Brezilya 2014 Dünya Kupası’nı yerinde takip eden Konyalı olan ve gazetemizde de yazılar yazan spor yazarı Ömer Altay, Almanya’nın şampiyon olarak çıktığı dev şampiyonayı değerlendirdi. Altay, Brezilya seyahati öncesi ortaya attığı, “Kupa’da büyük sürprizler yaşanacak ve finali bir Avrupa ve Güney Amerika takımı oynayacak” tahmini tam isabet kaydetti. Bayern Münih omurgası üzerine giydirilen Almanya’nın, makineleşen oyun düzeniyle Brezilya’da haklı bir şampiyonluğa ulaştığını dile getiren Altay, Dünya Kupası’na ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Brezilya 2014’de, futbolun dünya tahtına Almanya oturdu. Rio Maracana’daki 120 dakikaya sarkan dev finalde Arjantin’i de mat eden Panzerler, 1954 İsviçre, 1974 Almanya ve 1990 İtalya Dünya Kupaları’nın ardından dördüncü kez “Dünya Şampiyonu” apoletini taktı. Futbol gezegeninin dervişi olarak yerinde takip ettiğimiz 8. Dünya Kupası için, Brezilya yolculuğumuzda uçağımız İstanbul Yeşilköy’den havalanmadan önce bir çift öngörüde bulunmuştuk: Brezilya’da büyük sürprizler yaşanacak ve final bir Güney Amerika-Avrupa takımının maçına sahne olacak…
Büyük sürprizlere tanık olduk
Gittik, gördük ve ne büyük sürprizlere tanık olduk. İlk büyük sürpriz, Güney Afrika’daki son Dünya Kupası ile Avrupa Şampiyonu İspanya’nın henüz gruplarda dize gelmesi idi. Tika tak futbolunun icracısı İspanya’nın Şili karşısında yaşadığı çaresizlikte, Maracana çimlerinde Costa’nın bile ilaç olamadığını seyrettik. Koca İspanya’nın ardından, Sao Paolo’da Suarez’in bir çift golüne boyun eğen İngiltere kalesinin Uruguay tarafından yerlebir edilmesine de şahitlik ettik. Christian Ronaldo’nun atacağı gollere umut bağlayan Portekiz de, henüz grup aşamasında yaşadığı büyük yıkımla sürprizler zincirinin halkası oluverdi. Avrupa Futbolu’nun İspanya, İngiltere, Portekiz ve İtalya gibi yüksek kalibreli temsilcileri peşpeşe yarıştan düşerken, Amerika ve Afrika Futbolu’nun elçileri, sirklerdeki trapez ustaları gibi hayranlık uyandıran sıçramalar yaptılar. Fildişi, Gana, Nijerya, Kamerun gibi kadrolarında dünya markası isimlere sahip olan Afrikalı temsilcilerden bir büyük hamle umulurken, dev sürprizi Cezayir gerçekleştirdi. Cezayirli futbolcular arslanlar gibi mücadele ederek gruptan çıktı. Almanya ile yaptıkları maçta da sergiledikleri yürekli futbolla, elenmelerine rağmen alkışlandı. Beri taraftan gruplarından vize çıkaran Kosta Rika, Şili ve Kolombiya, Brezilya 2014’ün en büyük sürrizlerine imza atan ülkeler oldular. Böylece sürprizler öngörümüz fazlasıyla gerçekleşiverdi. Finali de bir Avrupalı ile Latin Amerikalı; Almanya-Arjantin oynayınca, şablonumuz birebir çakışıverdi.
Bizimkiler de kupada sahne aldı
İlk maçlarında kadrosundaki genç isimlerle peşpeşe flaşlar çakan 98’in Şampiyonu Fransa, çeyrek finallerde çıkmaz yola düşüverdi. Yine de Horozlar, genç jenerasyonlarıyla ‘Gelecek bizim’ diyebiliyordu. Bu Dünya Kupası’nda bir taraftan Messi, Neymar, Ronaldo, Müller gibi dünya yıldızlarına projeksiyon tutarak, diğer taraftan Süper Lig’de forma giyen iç hatlardaki futbolcularımızın sergileyecekleri performansı heyecanla takip ettik. Hatta, Maracana’daki Arjantin-Bosna Hersek maçında, neredeyse yedek kulübesi önündeki Bosna’nın teknik patronu Susiç’in kalp atışlarını duyar gibi olduk!.. Bosna, Arjantin’e tecrübesizliği ile kolay boyun eğdi. Messi de golünü atınca Susiç’in gruptan çıkma hayalleri kabus katmanına taşınıverdi. Geçen sezon Konyaspor için ter döken Kamerun kalecisi Itanje ile Yunanistan’ın golcüsü Gekas’ı da aynı heyecanla vizörümüze kattık. İkisi de ne yazık ki Brezilya Dünya Kupası’nın stresini taşıyamadı. Itanje, pek çok pozisyonda kalesine kilit asamazken, Konyaspor’da Torje ve Djalma’nın beslediği Gekas da, istediği top servisleri gerçekleşmeyince tutukluk yaptı. Bizim ligin topçularından Bruno Alves, Meireles ve Almerida da Portekiz gibi silik kaldı, iz bırakamadan Brezilya 2014 sahnesinden düşüverdiler. Fenerbahçeli Kuyt ve Galatasaraylı Sneijder ise tecrübe, enerji ve irade bileşeniyle Hollanda’nın başarısında önemli hissedar olarak alkışları haketti. Sneijder’in Arjantin’le penaltı duellosunda kaçırdığı gol, belki de hanesindeki tek eksi puanı olarak hatırlayacağız.
Suarez ve Maradona’ya afaroz
Bu Dünya Kupası’na aykırılığı ile de damgasını vuran karakterler gördük. Sao Paolo’da bir çift harika golüyle İngiltere’yi infaz eden Uruguaylu Luis Suarez, ısırık yaramazlığı ile suçüstü oluverdi. Hollanda ve İngiltere’de de rakiplerini ısırdığı için sicili kızaran kral Suarez, İtalya maçında stoper Chiellini’ye de omuzundan dişlerini geçirince FIFA’nın gazabına uğradı. Ardından, Suarez’e verilen 9 maç ve 4 ay stadyumlara giriş cezasının ağır olduğunu haykıran Maradona da aforoz ediliverdi. Kupanın en fazla maddi kazancına sahip teknik komutanı Capello’nun yönettiği Rusya’nın neredeyse kupada varlığı – yokluğu belli bile olmadı. Tıpkı Uzakdoğu temsilcişleri Japonya ve Güney Kore gibi…
Brezilya’nın 7-1’lik hezimeti
“Kupayı kazanamazsak Kuveyt’e kaçarım” diyen Brezilya’nın teknik patronu Scolari, Neymar ve Tiago Silva’dan yoksun çıktığı Belo Horizante’deki maçta Alman Panzerleri karşısındaki 7-1’lik hezimetten sonra ne yapabilirdi!.. Neymar, ileride rakip savunmayı bunaltıyor ve attığı gollerle Brezilya’yı ayakta tutuyordu. Çeyrek finaldeki Kolombiya maçında sırtına aldığı ağır darbeyle kupayı kapatan Neymar’dan yoksun Brezilya, Almanya karşısında 28 dakikada 5 gol yiyerek kurabiye gibi dağılıverdi. Tarihinin en ağır hezimeti ile 200 milyon Brezilyalının gözyaşları adeta sel olup aktı. Bu moral bozukluğu içinde çıktıkları üçüncülük maçında da Hollanda’ya 3-0’la diz çöken Sambacılar için Brezilya 2014 gurur değil utanç turnuvası oldu.
Dünya harikası Cüneyt Çakır
WM 1974’de Doğan Babacan’dan sonra ikinci kez Dünya Kupası finallerinde boy gösteren Cüneyt Çakır, Brezilya’da harika iş çıkardı. Babacan’dan 40 yıl sonra kupada sahne alan Çakır’ın maçlarını pür dikkat takip ettik. Brezilya-Meksika maçını hatasız tamamlayan, ikinci turu da başarıyla geçen Cüneyt Çakır aslında finali haketmişti. Kısmetine düşen Arjantin-Hollanda yarı finalinde de yardımcılarıyla 120 dakikalık maçı harika yöneterek yüzakımız olan Cüneyt Çakır, artık dünyanın en saygın ilk üç hakeminden biri.
Kolombiyalı Kral James Rodriguez
Bu kupaya imzasını atan futbolcu hiç kuşkusuz Kolombilayı James Rodriguez oldu. Monaco formasını giyen Kolombiya’nın genç 10 numarası, Brezilya’da futbolun estetisyenliğini yaparken attığı 6 golle de kupanın gol kralı oldu. Brezilya ile yaptıkları çeyrek finalde elenince gözyaşlarına boğulan Rodriguez’i teselli etmek, David Luis’e düşmiştü. Aynı futbolcunun bir sonraki maçta 7-1’lik Almanya hezimeti ile gözyaşları içinde sahayı terkedeceğini ise kim bilebilirdi!..
Kaleciler cephesinden Brezilya 2014
Brezilya 2014 bir başka cepheden “Kalecilerin Turnuvası” oldu. Neuer, Ochao, Benaglio, M’Bolhi, Bravo, Navas, Ospina ve Belçika kalecisi 19 pozisyonda kalesini kahramanca savunan ABD kalecisi Howard’a tüm dünya şapka çıkardı. Bir de Hollandalı Tim Krul gerçeği var. Hollanda teknik direktörü Louis Van Gaal, çeyrek finaldeki Kostarika maçında 120 dakikalık sürede tamamlanırken klasik kalecisini çıkarıp sahaya Krul’u sürüyordu. Tim Krul, iki penaltı kurtarıp hem Hollanda’yı yarı finale taşıdı, hem de Van Gaal’in bu riskli hamlesini boşa çıkarmayıp teknik direktörünü de ipten aldı. Ancak, turnuvanın devleşen esas kalecisi Alman Neuer’di. Kalesinde çakılı kalmayıp adeta libero gibi ileri çıkarak oyuna müdahale eden Neuer, Panzerler’in Dünya Şampiyonluğu’nda da, tablosu resmedilip Dünya Futbol Portreleri Galerisi’ne asılacak bir yıldız olarak adını tarihi kayıtlara eldivenleriyle kazımasını becerdi.
Rusya 2018’de görüşmek üzere, hoşçakal Brezilya
Dünya Şampiyonu Almanya’dan Miroslav Klose Brezilya’ya gelirken bir büyük ünvanı kovalıyordu. Yarı finaldeki unutulmaz 7-1’lik Brezilya maçında bir gole imza atan Klose, kupa kariyerinde 16. Golüne ulaşıyor ve Ronaldo’nun 15 gollük rekorunu elinden alarak, ‘Dünya Kupaları’nın en golcü futbolcusu’ ünvanına sahip oluyordu. Özetle, Brezilya 2014’da Almanya kasırgası esti. Panzerler final dahil bazı maçlarda zorlansalatr bile önüne geleni devirdi ve Dünya Şampiyonluğu’nu hakederek kazandı. Rusya 2018’de buluşmak üzere, Hoşçakal Brezilya…”