BBP Konya İl Başkanı Osman Seçgin'in yazısı şu şekilde:
Birlik’te Olmalıyız
Selamünaleyküm.
Bize okurları ile buluşma imkânı veren Merhaba gazetesi yöneticilerine teşekkür ediyorum.
Ülkemizin coğrafi ve stratejik konumu itibarı ile ülkemizin çevremizde gelişen olaylar direkt olarak Türkiye’yi ilgilendiriyor.
Gerek sınır komşumuz olan ülkelerde yaşananlar olsun gerekse Orta Doğu’da cereyan eden olaylar olsun bölgenin ve Türk-İslam dünyasının hamisi olan Türkiye’yi yakından ilgilendiren meselelerdir.
Dolayısı ile ülkemizin dışında oluşan ve oluşturulmak istenen kaosa karşı ülke içinde birliğimizi bozmadan daha dirayetli bir duruş sergilemek zorundayız.
Mesela ABD’de, BM binasının tam karşısında açılan Türk Evi, dış politika ve milli birlik izlenimi açısından önemli bir gelişmedir. Türkiye’nin dış politika vizyonuna ivme kazandıracak bir açılışı Türk milleti olarak sahiplenmek ve ülkemiz adına onur duymak zorundayız.
Bir dönemin değil uzun bir sürecin meyvesi olan bu yapıtta;
Merhum Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’den tutun eski dış işleri bakanımız İhsan Sabri Çağlayangil’e kadar 1977 tarihinden itibaren birçok insanın katkısı ve emeği var. Bu sebeptendir ki bir dönemin değil Türkiye’nin yurt dışında yaptığı uzun soluklu bir devlet yatırımı olması hasebi ile ülke içinde birlik olarak sahiplenilmesi ve gurur duyulması gereken bir yapıdır.
Öte yandan Libya’da yaşanan yeni gelişmeler yine ülke içinde Mavi Vatan kavramını ve dış politikada gösterilmesi gereken birlikteliği daha da perçinlememiz gerektiğini bir kez daha gösteriyor.
Hafter yanlısı Tobruk’taki Temsilciler Meclisi arka arkaya Hafter'in adaylığının önünü açan tasarının yasalaştığını duyurdu.
Ardından Ulusal Birlik Hükümeti'nden (UBH) güvenoyunu çektiğine dair açıklama yaptı.
Buna karşın Başbakan Dibeye yaptığı mitinglerde halkının ulusal birlik hükümetine desteğinin tam bir şekilde devam ettiğini meydanlarda gösterdi.
Başta Türkiye olmak üzere aldığı destek mesajları ile başında olduğu hükümetin uluslararası meşruiyete sahip olduğunu da uluslararası arenada gösterdi.
Özellikle Türkiye’nin karşısında konumlanan devletlerin Hafter yanlısı olması ve Ulusal Birlik Hükümetinin Türkiye ile ilişkilerinin iyi olmasını istemeyen davranışlar sergilemesine karşılık Türkiye’nin içeride daha diri ve daha sağlam bir duruş sergileyerek devletinin attığı her adımda desteklerinin sonsuz olduğunu göstermesi gerek.
Suriye meselesi;
Suların durgunlaşmadığı ve Orta Doğu’nun şu an için en çok kanayan yarası…
Özellikle sınırımızın hemen öte yanı oluşu nedeni ile daha hassas olduğumuz bölge.
İdlip kırsalında Rusya ile sürekli müzakereler yaptığımız bu dönemlerde devletimizin elini güçlendirecek en önemli etken yine ülke içinde birlik oluşumuzdan geçecek.
Son yaşanan Soçi gelişmelerinde S400 konusundan ABD’nin vereceği F35’lere,
İdlip kırsalından Kırım ve Orta Asya üzerine bir çok konunun görüşüldüğü dünya basınında yer aldı.
Elbette Rusya ile bir çok konuda anlaşmazlıklarımız var.
Ama bu anlaşmazlıkları konjonktür gereği bazen esnek bir üslûp ile bazen de geri adım atmaksızın deklare ederek gündeme getirmek zorundayız.
Yani özetle;
Ülkemizin içinde bulunduğu dış politika, içeride sağlanacak birlik ve beraberlik ile doğru orantılı olacaktır. Ülke içinde birliğini sağlamış bir Türkiye, dünyanın diğer ülkelerine yapacakları hamlelerde ikinci kez düşünme mecburiyeti oluşturur.
Son olarak gazi meclisimiz yeni yasama dönemine girmiş bulunmakta, hayırlı olsun diyorum.
Türkiye 3 yıldan daha uzun bir süredir yeni bir sistemle idare ediliyor. Elbette eksiklikleri oldukça fazla denilebilir. Ancak her eksik denilen sistem anında değiştirilemez. Sistem değişikliğinden öte uyum yasaları biran önce çıkartılsa, meclis denetim yetkisini tam olarak yapabilse, yargı bağımsızlığı konusu güvence altına alınsa velhasıl güçler arasındaki ayrım kalın çizgilerle çizilse… çok mu zor? Bence değil, en azından sistem değişikliğinden zor değil. Maalesef biz zor olandan başlayarak uzlaşmanın önünü tıkamayı tercih ediyoruz. Hâlbuki uzlaşabileceğimiz o kadar çok konu var, ama üstüne gitmiyoruz.
Siyaset çözüm merciidir. Vatandaş kavga istemiyor. Vatandaş çözüm istiyor. Vatandaş; kendisi için neler yapacağınıza bakıyor, dünyasını nasıl zenginleştireceksiniz, hayat standardını nasıl yükselteceksiniz. Güvenliğini, refahını nasıl sağlayacaksınız.
Büyük Birlik Partisi olarak siyasetimizin merkezinde her zaman insan oldu. Bu doğrultuda iktidarda kimin olduğuna bakmadan yaptığı doğruların destekçisi olduğumuz gibi, yapılan yanlışların da karşısında durduk. Mesele Milleti esas, devleti ebed-müddet bir anlayışı yaşatmaksa bu devletin insanını güvenli, özgür ve refah içinde yaşatmak gerekiyor. Bu uğurda birlik ve beraberlik içinde tüm vatandaşlarımızın; ön yargılarımızı bir kenara bırakarak çalışma mecburiyetimiz vardır.
Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun dediği gibi;
“Hepimiz aynı kilimin desenleriyiz.”
Bu kilimin desenlerini bozmak isteyen kim olursa olsun onlara karşı birlik olmak zorundayız. Çünkü biz, bu kilimin desenlerini yüz yıllardır bu topraklarda birlikte yaşayarak oluşturduk ve birlikte yaşayarak devam ettireceğiz. Selam ve dualarla...