"İslâmi moda dergisi" diye çıkan bir ucube; beş yıldızlı bir otelde yapılacak, kişi başına 250 lira, 6 kişilik bölümler için 3000 lira bedel ödenilecek, bir de 'ödüllü kapak kızı yarışması' düzenlenilecek bir program için ilan vermiş.
Üstelik meşhur bir kadın dansöz ve şarkıcı da partiyi şereflendirecekmiş(!). "Tarihteki En Büyük Kızlar Partisi" diye tanıtmış marifetini.
Özellikle sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine, bu acayip partiden vazgeçilmiş. Partinin düzenleyicisi, dergi yetkilisi bayan "Anadolu'da kadınların dansöz oynatma âdeti var" diyerek kendini savunmuş.
Bir taraftan İmam hatiplere gidip, konuşmalar yapacaksınız, diğer taraftan yetiştirdiğiniz gençlik, hem de mübarek üç aylarda, yarı çıplak dansözleri oynatacak.
Oyna yavrum oyna!
Oh ne alâ ne alâ! Bu ne hızlı değişim, terakki ve sefa(!). Yakında herhalde İslâmi kesimden kadınların tertiplediği bekârlık partileri de görürüz. Tıpkı batılı hemcinsleri gibi.
Hadiseye nereden bakarsanız bakınız incitici. Kadınlık vakarı açısından da ayrıca onur kırıcı.
Kadınlar arası oturak âlemi muteber midir, makbul müdür, bir çeşit güzellik yarışmaları muvafık mıdır, özendirilmeli midir, hocalarımız cevap versin.
Neleri meşrulaştırıyoruz, neleri onaylatıp, normalleştiriyoruz; hayat tarzımız nerelere kayıyor, kimlerin etkisi altında kalıp, iç yüzümüzü değiştiriyoruz.
Bu soruların üstü kapatılıyor. Özeleştiri yok, yüzleşme yok, tefekkür yok.
Soma maden faciası üstüne, kutsal aylar üzerine, iç-dış savaş eşiğinde ne güzel bir gelişme, ne mübarek bir İslâmi tekâmül. İşte muhafazakârların bizi getirdiği nokta.
Bu tahribatı hangi karşı gurup yapabilirdi. Üstelik siz İslam davasıyla hareketlerinizi, fikriyat ve hayatınızı inşa ettiğiniz iddiasındasınız.
Ayrıca seksi hareketler yaparak oynayan, orasını burasını sallayan, dansöz kıyafetli bir kadın seyretmekten hangi tipler hoşlanır.
Sahneye çıkaracak, hakiki sanatkârlar, rol modeli gösterilecek kadınlar da kalmadı tabii.
Dindarız, çok dindar, fevkalade İslâmi.
Diyarbakır'da Türk bayrağı teröristlerce indirildi. Biliyor musunuz bu din bayrağının da yere düşürülmesidir.
Türlü belalar içinde, acılarla yüzerken, "İslâmi" olduğu iddiasındaki dergilerin önayak olduğu göbek atmalara, eğlencelere acil ihtiyaç var demek ki.
Memlekette her şey güllük gülistanlık. Oyna(t)maktan başka ne eksiğimiz kaldı.
Analar ağlamasın, gam kasavet çekmesin kadınlar. Ağlamasın yeter ki, vur patlasın çal oynasın. Gelsin sazlar, oynasın kızlar.
Çekinmeyin hanımlar! Tepkiler biraz gerileyince, hadise unutulunca Partiyi bir başka otelde, zaman gecikmeden tekrarlayın. Ki "günah işleme özgürlüğünüze" halel gelmesin. Mesela Ramazan ayı münasiptir.
Bence şöyle güçlü kuvvetli yapılı, yakışıklı bir erkek dansöz çağırın. Daha "şık" olur, meclise yakışır.
Anadolu'daki gibi tepsiye, siniye pardon masaya çıkartır, bir âlâ oynatır, karşılıklı hoşça âlemi çatlatır, böylece akar gidersiniz. Stresinizi atar, kafayı denkleştirirsiniz.
Başörtülerden de iyi mendil olur, sallar neşelenirsiniz.
Nasılsa ileri fetvalar veren din adamları bulunur, nasılsa hep mağdursunuz.