Petrol yerlerimizin elden çıkış olayları

Ahmet Güldağ

Osmanlı devleti zamanında, Orta doğu ve Arabistan yarım adasını kaybetmemizi;

Tarihçilerimiz, çeşitli nedenlere dayandırır...

Ancak ve maalesef, tam esasa değil de, kendilerince tutulan, benimsenen kurumların yöntemlerine göre yönlendirilmiş olarak bilgilendiriyorlar bizleri

Diğer tarihi olaylarda da olduğu gibi...

Ve bir bilgenin dediği gibi;

“Kahramanlar tarihi kendilerine göre yazdırırlar”

***

Pek çoğumuzun göremediği, yabancı araştırmacı yazar ve tarihçilerinin yazdıklarını görmez veya görmek istemediğini zaman göstermektedir.

Ne gariptir ki. Yabancı yazarlar araştırmalı tarihi yazılarında…

Kendi veya diğer devletlerin aleyhlerine bile olsa, yazdıkları tarihler, hakikatlerden dem vurur.

***

Son zamanlar da değişimler oluyor...

Son zamanlarda Üniversitelerimizin kıymetli Öğretim Üyeleri,

Derin araştırma neticesi makale, tez, konferans, açık oturumlar vesilesiyle olayların aslını sunup bilmediğimiz yönleri ile bizleri bilgilendiriyorlar.

***

En açık misalleri, bilhassa Konya da ve diğer şehirlerimizde yapılan Kültürel etkinliklerle, çok çeşitli tarihsel konuları içeren açık oturumlar da öğrenip hayretler içinde kaldıklarımızdır

***

Bunlardan birisine de, bir açık Oturum da rastlamış oldum...

Malumumuz, Orta Doğu ve Arabistan yarım adası Osmanlı Devleti hudutları içinde.

İçinde ama buralarda ki, başkalarının ağzından su akan, gözleri üzerinde olan yer altı hazinelerinden bihaberiz!

***

Halen Anadolu’muzun yer altı kıymetlerini bilmediğimiz gibi...

Bilsek de işletmemek için gösterdiğimiz gizli gayretleri...

Düne kadar, göz göre göre yabancı devlet şirketlerine vermek temayülümüzü!..

Biliyor muyuz acaba

***

Baksanıza, bu günler de bile bizden çıkarıp ellerine geçirdikleri yerlere…

hâlâ hâkim olmak için türlü entrikaları devam ettirmekteler.

Ortalığı savaş yerine terör meydana getirdikleri topluluklara yaptırmaktalar.

***

Dinlediğim Konferansta, şimdi Akdeniz Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Kurtcephe bu konuda özetle şu olayları vurguluyordu.

***

1980 li yıllarda başlar Almanların oyunları... Arkeolojik kazı müsaadesi isterler, Tren yolu yapacakları yerlerin yanları ve kazı yerlerinin kendilerine tahsisini taleple 1888-98 ve 1902 de lehlerine anlaşmalarla işi hallederler...Petrol ararlar aslında bu yerler de...(Demek ki Musul’dan geçen Bağdat demir yolu boşuna yapılmak istenmemiş!..)

Padişah, Sultan Abdülhamit II ye, “Bunlar bu yerlerde Petrol aramaktalar” haberi verilince; “ Bırakın arasınlar bulsunlar...

Bir kara sudur. Yerini söküp götüremezler. Yine bizim o yerler” der..

Der ama bu yerlerdeki toprakları, hakkın yabancılara geçmemesi için…

Hazineden Padişah mülküne geçirir. Amacı, Petrol bulunduğu zaman, işletme hakkı bulanlara yani yabancılara geçmemesi içindir...  

***

Petrol Bulunma ve işletme işinde Almanların ve İngilizlerin ortak olduğu şirketler kurulur ancak yer Padişah Mülkü yani Sultan II. Abdülhamit’in dir

Ne yazık ki Sultan II. Abdülhamid’i “Hal” eden İttihat terakkiciler bu inceliği anlayamaz,

Sultan II. Abdülhamit Han’a geçen bu toprakları tekrar hazineye devrederler.

Böylece de Petrol yerleri bulanın olur. Ve işletme hakları ile beraber, İngiliz ve Alman şirketlerine geçer

Bununla da kalmaz Terakkiciler...

İngilizlerin, ”Hindistan ile İngiltere arasında köprü yeri olarak münasip gördüğümüz Kuveyt’i bize verin faydalanalım...” derler.

“ İngiltere gibi büyük devletten küçücük yeri sakınarak vermemek ayıp olur!” diyen Mahmut Şevket paşa, imzalayıverip geçer!

***

Sonra mı?

Sonrası malum. Hepimiz biliriz...

Osmanlının elinden bu yerleri çıkarmak isteyen İngilizler, türlü oyunlar ve casus Lawrens yoluyla Arapları kışkırtarak, onları koruyan askerlerimizi arkadan vurdurarak buralara sahip olurlar…

Ve Tarihçilerimiz; Kızıl Sultanın gasp ettiği yerler, hazineye geçirilmiştir diye İttihat Terakkicilere Övgü(!) yazarlar!

Ya şimdileri siyasetçilerle sözde aydın geçinenler ne yapar?

Bu terör olaylarını kınayacak yerde özgürlük narasına (!) iştirak etmekle kalmayıp…

Muhalefet lideri kendi halkı yerine…

Hükumeti Amerika’ya şikâyet eder.

***

Ne demek oluyor bu acaba?

Biz Amerika'nın eyaleti falan mıyız?

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.