Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir? (Fussilet Suresi 33)
Diyanet İşleri Başkanlığımız her yıl önemli konuları gündeme taşımaktadır. Bu yılda tarihlerin yakın olması nedeniyle 1 Ekim-15 Ekim tarihleri arası Mevlid-i Nebi Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak birlikte kutlanacak ve “Peygamberimiz, Cami ve İrşat” teması ele alınacaktır.
İrşat görevi, yani Allah’ın birliğine davet etme, O’nun emir ve yasaklarını bildirme, hakkı, hakikati ve doğru yolu gösterme görevi, gönderilen bütün peygamberlerin asli vazifesi olduğu gibi Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın da asli vazifesi idi. Bu çağrıya kulak veren her kişinin kurtuluşa ereceği, görmezden gelen ve inanmayanların ise Allah’ın dosdoğru yolundan sapmış olacakları çok açıktır. Bu sesleniş hakka çağrıdır. Hakikate, güzelliğe, erdeme vesiledir. Bu çağrı Rabbimin sözüyle en güzel sözlü olmaya aday kişinin çağrısıdır: Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir?
Peygamber Efendimize ilk emir, ilk çağrı geldiğinde en yakınlarından başlamak üzere halka halka herkesi kurtuluşa davet etmiştir. Erkam bin Ebi’l Erkam’ın evinde başlayan bu kutlu davet, çağları aşarak günümüze kadar devam etmiş, “Ey iman edenler! Rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve ahiret için faydalı işler yapın ki kurtuluşa eresiniz.” Hac, 22/77 düsturuyla kurtuluşun anahtarı bildirilmiştir.
Günde beş vakit Rabbe verilen sözü tutabilmek, gerçek manasıyla rükû edebilen, secdenin hakkını verebilen Müslümanlardan olabilmek, ezanlardaki sedanın manasını okuyabilmek, bu çağrının arkasındaki esrarı yakalayabilmek, gerçek kulluğun özüne erebilmekten geçtiği çok açıktır.
Bu çağrı birliğe, beraberliğe özde ve sözde bir olamaya davettir. Bu çağrıya kulak vermek demek, sen ben demeden “biz” olmanın, “birlik” olmanın sırrını yakalayabilmektir. Allah’ın ipine sımsıkı sarılabilmektir. Bu öyle bir iptir ki gönül köprüleri kurar, aradaki her şey kalkar, sadece “İslam kardeşliği” kalır. “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, ayrılığa düşmeyin.”( Âl-i İmrân, 3/103)
Bu çağrıya kulak verdiğimiz, her Cuma toplanıp birliğimizi, beraberliğimizi hatırladığımız, her gün beş vakit ezan çağrısına kulak verip secdede Rabbin huzuruna durduğumuz mekânlarımız camilerimizdir. Bu mekânların görevlileri ise din gönüllüsü görevlilerimizdir. Mevlid-i Nebi Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftamızın hayırlı olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyor camileri imar eden, hizmet eden vazife gören din gönüllülerimizden ahirete irtihal edenlere rahmet, hayatta olanlara sağlık, huzur ve afiyet diliyorum.