Yaşadığımız bildiğiniz şeyleri tekrar tekrar yazmaktan vazgeçmemek gerekir.
Selefimiz bunun için bilgiyi esaslı bir şekilde öğrenmek ve öğretmek amacıyla medreselerde “ETTEKRARU AHSEN, VELEV KANE YÜZSEKSEN” sözü ile bu gerçeği sistemleştirmişlerdir.
Yaşadığımız olayları sırasıyla bir daha ele alalım ki taşlar tam olarak yerlerine otursun ve dünyanın karşı karşıya kaldığı musibetin gerçeğimi öğrenmek isteyenler bir kez daha durdukları yeri kontrol etsinler.
18-27 Ekim 2019 tarihleri arasında Kızıl Çin Wuhan kentinde “Military World Games” adlı uluslararası etkinlik için ev sahibi olarak 5G'yi ilk kez kullandı.
Eşdeğer olarak 18 Ekim 2019 tarihinde New York Johns Hopkins Center, Dünya Ekonomik Forumu, Bill ve Melinda Gates Vakfı ile ortaklaşa “Olay 2021 – Küresel Bir Salgın Egzersizi çalışması yaptılar.
.
Bu forumda küresel salgın olarak simülasyonu yapılan hastalık ise şimdilerde başımıza musibet edilen virüs idi.
Covid 19, yani bildiğiniz korona virüs.
Yolda yürürken aniden yerlere yıkılarak ölenleri endişeyle, corona virüs grafiğinin her geçen gün biraz daha yukarı tırmanışını takip ederken bir Allah'ın kulu çıkıp da, Çin neden bu şehri izole ettiği halde uluslararası kara ve hava yolculuklar için neden sınır kapılarını kapatmadı diye sormadı!
Bu arada virüs diğer pek çok ülkeyi atlayarak Avrupa’da İtalya, İspanya, İngiltere başta olmak üzere birçok ülkede cesetlerin cam fanuslarda ve siyah poşetlerde tek elle taşınan cesetler ile karşımıza çıktı ve Çin’den daha büyük korku ve panik içinde insanlara sorgulama imkânı bile vermeyen önlemlere sebep oluverdi.
2019 yılı Mart ayının sonlarında ülke olarak tanıştığımız corona bizim ülkemizde vakalardan ziyade paniğe sebep olunca insanlar bir anda kendilerini ucu görünmeyen bir korku tünelinde buluverdiler.
Küreselci siyonist çetenin Afrikalı bir terör elebaşısı tarafından yönetilen ve adı Dünya Sağlık Örgütü olan organizasyonun her açıklamasını ilahi bir doğru imiş gibi aktaran basın yayın organlarının sadece haber bültenleri ile kalmayıp neredeyse tüm tartışma programlarının insanlarda 7/24 korkuya sebep olacak şekilde yapılması diğer virüs salgınlarında bile görülmeyen yılgınlıklara sebep oldu.
Şimdilerde artık programa çıkardıkları koca koca profesörleri bile para alarak ekrana çıkardıkları ispatlanmış olan VE ekranlarda adı ve unvanı kendilerinden büyük olan bilim adamları insanlara ellerini su ve sabunla nasıl yıkamaları gerektiğini öğretmeye kalkıştılar.
İslami hassasiyetleri nedeniyle uzun zamanlar ekranlara çıkartılmayan 5 vakit abdestli namazlı olduğu bilinen insanlar bile ilaç şirketlerini yücelten Profesörlerin gösterdiği usulde sürte sürte ellerin nasıl yıkanacağını ve burunların nasıl temizleneceğini yeniden öğretme gayreti içine
Hala tam olarak ne işe yaradığı ve insanları yüzdelik oran olarak virüsten nasıl koruduğu konusunda ispatlanmış hiçbir bilimsel araştırma bulunmayan maskelerin önemi(!) yine sabah akşam aralıksız bir şekilde ekranlardan pazarlanmaya başlanınca bu defa insanlar maske bulabilme telaşına düşürüldü ve devlet bu gün bile hala anlaşılmaz bir şekilde dost ve müttefik bildiği ülkelere maske yardımında bulunurken ülke insanına maske dağıtmasını bile beceremedi.
Bu arada sorulması gereken soru en basit bir sabun ile bile ellerini yıkama ile yok olan corona virüsü için neden ilaç değil de aşının bulunmaya çalışılmasının sebebinin neler ve kimlerin olduğu sorusu idi ama kimsede sormaya cesaret bırakmadılar ve soracak kimseleri de ekranlara çıkartmadılar.
Sanki gizli bir el tarafından tüm dünyada ekonomi felç edilirken sadece siyonlukları ile meşhur ailelerin ve piyonlarının sahibi olduğu ilaç şirketleri para basıyor plandemi oyunundaki gerçeği görüp de insanları uyarmaya çalışan insanlar komplo teorisyeni suçlaması ile suskunluğa itilirken baş terörist tarafından yönetilen DSÖ kendine bağlı tüm ülkelere bildiri üstüne bildiri gönderiyor ama bir gün faydalı dediği ilacı diğer bir gün faydasız ilan etmesi bile insanların akıllarını başlarına almasını sağlayamıyordu.
Küresel siyonist çetenin ekonomik ve siyasal kontrolündeki hükümetler de DSÖ den gelen talimatları tüm hastanelere uyulması gereken direktif olarak aktarınca yine emir komuta zinciri içinde üretilip pazarlanan ilaçlar hasta öyküsüne bakılmaksızın her gelen insana leblebi dağıtır gibi dağıtılıyordu.
Ülke insanı ikiye bölünerek virüse İnananlar ve inanmayanlar diye saf tutmuş olmasına rağmen dünyanın birçok yerinde seslerini yükseltmeye çalışan cesur doktorların videoları internet ortamından kaldırılıyor ve 5G ile insanların hastalandırıldıkları, chemtrails, Haarp teknolojisi, blue beam projesi, cern deneyleri olarak bilinen ama gerek bilim insanları gerekse de hükümetler tarafından açıklanmamasının sebebinin küresel çete olduğunun ifade edilmesi insanlar tarafından bilinen pek çok şeyin aslında yalan olduğunu ispatlamış oluyordu.
Maske, mesafe diye diye insanlar arasındaki bağlar koparılıp halkın psikolojisiyle ustaca oynanarak birbirine düşman edilirken maske takmayan insanlar kolluk kuvvetlerinden ceza, sivillerden ise hakaret görüyor ancak hala, neden ölenlere otopsi yapılmadığı ve ailelerine cenazelerin gösterilmediği apar topar özel kıyafetlerle gömülen cenazelerin organlarının alınıp alınmadığı bile açıklanmıyordu.
Hastalığı evde atlattıklarını söyleyenler sağlıklarına kavuşurken ölenler neden tam teşekküllü hastahanelerde hayatını kaybediyordu?
Ve neden aynı evde yaşayan eşlerden yalnız biri pozitifken, diğeri negatif olabiliyor ve daha önemlisi damlacıkla yayılan virüs için kullanılan test çubukları ile burundan beyin bariyerine kadar giriliyordu?
Mademki hepimiz aynı gemideyiz, bu soruların cevabını almak ta hakkımız olsa gerektir.