Üniversite sınav maratonunun sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bu süreçte emeği geçen başta öğrencilere kıymetli öğretmenlere ve saygıdeğer ailelere teşekkür ederim. Bir çoğumuz üniversite sınavlarının ne olduğunu ve anlama geldiğini biliyoruz. Geçmişe nazaran üniversite mezunu sayısı büyük oranda artmış bulunuyor. İnsanımızın daha iyi eğitim almış olması ve bunun yanında farklı fikirlerden insanları tanımış olması üniversite hayatının bizlere kattığı büyük değerlerdir. Bunun yanında pek çok olumlu tarafı bulunan üniversiteler de akademik eğitim almak kuşkusuz bu dönemde yaklaşık 2 milyon gencin hayallerini süslüyor.
* *
Lise dönemimizde danışman hocalarımız yukarıdaki başlığın bir kısmını yazarak sondaki “s” harflerini yuvarlak içine alırlar ve “ Gördüğünüz üzere sistem ne kadar değişse de sondaki ‘s’ kalıyor.” derlerdi. Nitekim sondaki “s” harfi bu yıl yok ve “t” harfi ile biten yeni bir sınav şekli eklendi. Peki bu değişen harf neyi değiştirdi ? Birkaç ufak değişiklik haricinde değişen bir şey olduğu pek söylenemez. Gördüğüm kadarıyla geçen yıllardan farklı olarak yalnızca sınavın geçerlilik süresi 2 yıl olacak. Bu çok güzel bir hizmet olmuş çünkü son sınıfta mezuna kalan öğrenci arkadaşlar “ Ya geçen yılki puanımdan düşük alırsam ?” endişesi taşıyorlardı. Bu değişiklik ile en kötü ihtimalle üniversiteye 1 yıl geç başlayacaklar.
* *
Hayatımızda çeşitli zamanlarda kritik kararlar alırız. Üniversite tercih etmek de bu kritik kararlardan bir tanesidir. Çünkü üniversite sınavından sonra yapılan tercihler ilerideki meslek hayatımızı büyük ölçüde etkileyeceği için buna çok dikkat etmemiz gerekmektedir. Okullarda bulunan meslektaşlarım bu süreçte öğrencilere büyük destek olmaktadırlar. Öğrenci arkadaşlarıma tavsiyem tercih sürecinde rehberlik servisine mutlaka uğramaları yönündedir. Bu işin ehil insanları olan Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık hocaları öğrencileri doğru yönlendirme adına ellerinden geleni yapacaklardır.
* *
Asıl zorluk sınava hazırlanmada diyen öğrenci arkadaşlar daha sonra asıl zor olan tercih yapmakmış diyecekler. Üniversiteye yerleştikten sonra üniversite okumanın da öyle abartılacak bir şey olmadığını asıl zorluğun kendini üniversitede geliştirmek olduğunu düşünecekler ve doğru cevapta bu zaten. Asıl iş üniversitede okuduğumuz alanda kendimizi nasıl yetiştirdiğimizdir. Seneye üniversite hayatına atılacak öğrenci arkadaşlarıma tavsiyelerimi yazının sonunda vereceğim. Bu yüzden burada detaylı bir açıklama yapmayacağım. Üniversite hayatı gerçekten çok hızlı geçiyor. Bir bakmışsınız yarılamış bir bakmışsınız bitirmek üzeresiniz.. O kadar hızlı geçen süreçte kendi alanımız için çabalamalı ve kendimizi çok donanımlı bir halde mezuniyete hazır hale getirmeliyiz. Çünkü bu kuşakta insanlar ne kadar bildiğinize değil bildiğinizi nasıl işlediğinize göre sizleri değerlendirmektedirler. Geçtiğimiz kuşaktaki donanımlı insan ihtiyacı “ Bilen ve diplomalı insan “dı. Bu kuşakta ise “Diplomalı, bilen ve bildiğinden ortaya bir ürün çıkarabilen” insana ihtiyaç vardır. Bu süreçte bunlara dikkat etmemizde fayda vardır.
* * *
-Üniversiteye yeni başlayacaklara tavsiyeler-
1- Alanınla ilgili çokça okuma yap
2- Mutlaka yurt dışına çık
3- Sosyal sorumluluk projelerinde yer al
4- Topluluklara üye olmayı ihmal etme
5- Yeni tanıdığın insanların iletişim numaralarını al
6- Aileni ziyaret etmeyi aksatma
7- Dergi aboneliğin mutlaka olsun
8- Kendini ifade etme becerini geliştir
9- Gündemden sakın uzak kalma
10- Spor etkinliklerine zaman ayır
Bunları bir emir olarak değil aramızdaki samimiyetin bir göstergesi olarak algılamanızı rica ediyorum. Sınav geçip gidecek maksat kendimizi alanımızda çok iyi yetiştirerek ülkemize ve milletimize faydalı bir fert olabilmektir. Yaptığımız her çalışmayı bu maksadı gözeterek yaparsak mutlaka ama mutlaka sonucunda verim alacağız.