Özkaynak sistemi kulüplerin geleceğidir.
Spor kulüplerimiz kadar Türk sporunun gelişmesi açısından da çok önemlidir.
Altyapı da yetişen, kendilerine şans tanınan sporcular, transfer giderlerini asgari düzeye çekerek hem kulüpleri rahatlatacak, hem de Türk sporu genç isimler kazanarak kan tazeleyecektir.
Sporumuzun geleceği alt yapılara bağlıdır.
İşte Almanya, İngiltere futbolda bunun en açık örneğidir. Alman futbolu spor akademileri ve alt yapı sayesinde kurtulmuştur. Evet, son Dünya şampiyonası bir hayal kırıklığı yarattı, ama bu demek değildir ki Almanya eski günlerine dönmeyecek.
Tabi ki, alt yapıdan yetişen sporcuları da değerlendirmek, teknik adamların özverisine ve kararına bağlıdır. Ama, teknik adamlar cesaretli olduğu sürece korkuyu yenerek gençleri oynatarak kazanacaklardır.
Yoksa, oynatılmayan, kendisini geliştirmeyen hiçbir sporcu kazanılamaz.
Ulusal takımların başarısı da bir yerde alt yapıya bağlıdır.
Spor akademileri gelişmiş kulüplerde yetişecek oyuncular Milli takımlar için geleceğin temelini oluşturacaktır.
Milli takım denince halkımızın aklına ilk planda A Milli takım gelir. Futbolumuzun başarısı için geçerli olan bir diğer yol ise, futbolun temel eğitimini ülke dışında almış, Gurbetçi olarak tanımladığımız genç oyuncuların Milli takımlara kazandırılmasından geçer.
Ayrıca, Yurt dışına ne kadar çok futbolcu gönderebilirsek o futbolcuların milli takıma katkısı da o kadar artacaktır.
Son yıllara baktığımız zaman her iki konuda da önemli adımlar atıldı. Hem Yurt dışına sayısı azda olsa futbolcu gönderildi, hem de Avrupa’da yetişen genç oyuncular Milli takımlara kazandırıldı.
A Milli takımın Dünya üçüncüsü olduğu döneme bakacak olursak, başarı bu şekilde gelmişti.
Milli takımın başına Rumen hoca Lucescu’nun getirilmesiyle çok önemli bir yol katedildi.
Genç ve yetenekli futbolculardan oluşan, büyük bir bölümü de Avrupa’da yetişen veya orada futbol oynamaya başlayan oyunculardan klasik düzenin dışına çıkılarak bir havuz oluşturuldu.
Bu havuz, daha önce de belirttiğim gibi daha çok genişletilmeli ve Milli takım kadrosu daha geniş bir futbolcu grubu arasından oluşturulmalıdır. Milli takıma giremeyen diğer futbolcular da kenarda bekletilmemeli. Onlarda bir veya iki grup olarak hazırlık maçları oynamalı ve çeşitli turnuvalara katılmaları sağlanarak maç tecrübeleri artırılmalı ve A Milli takım için hazır tutulmalıdırlar.
İnanıyorum ki, A Milli takım, 2020 Avrupa şampiyonası olmasa da 2022 Dünya veya 2024 Avrupa şampiyonasında kendisine iyi bir yer bulacaktır Avrupa ve Dünya arenasında.
Yeter ki, öz kaynak sistemini iyi kuralım, Avrupa’da oynayan gurbetçi ve lejyoner futbolcuları iyi değerlendirelim.
Futbolumuzun gelişmesi, Avrupa ve Dünya’da söz sahibi olabilmesi için kulüplerden çok Spor Bakanlığı ve Futbol Federasyonuna büyük görev düşmektedir.
Spor B:akanlığı öncelikle “Türk Spor Yasası”nı çıkartmalıdır.
Futbol Federasyonu, kulüpleri yakından denetleyerek spor akademileri oluşturmalarını sağlamalıdır.
Kulüplerde yetişecek genç futbolcuların takımlarında oynamaları için kadro yapılanmasında yeni düzenleme gerçekleştirilmelidir.
Bunlarla birlikte, yabancı futbolcu kontenjanı 6’ya kadar indirilerek özkaynak sisteminden gelen futbolculara yol açılmalıdır.
Başarı isteniyorsa planlı çalışma yapılmalıdır. Yoksa sittin sene yerimizde sayarız.