MAİS Genel Müdürü Berk Çağdaş, otomotiv sektörüne dair 2024 yılı değerlendirmelerini ve 2025 beklentilerini anlattı.
Çağdaş, yılın ilk çeyreğinde öne çekilmiş bir taleple karşılaştıklarını, yerel seçimlerin ardından sıkı para politikası ve döviz kurlarındaki belirsizliğin potansiyel alıcılarda ve distribütörlerde endişe oluşturduğunu belirterek, yüksek bir satış adedine şahit olduklarını söyledi. Çağdaş, seçim sonrası dönemde kredi maliyetlerindeki artış, krediye ulaşmada kısıtlar ve zorlukların etkisiyle nisandan itibaren sektörde bir daralma beklentisi oluştuğunu dile getirerek, satış adetlerinin düşmeye başladığını anlattı.
Bu durum devam ederken, araçların standart donanımlarına çeşitli güvenlik paketlerini dahil ederek üretim yapılmasını zorunlu kılan ve araçların daha güvenli hale gelmesini amaçlayan "GSR 2" düzenlenmelerinde bu pakete sahip olmayan araçların artık tescil edilemeyeceği şeklindeki bilgilerin, markaları stok eritmeye yönlendirdiğini ifade eden Çağdaş, halihazırda kredi uygulamalarının da azalmasından dolayı, otomotiv fiyatlarında ciddi şekilde indirimlerin yaşandığını dile getirdi. Araçların fiyatlarının olması gerekenin çok altında gerçekleştiğine vurgu yapan Çağdaş, şöyle devam etti: "Dolayısıyla bugüne geldiğimizde kasım sonu itibarıyla toplam sektör satışları yaklaşık 1 milyon 68 bin adet olarak gerçekleşti. Bu geçen senenin sadece yüzde 0,5 altında. Geçen sene araç bulunamayan bir ortam vardı. Her türlü stokun anında satıldığı bir ortam vardı. Bu sene ürün bolluğu olan fakat GSR 1 sebebiyle fiyatları indirilmiş adeta elden çıkarılmaya çalışılan stok pozisyonu olduğundan yüksek adetli satışlar geçen seneye paralel gerçekleşti."
"OTOMOTİV SEKTÖRÜ YIL SONUNDA 1 MİLYON 200 BİN ADEDE ULAŞABİLİR"
MAİS Genel Müdürü Çağdaş, bu yıl otomotiv sektörünün yaklaşık 1 milyon 200 bin adette bir seviyeye ulaşabileceğini, bunu da geçebileceğini belirterek, "Çünkü aralık ayında şu an itibarıyla yapılan satışlara ve sektörün araç çekiş stok eritme hızına bakıldığında, yaklaşık 150 bin adetlik bir satış öngörülebilir. Bu da geçmiş yıllara bakıldığında önemli bir adet anlamına geliyor." dedi. Özellikle otomotiv sektörü için Türkiye'nin çok potansiyelli bir ülke olduğuna işaret eden Çağdaş, "Bunun çeşitli sebepleri var, bir kere şehirleşme hızı ülkemizde diğer OECD ülkelerine göre katbekat fazla. Dolayısıyla yeni yerleşim alanlarının kurulması otomotiv ihtiyacını tetikliyor. Türkiye'de hala her 1000 kişiye 177 araç düşüyor ama AB ülkelerinde bu rakam 570 civarında." değerlendirmesini yaptı. Türkiye'deki enflasyonun azalması, faizlerin daha düşük seviyelere gelmesi, ekonomik istikrar, kurdaki stabilite gibi etmenlerin ekonomide daha fazla gündem teşkil etmeye başlayınca, tüketicilerin harcanabilir gelirlerindeki artışı otomobil almakta kullandığını ifade eden Çağdaş, bu anlamda yeni yılda Türkiye'de 1 milyonun altında araç satış adedini beklemenin çok doğru olmayacağını söyledi.
"2025 YILINDA 1 MİLYONUN ÜZERİNDE BİR PAZAR BEKLİYORUM"
Çağdaş, Türkiye'nin artık milyonlu adetlere alışması gerektiğini söyleyerek, "Para politikası uygulamalarında, enflasyondaki olumlu iyileşmelere paralel olarak bir gevşeme yaşıyoruz. Bunun faizler üzerinde düşüş yönünde etkisi olacağını da düşünerek, 2025 yılında 1 milyonun üzerinde bir pazar bekliyorum. Bankalardaki kredi musluklarının bu anlamda tüketime yönelik olarak artacağa beklentisiyle bunun olabileceğini söylemek çok da kahinlik olmayacaktır." diye konuştu. Türkiye'nin otomotiv üretimi açısında son derece deneyimli bir pazar olduğunun da altını çizen Çağdaş, üretim faktörleri kıyaslaması yapıldığında avantajlı bir pazar olarak çıktığını aktardı. Sıfır hatayla üretim yapılabilen fabrikaların Türkiye'de faaliyet gösterdiğini bildiren Çağdaş, şöyle devam etti: "Çok rahatlıkla bunu gururla söyleyebiliriz. Baktığınızda yıllık 32-33 milyar dolar ihracat yapan, dolayısıyla otomotiv, net ihracat fazlası ve net dış ticaret fazlası veren bir sektör. Ülkemiz çok önemli bir ağır ticari ve ticari araç üretim merkezi. Yine bizim de dahil olduğumuz bir çok otomotiv üretimi yapan üreticiler mevcut. Türkiye'nin bu anlamda yadsınamaz bir kalitesi ve tecrübesi var." Otomotiv sektörünün Türkiye'de çok yüksek bir bağlılık oranına sahip olduğunu kaydeden Çağdaş, "Bir adet otomotiv üretilmesi için 12-13 sektörden girdi almanız gerekiyor. Bu, bir birim için 12 sektörü çalıştırıyorsunuz demek. Bir birim otomotiv ürünü 7-8 farklı sektöre girdi olabiliyor. Kilit ve potansiyel bir sektör." dedi.