Eskişehir’li 55 yaşındaki Nuran Zorlutuna, Osmanlı dönemine ait yöresel kıyafetleri yaparak hem kültürümüzü, hem de gelişen modaya karşı otuz yıldır bu mesleği yaşatıyor. Zorlutuna, kendi evinin teras katında yaptığı yöresel kıyafetlerle Osmanlıdan günümüzde kadarki giyim kültürümüzün canlı kalmasını sağlıyor.
Çocuk hayali olan bu mesleği 30 yıldır tek başına yapan Zorlutuna, hem Osmanlı kültürünü elbiselere nakşediyor, bir taraftan da bu mesleği ayakta tutmaya çalışıyor. Çalışmalarını genelde Topkapı ve Dolmabahçe Sarayında sultanların kıyafetleri örnek alarak yapan Zorlutuna, 30 yıl içerisinde Türkiye’de pek çok ünlü isme üzerine Osmanlı kültürünü nakşettiği elbise dikmiş. Bu zamana kadar 3 ayrı müze donatan Zorlutuna, yakın zamanda Tansu Çillere, Emine Erdoğan ve Rauf Denktaş gibi isimleri kıyafet dikmiş. Kınalı elleriyle her yöreye ait elbiseyi diken Zorlutuna’nın elinde 150 ve 200 yıllık gelinlikler de mevcut.
Zorlutuna, yöresel kıyafetler dikmenin gelişen moda ve teknolojiye yenik düşen mesleklerden olduğunu söyledi.
“Bu meslek benim için çok önemli, çok seviyorum, çocukluk hayalim” diyen Nuran Zorlutuna, bu zamana kadar pek çok devlet adamına, ünlülere ve sanatçılara yöresel elbiseler diktiğini kaydetti.
Şuana kadar evinin terasındaki atölyesinde üç tane müze donattığını anlatan Zorlutuna, yaptığı kıyafetlerin hepsinin birebir müzelerden alınma tarihi değeri olan kıyafetler olduğunu belirtti. Elbiselerinde genelde Topkapı ve Dolmabahçe Sarayında hep sultanların kıyafetleri seçerek çalıştığını ifade eden Zorlutuna, “Halk oyunları ve yöresel kıyafetlerimizden yaklaşık pek çok yöreye ait kıyafetler yaptım. Kıyafetler Osmanlılar döneminde günlük hayatta ve düğünlerde kullanan yöresel kıyafetlerdir. Yakın süreçte Tansu Çiller, Emine Erdoğan ve Rauf Denktaş gibi isimlere de yöresel kıyafet yaptım. Hediye olarak kıyafet yaptım.” diye konuştu.
Elinde çeşitli dönemlere ait yöresel kıyafetlerde olduğunu ve bunları gittiği yerlerden aldığını aktaran Zorlutuna, “Elimdeki yöresel kıyafetler içerisinde yüz elli yıllık bir gelinlikte mevcut.” dedi.
Söz konusu gelinliğin bir de hikayesi olduğunu dile getiren Nuran Zorlutuna, şöyle dedi: “Bir beyefendi, annesi, eşinin gelinliği olan bu gelinliği eşi vefat edince çocukları parçalayıp hatıra olarak saklamak istemiş. Ancak adamın gelinliğin kesilmesine gönlü razı olmamış. Gelinliği bana getirip sattı. Bende onu yaptığım kıyafetler arasına koydum. Gelinlik Eskişehir’in Sivrihisar yöresine ait 150 yıllık gelinliğidir.”
Elinde her bölgeye ait yöresel gelinliklerin de olduğunu vurgulayan Zorlutuna, şöyle konuştu: ‘’Kına gecelerinde genç kızların giydiği Ankara gelinliği, Kütahya gelinliği, Trabzon gelinliği, İzmir gelinliği yine Eskişehir’in Odunpazarı yöresine ait sarka pesenti bulunmaktadır. Bunların hepsini birebir, farlı müzelerden ve Topkapı Sarayında çizimleri yaparak diktim. Bunların yanı sıra Osmanlı şehzadelerinin sünnetlik kıyafetleri var.” CİHAN