Bucaspor’un Trabzonspor’a, Kasımpaşa’nın Galatasaray’a kaybetmesi, Sivas’ın Ankaragücü ile berabere kalması artı bir motivasyon oldu Gençlerbirliği maçı öncesi Konyaspor’a… Kendi lehine olan bu skorlara rağmen, başkalarının başarısızlığı ile beslenmektense, “çare kendinsin” diyerek başladı dünkü maça yeşil-beyazlı temsilcimiz…
Kazanması gerekiyordu, kazandı…
Ama yüreğimiz de ağzımıza geldi…
Maçın ilk dakikalarında skor üstünlüğünü de yakalayan Konyaspor’un daha rahat oynamasını beklerken, bazı oyuncuların, özellikle de Montano’nun “kordon boyu”nda gezer halleri tribünleri çileden çıkardı…
Çileden çıkması gereken Ziya Doğan’ın ne hikmetse Montano’ya maç boyunca “sabır” göstermesine ve bu futbolcuyu oyunda tutmasına bir anlam veremedik…
Erdinç arıza yaptı…
Eyvallah…
Veli aksadı…
Ona da eyvallah…
Peki Montano dururken, Peter’i kenara almak hangi futbol aklına hizmet etmek Ziya Hoca? Hem seni, hem takım arkadaşlarını hem de tribünleri çileden çıkaran Montano’ya bu kadar sabretmenin bir izahı olmalı…
Konyaspor’un kazanmasına delice sevindik…
Ama bu futbol aklının Konyaspor’u sevenlere çile çektirdiğini de söylemekte yarar var… Top benim sahamda olmasın mantığı ile yönetilen bu takımın, bu zihniyetle rakiplere hizmet ettiğini de bilmemiz gerekir…
Pas yaparak değil de, şişirme toplarla kenarlara oynamak futbol değil, olsa olsa “duvar tenisi”dir… Böyle bir futbol aklı ile de yine söylüyorum işimiz hiç kolay değil…
Ziya Hoca “rotasyon”u sadece takıma uygulamamalı, kendi futbol aklına da uygulamalı… Kendini de yenilemeli sevgili Ziya Doğan…
Dünkü maçın kısa bir yorumunu yapmak gerekirse, bir tarafta oynamaya çalışan Gençlerbirliği, bir tarafta ise rakibi oynatmamaya çalışan Konyaspor…
Bunun aksini iddia edenin alnını karışlarım…
Dedim ya, Konyaspor çok önemli bir maçı kazandı… Farklı da kazanabilirdi… Özellikle rakip hücumdayken ele geçirilen kontra topları gol yapabilse Konyasporlu oyuncular, maçın skoru çok çok farklı olurdu…
2-1’lik sonuç herkes gibi benim için de çok önemliydi…
Gençlerbirliği’nin eksik gelmesine bakarak kimse küçümsememeli bu galibiyeti… Her türlü eksiğe rağmen, şapka çıkarılacak bir direnişe imza atan rakip vardı karşıda… Dolayısıyla kazanılan sadece 3 puan değil… Alttakilerle açılan puan farkının yarattığı psikolojik coşku, Sivasspor maçı öncesinde çok önemli bir sermaye…
Tabi ki bu sermayeyi, altyapısı olmayan demeçlerle tüketmemek lazım…
Ziya Doğan’ın maçtan sonra “Ligin başında istediğimiz transferleri yapamadık” sözleri gibi…
Çünkü, bu sözlerin müşterisi yok artık.
Kazanması gerekiyordu, kazandı…
Ama yüreğimiz de ağzımıza geldi…
Maçın ilk dakikalarında skor üstünlüğünü de yakalayan Konyaspor’un daha rahat oynamasını beklerken, bazı oyuncuların, özellikle de Montano’nun “kordon boyu”nda gezer halleri tribünleri çileden çıkardı…
Çileden çıkması gereken Ziya Doğan’ın ne hikmetse Montano’ya maç boyunca “sabır” göstermesine ve bu futbolcuyu oyunda tutmasına bir anlam veremedik…
Erdinç arıza yaptı…
Eyvallah…
Veli aksadı…
Ona da eyvallah…
Peki Montano dururken, Peter’i kenara almak hangi futbol aklına hizmet etmek Ziya Hoca? Hem seni, hem takım arkadaşlarını hem de tribünleri çileden çıkaran Montano’ya bu kadar sabretmenin bir izahı olmalı…
Konyaspor’un kazanmasına delice sevindik…
Ama bu futbol aklının Konyaspor’u sevenlere çile çektirdiğini de söylemekte yarar var… Top benim sahamda olmasın mantığı ile yönetilen bu takımın, bu zihniyetle rakiplere hizmet ettiğini de bilmemiz gerekir…
Pas yaparak değil de, şişirme toplarla kenarlara oynamak futbol değil, olsa olsa “duvar tenisi”dir… Böyle bir futbol aklı ile de yine söylüyorum işimiz hiç kolay değil…
Ziya Hoca “rotasyon”u sadece takıma uygulamamalı, kendi futbol aklına da uygulamalı… Kendini de yenilemeli sevgili Ziya Doğan…
Dünkü maçın kısa bir yorumunu yapmak gerekirse, bir tarafta oynamaya çalışan Gençlerbirliği, bir tarafta ise rakibi oynatmamaya çalışan Konyaspor…
Bunun aksini iddia edenin alnını karışlarım…
Dedim ya, Konyaspor çok önemli bir maçı kazandı… Farklı da kazanabilirdi… Özellikle rakip hücumdayken ele geçirilen kontra topları gol yapabilse Konyasporlu oyuncular, maçın skoru çok çok farklı olurdu…
2-1’lik sonuç herkes gibi benim için de çok önemliydi…
Gençlerbirliği’nin eksik gelmesine bakarak kimse küçümsememeli bu galibiyeti… Her türlü eksiğe rağmen, şapka çıkarılacak bir direnişe imza atan rakip vardı karşıda… Dolayısıyla kazanılan sadece 3 puan değil… Alttakilerle açılan puan farkının yarattığı psikolojik coşku, Sivasspor maçı öncesinde çok önemli bir sermaye…
Tabi ki bu sermayeyi, altyapısı olmayan demeçlerle tüketmemek lazım…
Ziya Doğan’ın maçtan sonra “Ligin başında istediğimiz transferleri yapamadık” sözleri gibi…
Çünkü, bu sözlerin müşterisi yok artık.