PKK bayrağı ve Kürdistan haritası örgüt delili sayılmadı

Çözüm süreci ile birlikte, mahkemelerin benzer davalarda verdikleri kararlar da değişti. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, ’PKK bayrağı, Kürdistan haritası ve çatışmada öldürülen terörist fotoğraflarını’ örgüt delili saymadı.

Çözüm süreci ile birlikte yargının verdiği kararlar da değişmeye başladı. Galatasaray Üniversitesi Öğrencisi Cihan Kırmızıgül, 'poşu davası' olarak adlandırılan davada 'PKK üyeliği' suçlaması ile geçtiğimzi yıl İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 11 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi ise Dumlupınar Üniversitesinin (DPÜ) 32 öğrencisine verdiği beraat kararının gerekçesinde, PKK bayrağı, Kürdistan haritası ve ölen teröristlerin fotoğraflarının bulundurulmasının örgüt üyeliğine delil sayılmayacağına hükmetti.

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, "devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak ile terör örgütü PKK üyeliği" suçundan hakkında dava açılan Dumlupınar Üniversitesinin (DPÜ) 32 öğrencisine verdiği beraat kararının gerekçesinde, üniversitede çıkan olayların, bir öğrencinin ölümüne kadar "basit asayiş konuları" olarak görüldüğü belirtilerek, "Ölümün ardından bunların, terör olayları şeklinde değerlendirilmesi, soruşturma makamlarının çelişkisidir" değerlendirmesinde bulundu. 
 
Mahkemenin gerekçeli kararında, 9 Kasım 2010'da, DPÜ'de karşıt görüşlü öğrenciler arasında yaşanan olayda, üniversite öğrencisi Hasan Şimşek'in, Mehmet Tuğrul tarafından öldürüldüğü, bunun üzerine soruşturma başlatıldığı hatırlatıldı. 
 
Tuğrul'un iddiaları doğrultusunda, sanıklara "örgüt" suçunun isnat edildiği kaydedilen kararda, Tuğrul'un ifadesinde bahsettiği örgütsel toplantılara kimlerin katıldığının sorulmadığı ifade edildi. 
 
İddianamede, sanıkların adreslerinde yapılan aramalarda, "Demokratik Özgür Kadın Hareketi" yazan bir bez parçası, hafıza kartı, fotoğraf makinesi, cep telefonu, sim kart, bilgisayar, CD ve flash bellek gibi" malzemelerin ele geçirildiği anımsatıldı. Bunlarla, PKK terör örgütü propagandasının yapıldığı yönünde bir iddiaya yer verilmediğine dikkat çekilen kararda, "kasten öldürme" suçuna terör niteliğini, Kütahya Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce hazırlanan fezlekenin kattığı savunuldu. 
 
Fezlekede, 8 Kasım 2010'da Kredi Yurtlar Kurumu yakınlarında çıkan kavganın da örgütsel nitelikli olarak değerlendirildiği ve bunun iddianamede de benimsendiği aktarılan kararda, "Daha önce gerçekleşen başka olaylar, basit asayiş olayları olarak görülmüşken, ölümün ardından bunların terör olayları gibi değerlendirilmesi soruşturma makamlarının çelişkisi olarak kabul edilmiştir" değerlendirmesi yer aldı. 
 
Sanık Tuğrul'un, kolluk beyanında susma hakkını kullandığı, savcılık beyanında ise diğer bazı sanıkları suçlayıcı ifadeler verdiği bildirilen kararda şu görüşe yer verildi: 
 "Tuğrul'un, terör örgütü üyeliği yönünden bazı sanıkları suçlayıcı beyanda bulunduğu, kendisi açısından ise etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını mümkün kılacak bilgiler verdiği, buna karşılık kasten öldürme suçundan kendisini adeta meşru müdafaa konumuna soktuğu tespit edilmiştir. Bu beyanın özel bir mantıkla hazırlandığı yönünde mahkememizde şüphe oluşmuştur." 
     
Kararda, örgütsel yapılanma içinde oldukları ve birlikte toplantı yaptıkları iddia edilen sanıkların birbirlerini tanımıyor olmalarının, Mehmet Tuğrul'un beyanlarına şüphe ile bakılmasının bir diğer nedeni olduğu kaydedildi. 
     
"PKK bayrağı ve Kürdistan haritası örgüt üyeliği anlamına gelmez"- 
     
İddianamede, sanık Sultan Atlı'nın bilgisayarında bulunan, terör örgütünün sözde bayrak renkleriyle oluşturulmuş "Kürdistan" yazılı bir harita ile öldürülen teröristlerin resimlerinin, PKK bayrak ve sloganlarının" terör örgütü üyeliğinin bir delili olarak gösterildiği vurgulanan kararda şöyle denildi: 
 
 "Bilgisayarda yer alan görüntü ve belgeler, kişilerin, PKK terör örgütünün görüşlerine merak ve sempati duyduğunu gösterebilirse de bu kişilerin örgüt üyesi oldukları yönünde bir kabule mahkemeyi götürmesi mümkün değildir." 
   
 Bu nedenlerle, tarafsız bir yerde olayları seyreden Hasan Şimşek'i bıçaklayarak öldüren Mehmet Tuğrul'a müebbet hapis cezası verildiği anımsatılan kararda, sanığın öldürme eylemini gerçekleştirdikten sonraki "kabadayı" tavırları nedeniyle, cezasında takdiri indirim uygulanmadığı bildirildi. 
     
     -Verilen cezalar- 
     
Sanık Tuğrul'a, üniversite öğrencisi Hasan Şimşek'i "kasten öldürmek" suçundan müebbet, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet suçundan ise 9 ay hapis ve 500 lira adli para cezası veren mahkeme, cezada takdiri indirim yapmamıştı. 
 
 Mahkeme, aralarında Tuğrul'un da bulunduğu bütün sanıkları, "devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak ile terör örgütü üyeliği" suçlarından beraat ettirmişti.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Türkiye Haberleri