Bu ayda bizlere bu mücevherlerden istediğimiz kadar almamız ve torbamıza doldurmamıza izin verilmiştir. Bu bant ancak bir ay kadar akacak ve biz bu bir ayda torbamıza ne kadar mücevher koyabilmişsek o kadarla yetinmiş olacağız.
Eski insanlar uzun ömürlü insanlar ve 300 sene, 500 sene yaşarlarmış. Kur’an-ı Kerim’de açıklandığına göre Nuh aleyhisselamın sadece peygamberliği 950 sene sürmüş. Nuh tufanından ve peygamberliğinden önceki seneleri de ekleyecek olursak Nuh (a.s) ın 1000 seneden fazla yaşadığı tahmin edilmektedir.
Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v) hazretleri; “Benim ümmetimin ömrü kısadır. Eski insanların uzun ömürlerinde Allah yaptıkları ibadet ve kulluklarından dolayı büyük ecir ve sevap kazanırlarken, benim ümmetimin ömrünün kısalığı dolayısıyla bu kadar büyük ecir (sevap) kazanamayacaklardır” diye üzülürken Cenab-ı Hak ona “Kadir Suresini” indirmiş ve “Ey Habibim. Ben de senin ümmetlerine; “Kadir Gecesi'ni verdim” buyurarak onu ve biz Ümmetlerini desteklemiştir.
Bu surede yapılan açıklama ile “Kadir Gecesi'nin 1000 aydan daha hayırlı” olduğu bildirilerek, sadece bu geceyi hakkıyla yaşayanların bir anda 84 veya 85 sene ibadet etmiş bir insanın sevabına erişeceği müjdesi verilmiştir.
Peygamberimiz, sadece Müslümanların değil bütün insanların istifade etmesi için onlar için verdiği bir Ramazan hutbesinde, “Ey Nas (İnsanlar)” buyurarak bütün insanları konuşmasının kapsamına dâhil etmiş ve şunları bildirmiştir.
RAMAZAN HÜTBESİ
“Bismillahirrahmanirrahim (Rahim ve Rahman olan Allahın adıyla…)”
Ey Nas… İlah'ın rahmet, mağfiret ve bereket ayı size gelip çattı. O öyle bir aydır ki, Allah (c.c) nezdinde ayların en faziletlisi; geceleri, gecelerin en faziletlisi ve saatleri, saatlerin en faziletlisidir.
O, bir ay ki siz onda Allah (c.c) ın keramet ehlinden oldunuz. Nefesleriniz o ayda tespih, uyumanız ibadet mertebesindedir. O ayda amelleriniz makbul ve dualarınız müstecab (kabul edilmektedir) olmaktadır.
Öyle ise kendi Rabbinizden dürüst niyetler ile ve günahlardan, beğenilmez sıfatlardan arınmış kalplerle dileyin de, Allah, o ayı oruç tutmaya ve onda Kur'an okumaya sizleri muvaffak kılsın.
Zira şaki (kötülük yapanlar) ve bedbaht kişiler, bu büyük ayda Allah (c.c) bağışlamasından mahrum kalanlardır.
Bu ayda açlıkla, susuzlukla kıyamet günün açlığını, susuzluğunu hatırlayın. Fakirlerinize ve düşkünlerinize sadaka verin.
Büyüklerinize saygı, küçüklerinize sevgi gösteriniz. Yakınlarınızı şefkatle okşayın. Söylenmemesi gereken şeylerden dilinizi sakındırın.
Size helal olmayan şeylere bakmaktan sakının ve gözlerinizi yumun. Duymanız helal olmayan şeyler kulaklarınızı tıkayın. Halkın yetimlerine şefkat gösterin ki, sizden sonra sizin de yetimlerinize şefkat göstersinler.
Günahlarınızdan tövbe edip Allah (c.c) ya dönün. Ellerinizi namaz vakitlerinde dua için kaldırın; zira namaz vakitleri saatlerin en hayırlısıdır. Bu vakitlerde hak teala kendi kullarına rahmet nazarıyla bakar. O'na münacat edenlere cevap verir. O'nu çağıranlara (lebbeyk)der. Dua edenlerin duasını kabul eder.
Ey Nas… Sizin canlarınız, yaptığınız amellerin rehinidir. O halde Allah (c.c) den bağışlanma dileyerek canınızı rehinden kurtarın. Omuzlarınız, günahlarınızın ağır yükü altındadır; secdelerinizi uzatarak onları hafifletin. Bilin ki hak teala bu ayda namaz kılanlara, secde edenlere azap etmeyeceğine ve kıyamet günü onları cehennem ateşiyle korkutmayacağına izzet ve celaline yemin etmiştir.
Ey Nas… İçinizden kim bu ayda oruçlu bir mü'mine iftar verirse, Allah (c.c) katında köle azat etmiş kadar sevap alacak ve geçmiş günahları bağışlanmış olacaktır.
(O sırada ashabtan bazıları dediler ki; “Ya Resulüllah, bizim hepimiz buna kadir değiliz. Yani çok fakiriz)
Peygamber sav buyurdular ki, “Bir hurmanın yarısıyla yahut bir içim suyla da olsa, oruç tutanlara iftar vererek cehennem ateşinden sakının. Gerçekten bundan fazlasına kadir olmayıp böyle yapana Hak Teala bu sevabı verir.
Ey Nas… Bu ayda kim, huyunu güzelleştirirse, ayaklarının titrediği o günde Sırat'tan kolay geçer. Kim bu ayda şerrini insanlardan uzak tutarsa (insanlara zulmetmezse), Allah (c.c) kıyamette azabını ondan uzak tutar. Kim, bu ayda babasız öksüzlere şefkat gösterirse, Allah (c.c) kıyamette ona merhamet gösterir. Kim, bu ayda kendi yakınlarına olan bağını sağlamlaştırır, onlara iyilikte bulunursa, Allah (c.c) kıyamette onu kendi rahmetine kavuşturur. Kim, bu ayda yakınlarına iyiliği keserse, Allah (c.c) kıyamette ondan rahmetini keser. Kim, bu ayda sünnet namazı çok kılarsa Allah (c.c) ona diğer aylarda kılınan namazın sevabını verir. Kim, bu ayda bana çok salâvat gönderirse, amel terazilerinin hafif geldiği günde Allah (c.c) onun amel terazisini ağırlaştırır. Kim, bu ayda Kur'an'dan bir ayet okursa, diğer aylarda Kur'an-ı hadim edenlerin sevabına erişir.
Ey Nas… Bu ayda cennet kapıları açıktır. Rabbinizden dileyin, dileyin yüzünüze kapanmasın. Ve cehennem kapıları bu ayda kapalıdır. Rabbimizden dileyin yüzünüze açmasın. Şeytanları bu ayda bağlamıştır; Allah (c.c) isteyin sizlere musallat etmesin.
Âmin (duamızı kabul et, Ya Rabbi)