Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Ergün Atalay, son günlerde Zonguldak ve Kütahya’da kapatılan maden ocakları işletmecilerine tepki gösterdi. Atalay, "Yerin 700 metre altında 10 kilometre altında dolaşana 2 asgari ücret çok mu. Patron karları azaldığı zaman fenalık geçiriyorlar, sıkıntıya düşüyorlar. Merhametli olmak lazım, insan olmak lazım. İnsaflı olmak lazım. İstediğin kanunu çıkartabilirsin ama adam insafsız, merhametsizse o kanun bir işe yaramaz." dedi. İstanbul’daki asansör kazasını da değerlendiren Atalay, "Bu dairelerin fiyatı 2 milyon lira. Bu patronlar o dairenin bir tek odasının gelirini işçi sağlığı ve güvenliğine, yaşam alanlarına harcarsa bu kazaların yüzde 90’ı olmaz." yorumunda bulundu.
Türk-İş İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Seminerlerinin 9'uncusu Bursa Kervansaray Otel'de yapıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in de katıldığı toplantıda konuşan Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, ülkede uyuyan sendikacıların olduğunu söyledi. Atalay şunları kaydetti: "Uyuyan siyasetçiler var, işadamları var, bürokratlar var. Bir de uyuma numarası yapanlar var. Hedefimiz; uyuyanları uyandırırız ama, uyuma numarası yapanları uyandırmaktır. Bunları uyandırmak zor da. Bunları ne zaman uyandırırsak bu ülkenin önünü açarız. Bunlar ne zaman insafa, merhamete gelirlerse bu ülkede kazaların sayısını azaltırız. Herkes üzerine düşeni yapmak mecburiyetinde. Örgütlü işçi yüzde 10’un altında. 1980’de ülke 44 milyon nüfusa sahipken örgütlü 2,5 milyondu. Maalesef 77 milyon nüfusumuz var ama örgütlü 1 milyon 100 bin civarında. Burada ülkeyi bugüne kadar idare eden siyasetçilerin kabahati olduğu kadarıyla biz sendikacıların da kabahati var. Ücretle, sözleşmeyle yol almaya devam ederseniz geleceğiniz nokta bu."
'PATRON BİR DAİRENİN TEK ODASINI İŞÇİLERE AYIRSA İŞ KAZASI OLMAZ'
İstanbul’da 10 kişinin hayatını kaybettiği asansör kazasını da değerlendiren Türk-İş Başkanı Atalay, "Asansör kazasında gittik gördük, oradaki arkadaşlarımız insanın yatmayacağı alanlarda yaşam alanları var. Beylikdüzün’de yanan çadırın 20 metre gerisinde başka bir inşaat firması modern prefabrik binalarda işçilere yaşam alanı yapmış problem yok. Ama çadırın altında naylonun altında yaşatıyorlar. Bu daireler 2 milyon lira. Bu patronlar o dairenin bir tek odasına işçi sağlığına, yaşam alanlarına harcasa bu kazaların yüzde 90’ı olmaz." diye konuştu.
'PATRON DEVLET, MÜŞTERİ DEVLET, DÜNYANIN BAŞKA HİÇBİR ÜLKESİNDE BÖYLE SİSTEM YOK'
Soma’daki maden ocağı faciasında 5 gün boyunca incelemelerde bulunduklarını anlatan Ergün Atalay, konuşmasına şöyle devam etti: "Hayatını kaybeden 301 insanımızın 423 yetimi var. Sebebi nedir bunun? Bakanlık, kamuoyu, işçiler, işveren herkes biliyor. Soma’da ki olayın tek adı vardır; üretim zorlaması. Başka bir izahı yok bunun. Genel müdürler, sendikacılar, devletin bakanı ocakta kaç kişi olduğunu bilmiyorlardı. Bakan bilmiyor, sendikacı bilmiyor, Üç gün sonra cumhurbaşkanı bilmiyor, başbakan bilmiyor. 728 tane insan ocakta, kurtulabilen kurtuldu. İşte orada 2 dakika içinde arkadaşlarımız iş cinayetine kurban gitti. Patron da devlet, müşteri de devlet. Çıkartabildiğin kadar kömür çıkart, alan devlet. Bir taraftan para hazır, patron sonsuz şekilde arkadaşlarımızı 50 liraya 100 liraya çalıştırıyor."
'PATRONLAR 2 ASGARİ ÜCRETİ ÇOK GÖRÜYORLAR'
Son zamanlarda Kütahya ve Zonguldak bölgesinde bazı maden ocaklarının kapatıldığını hatırlatan Türk-İş Başkanı Ergün Atalay şu değerlendirmeyi yaptı: "İşçileri işten çıkarıyorlar. ‘Bu şartlarda biz çalışamıyoruz’ diyorlar. İki asgari ücret Allah’ınızı severseniz yerin 700 metre altında, 10 kilometre altında dolaşana çok mu? Patron karları azaldığı zaman fenalık geçiriyorlar, sıkıntıya düşüyorlar. Kurumsallaşmış olan düzgün işverenlerimiz var. Patron olmadan işçi olmaz, sendika olmaz. Türk-İş’in yöneticileri bunları biliyor. Öyle patronlarımız var ki yer altında çalışan madencilere 2 asgari ücreti çok görüyorlar. Kapı önüne konulan arkadaşlarımız var. Son bir haftada. Şimdi tazminat verirsem asgari ücretten vereceğim, kanun çıkarsa iki asgari ücret ağır gelecek. Merhametli olmak lazım, insan olmak lazım. İnsaflı olmak lazım. İstediğin kanunu çıkartabilirsin ama adam insafsız, merhametsizse o kanun bir işe yaramaz." CİHAN