Hemen herkesin malumudur ki Belediyeler, otopark gelirlerini yıllardır usulüne uygun toplamıyor, harcamıyor ve usulüne uygun kullanmıyor
Bu hem belediyelerin inşaat ruhsatı vermeleri sırasında aldıkları otopark paraları için, hem de sonradan kanuna uygun(!) bir biçimde tanzim edip kendi şirketlerine verdikleri/çalıştırdıkları veya çalıştırılmasına vesile oldukları otoparklarda toplanan paralar açısından böyle.
Bu iş sadece büyük şehir belediyeleri için böyle değil. İlçe belediyeleri de aynı kategorideler.
Bunun böyle olduğu ve belediyelerin kanunsuzlukları ile ilgili tespitler son tespitler ve öneriler, TBMM Dilekçe Komisyonu'nda oluşturulan Otopark Paralarını Araştırma Alt Komisyonu'nun raporunda detaylı olarak anlatılmış bulunmaktadır.
Otopark yönetmeliğindeki “Otopark hesabında toplanan meblağ, otopark tesisi dışında başka bir amaçla kullanılamaz.” hükmüne aykırı davranılarak bazı belediyelerce toplanan paranın otopark yapımında değil de, personel maaşları, araç alımı, kaldırım yapımı gibi farklı alanlarda kullanıldığı belirleyen komisyon raporunda bu belediyelerin cezalandırılmasını da istemiş bulunmaktadır.
TBMM Dilekçe Komisyonunun raporuyla artık kapatılamaz bir şekilde ortaya çıkan bu durumu önlemek için kamu kurum ve kuruluşlarının bütün hesaplarını tek çatı altında toplamayı hedefleyen Maliye Bakanlığı, sosyal tesis ve belediye şirketlerinin gelirlerini de artık daha sıkı bir izlemeye almaya başlıyor.
Belediye şirketlerinin otopark başta olmak üzere bütün gelirleri ile orduevi, polisevi ve öğretmenevlerinin bulunduğu bütün sosyal tesisler malî açıdan artık daha net bir şekilde takip edilebilecek.
Böylece hangi belediyenin ne kadar otopark gelir elde ettiği hakkında mevcut verilere göre bilgi sahibi olmak mümkün değilken uygulamayla sosyal tesislerin yanı sıra yıllardır net olarak bilinmeyen belediyelerin otopark gelirleri de artık merkezden bilgisayar ortamında takip edilebilecek.
Bunun için 6 Nisan 2012 Cuma günü yayınlanan Genel Yönetim Mali İstatistikleri Genel Tebliğine göre bu artık mümkün olacak. Tebliğ hükümlerine göre geçmişte belediye şirketlerinin gelir kalemleri ile askeriye ve polis gibi kamu kurumlarına yönelik sosyal tesislerin gelir giderleri hakkında fazlaca bilgi sahibi olamayan Maliye Bakanlığı yeni yapılanma ile buralardaki para hareketlerini yakından takip edebilecek.
Bütün bunlar işin iyi tarafı da, diğer taraftan belediyeler ellerindeki rantı kaybetmemek için bakanlığın bu şeffaflaşma hamlelerini boşa çıkarmak amacıyla ellerinden geleni arkalarına koymamakta kararlı gibi görünüyorlar.
Örneğin Konya’mızda şehir merkezinde otopark sorunu çığ gibi büyüyünce, Büyükşehir Belediyesi’nin otopark olarak kullandığı yerler ve otopark işletmeleri öyle sınır tanımaz oldu ki, bu işletmelere sit alanı olan Alaaddin Tepesi bile eklendi.
Hastane, sağlık ocağı, poliklinik gibi sağlık kuruluşlarının yakınları, müzelerin bulunduğu caddeler ve benzeri birçok yol kenarı Konya Büyükşehir Belediyesi’nin işletmesi olan KONBELTAŞ A.Ş. tarafından otopark işletmesi olarak kullanılıyor ve otoparklarda uygulanan fiyat tarifesi de otoparkın bulunduğu yere göre değişiklik gösterebiliyor.
Konya Büyükşehir Belediyesi’nin kurduğu KONBELTAŞ A.Ş. ile başlattığı otopark uygulamasından elde ettiği otopark değnekçiliği rantı ilçe belediyelerinin de iştahını kabartmış olmalı ki, son olarak Selçuklu Belediyesi Numune hastanesinin doğusundaki Dumlupınar sokaktaki yıllardır boş olarak duran ve çocuk bahçesi yapılacak diye beklenen alanın otopark olarak işletmeye açılmasına izin vermiştir.
Hem de hiçbir düzenleme yapmadan ve ihalesiz bir şekilde ve sözleşme dahi yapmadan.
3 Mayıs Cuma gününden itibaren kimin tarafından görevlendirildiği belli olmayan sözde otoparkçı değnekçiler tarafından kira kontratı olmadan ve henüz sözleşme bile yapılmadan vatandaştan hangi tarifeye göre alındığı belli olmayan bir şekilde vatandaştan otopark parası adı altında haraç toplanmaya başlanılmıştır.
Hâlbuki hukukun temel ilkeleri gereği olarak yollar, parklar, kaldırımlar halkın ortak malıdır ve kamusal alandır. Buralar tamamen kamu hizmetine tahsis edilmiştir ve bu konuda belediyeler kâr amacı güdemezler. Herkes bilir ki hemşerilerin kullanımına tahsis edilmiş olan bu tür kamu malları ne satılabilir ne de kiraya verilebilir. Sadece hemşerilerinin ücretsiz kullanımına sunabilirler.
Bu o yöre vatandaşının en temel hakkıdır.
Ancak son yıllarda Türkiye'de para ve sermaye, hukuktan daha değerli kabul edildiği için, kazanç ve menfaat uğruna resmi kurumlar bile hukukun temelini yok sayabiliyor.
Hem de Başbakanın “İmar projesi onaylanırken ne yazık ki evlerin altına garajlar konmadığı için veya mahallelerde garajlar olmadığı için sokaklar işgal altında. İki araç yan yana rahat geçemiyor. Zaten sokaklar dar, böyle bir şekilde bakın neredeyse boş yer yok." sözüne rağmen.